bazen umarsızca;
o anki ruh halimden dolayı ne yazdığıma bile bakmadan
bazen dikkatle;
iki üç defa okuduktan sonra, hafızamda kalabildiği kadar kalsın deyip. başkalarının okumasına gerek görmemekten.
Bazen gururla;
ne güzel yazmışım dedikten sonra. ama bu güzelliğin önünde arkasındaki sığ entrylerle aynı yerde olmasına gönlüm elvermediği için.
bazen utanarak;
ne yazmışım ben böyle, yarın eşim dostum, çoluğum çocuğum görür diye.
Bazen hüzünle;
güzel anların artı hatıra olduğunu ve ömrün rüzgar gibi geçtiğini anımsamamak için. Geçmişi silmek babında.
Bazen ümitle;
Daha iyilerini yazacağım, daha iyilerini yaşayacağım çünki düşüncesiyle.
Yani ne için yazıyorsam onun içinde silerim ben.
Sandığınız gibi değil. Silmekte yazmak kadar cesaret ister.
Silmek yazmaktan daha büyük bir eylemdir. Çünkü silmek için önce yazmak gerekir.
Bir anlık sinir ve öfkeyle yazılan veya doğruluğu hakkında emin olunmadan yazılıp çizilen, yasal suç teşkil edebilecek bir içeriğe sahip olan bir entrye uygulanan aktivite. Bunun yanında kimileri entryleri ilgi görmeyince ya da eksi oy alınca da silebiliyor. Bizi açıkçası ilgilendirmeyen bir davranış, evet.
Buradaki yancıların ve kankaların, kendilerine yalakalık yapan raporlu ruh hastası dostları için yaptığı eylemdir. Halbuki yaptıkları, "ne kadar haklı olduğunuzu ispatlamaktan öteye gidemeyen" bir eylemdir. Yazık, ne kadar eziklerse, silince; bir rahatlama geliyor, tanrı falan gibi hissediyorlar belli ki. *