tam "bitmediii, daha söyleyecek çok şey var." diyecekken söyleyecekleri gırtlağına düğümlenen, parmakları kilitlenip yazamayan, "neyse" deyip susan yazarların oluşturduğu zümredir...
biliyoruz da konuşuyoruz ya da ah ulen herşeyi bir yazabilseydim yazarlarıdır, gizemi severler, okuyucu kitlenin gözünde karizma kazanma peşindedirler, her boku bildiklerini ama birçok şeyi açıklayamadıklarını, kendi çaplarında vip olduklarını ima etmeye çalışırlar.
Bu yazarlara örnek için
(bkz: kızılmaske)
soyleyecek sozu bitmis ama bunu belli etmek istemeyen ve kendine sekil yapanlardan mutevellid club. bende daha ne numaralar var, ne fikirler fokurduyor buyuk bir comlege benzeyen beynimde de hadi yine anlamazsiniz, etmezsiniz kisa keseyim demektedirler kendilerince. aslinda eli cetvelli bir ogretmen verip baslarina o noktalari kokulu silgileriyle sildirip, en az uc cumlelik birseyler yazmalari istenmelidir. kagitlara beraber bakardik sonra da. *
entry'sinin son cümlesini yazıp noktalarını koyduktan sonra "amma afilli laf ettim, yaaa kalırsınız işte öyle" mânâsı taşıması mümkün bir eylemin yılmaz savunucularının kurduğu dernektir.
kesinlikle derin iliskileri olan, basite indirgenmemesi gereken kuluptur. mesela mouse yi sol framedeki basliklarin uzerinde tuttugunuzda beliren uc nokta bu isin icinde daha kimlerin oldugu hakkinda akla bazi soru isaretleri getirebilir.
NEDEN YAPTIĞIMI GERÇEKTEN BiLMEDiĞiM, SÖZLÜĞÜN DE KURALLARINA AYKIRI BiR KONU BU. AMA NEDENiNi BiLMESEMDE SEViYORUM HER CÜMLEMiN SONUNA ÜÇ NOKTA KOYMAYI. KAFA KARIŞIKLIĞINDAN DEĞiL AMA EN AZINDAN BUNU BiLiYORUM. HERŞEYE NEDEN ARAMAMAK LAZIM BUNU DA.
nedir kardesim, varsa bir derdin yaz buyur. cumle bitimine noktalar koyarak sekil yaparlar ki bakan da, aman da daha ne enteresan, ne derin, guzel ve bitmez fikirleri varmis bu konuda sansin. kil oluyorum, sinir oluyorum. varsa bir lafin iste klavye, iste sayfa. noktalara bakarak senin kiymetli fikirlerini anlayamiyorum ben, hade yaz bakim. yok lafin bitmis ise, koy noktani, git isine!
"ben bu entryi yazdım ama sen hemen entryme bakıp oyunu verme, aslında bu cümle anlattıklarından çok anlatmak istedikleriyle dolu bir cümle... bu cümle içerisinde yazılanlardan daha çok anlamlar içeriyor, eğer bu cümledeki gibi düşünmüyorsan benim hakkımda kötü düşünme, sonuna üç nokta koyarak senin gönlünden geçenlere de yer ayırıyorum..." diyenlerin kulubudur.
kendi derinliğinin farkına varmış insanlardır. her insanın derin olduğunu ve kalıplara sokulmadan önce, herkesin kendince dalları budakları, kökleri yaprakları olduğunu bilirler. yazının da fikirleri kalıba sokma aracı olduğunu görüp buna isyan etmişlerdir. kendini yazarak ifade eden insanın, sırf yazmaklığından zaten yeterince kısıtlanmış olduğunu görmüşlerdir. kısıtlanma, kalıba sokulma durumuna karşı olabilecek her türlü duruşu sergilerler. fikirlerini ifade etmek için, ne eski yazarların ne de resmi kurumların talimatlarına uymak zorunda olmadıklarını düşünürler. bir fikrin dikkate alınması için, o fikri, önceki fikirlerle benzer şekilde ifade etmek zorunda olmanın kısıtlayıcılığına karşı çıkarlar.statüko meraklısı ve kulüp üyelerini -insanları kendi derinliğiyle etkilemeye çalışmak gibi- saçma sapan sebeplerle itham eden yazarlarımız sanırım kendilerinden biliyorlar insanları etkilemeye çalışma numaralarını. insanı kalıba sokmak gibi beyhude her türlü kalıba karşı çıkan bu anarko-sosyalist arkadaşları en derin hislerimle kucaklıyorum. viva la fikirtepe.
ps: sakın bana "biz çok gördük böylelerini, hepsi gösteriş peşinde" diye gelmeyin. size "hayat tecrübesiyle önyargı arasındaki fark nedir" diye sorarım, geceniz mahvolur. dadaist etmeyin beni mesaimin son saatinde.