nerede nasıl konuşacağını, davranacağını bilen, diksiyonu düzgün, sanat, edebiyat, siyaset alanında kendini geliştirmiş, genel kültür zengini insanlar.
Normal hayatında 'hey kanka watzap, sagopanın yeni parçasını duydun mu aga süpe bi saundu var ooo yeaa' diye konuşan malların en büyük hassasiyetidir. tamam çok birikimlisiniz, kültürlüsünüz.
ingilizcesi ve fransızca aslı 'intellectuel'dır, 2 'l' ile yazılır ve telaffuz edilir. Türkçe'ye 'entelektüel' diye aktarılmış olsa da farklı yazılması bu kadar hassasiyeti hakedecek bir durum değildir. Biz kendi kelimelerimize ve dil bilgisi kurallarına sahip çıkalım da fransızca kelimeleri sonra düşünürüz. Zaten bu kelime 'aydın, kültürlü' gibi türkçe sözcüklerle ifade edilebiliyor.
çok bilmiş, aydın anlamına gelen kelimedir. efendim enteller'in en sevmediğim yanı; 2 kelime öğrendiler diye kendilerini bi toplumdan yüksekte görmeleridir. geneli olmayabilir ama bir çoğu ne yazık ki böyledir. nitekim ben entel olma çabasında değilim; klasik müzik dinlemem, kitap okumayı da pek sevmem. ama varoş/kro kesimdende değilim, olduğum gibi toplumundayım. entelektüel kişilerin bir çoğu kendilerini belirli toplumlardan yüksek görmek zorunda mıdır?? sadece tek kendileri biliyolar ya diğerleri de kim ki zaten? bi de entelektüel olcam diye çırpınan özenti tipler vardır işte bu toplum nefret edilesi toplumdur efendim. rock dinlerler, sinemaya giderler entelim diye gezerler. entelektüel olanların bir çoğu kendilerini göklerde gördükleri için benim için aşağıdadır. hele hele özenti olanları en diptedir. bu yüzden nick im böyle...
şu sıralar içi boşaltılmış kavram. aynı aydın olma gibi. genel olarak ergenlikte bir entel olma takıntısı geçer bazı insanlara. entelektüel olmak için kendini o kadar kasar ki, saçmalamaktan öteye gidemez. kitap okur, ama okuduğu kitabı köprü altından sahte alır. entelektüel olmayı, kişinin kendi kazanabileceği birşey olduğunu düşünür.* yok yavrucum yok, başkalarının ilgi alanlarına özenmekle, kitap okuyarak, frappuccino içimekle olmaz bu iş. boşuna ortalarda ben marjinal zevkleri olan biriyim diye dolaşma. en nihayetinde aileden gelir. eğitim seviyesinden, görgüden gelir.
halk nazarında;
o konferans senin, bu bienal benim koştururken araya festival, sinema, tiyatro, opera, bale, konser katıştırır, kulis yollarını aşındırdıktan sonra çin lokantasında veya italyan mutfağında karnını doyurur. doymazsa kitap, mecmua sayfalarını hatta resim çerçevelerini kemirir. futboldan iğrenir, geneli zengin çocuğudur. fülar takar, pipo içer, kırmızı pantolon giyer, gökkuşağı sever, yumuşakçalardır... kanısı hakimdir. ve tepkiler genelde "amuğa godumun enteli" küfrü kullanılarak dile getirilir.
entel de olsa insandır. öyle denilmemelidir, hor görülmemelidir fakir. yazık lan! acıdım şimdi..
neyse efendim bununla birlikte;
sokaklarda yetişenleri, futbol manyağı, statta ana bacı küfür edenleri, jakuzi yerine hamamı tercih edenleri, ottan boktan yemekler yerine kebap sevenleri, nutellayı parmakla yiyenleri, orhan, müslüm dinleyenleri, her şeyden önce ilim ve irfan konusunda batıdan medet umup ecdadına sırt çevirmek yerine ilkin zengin ve deruni bir geçmişe sahip kendi kaynaklarıyla aklını açanları mevcuttur..
sonra entel çok ağır küfür etti, azımı burnumu dağıttı demeyin!
benden söylemesi, olur mu olur..
bir arkadaşım bir gün bana sen de hbb'sin demişti;
hbb nedir diye sorduğumda, her boku bilen cevabını aldığımda gülmüştüm.
Entellektüelle bağlantısı nedir diye sorarsanız, entellektüeller hbb olabilir diye anlattım :)
sıfat edinip başının göğe ereceğini düşünen insanların ayakları altında ezilmektedir fikret kızılok un nadide eserinde anlatıldığı gibi. ütopyası genişlerin tebessüm edip ego yapabilme çalışmalarının tümü olduğu gibi.
"filozofik yaklaşımlar da artık biraz seksüel
afrodizyak bir sofrada, şişeler virtüel
geceyarısından evvel
buda, konfiçyus, marx ya da mendel
bir kadın tavındadır... entelektüel"
günde 11 saat kitap okuyan kişi.
tamam abartılı bir tanım oldu. günde 3 saat bile yeterli bence. hadi bu da abartılı ldu, bari yazmadan önce bir kaç bir şey okusun. çünkü sonra gelip sözlükte çakma entelcilik oynuyorlar..
Yaratıcı zekaya sahip olan bir düşünce adamıdır. Bulduğuyla sla yetinmez, bu nedenle sürekli araştıran, hiç bir şeye körü körüne bağlı kalmayan, fikirleri ile nemalanmaktan ziyade, genellikle doğru fikir ürettiği için bir çok kesim tarafından düşman edilir. Fikirleri evrenseldir dar kalıplarda sıkışıp kalmaz.
Özgürlükçüdür, bu nedenle korku nedir bilmez ve düşüncelerine asla gem vurmaz. Doğru bildiğinden şaşmaz, doğmaların dışına çıkmaktan korkmaz. işte bu nedenlerle Entellektüel kişi farklıdır.
Her düşün adamına entellektüel denmez. Entellektüel olma özelliğine sahip olmayanlar toplumda kendilerini bu kategoride görür ve göstermeye çalışırlar, genellikle fikirleri belli bir dogma'nın ürünü olduğu için evrensel olamazlar ve dar bir fikri alanda sıkışıp kalırlar. Bu tür kişilerin kategorisi ise halk dilinde entel dantel takımı olarak adlandırılır. (bkz: Entel dantel)
kelime anlamı "çok okumuş, görgülü, aydın, kültürlü, bilgili, düşünebilen" türü şeyler çağrıştıran.
öncelikle entellektüel, entelektüelin yanlış yazılmışı oluyor, entel ise genellikle entelektüel olmaya çalışıp yüzüne gözüne bulaştıranlara deniyor.
modern dünyanın insanlarda talepleri artmaktadır. artık dedelerimiz gibi zanaatkar olmak veya babamız gibi alaylı olmak, ceo olmaya yetmiyor.
entelektüel olma çabası, kişinin kendini donatma ve doldurma isteğinden çok daha fazla, etrafında bulunanlar, girip çıktığı ortamlar, onu tanıyanlar veya tanıma ihtimali olanlar arasında yükselme ve prim yapma arzusundan ileri gelmektedir. böylelerinin çoğunun sonu entel olsa da, entelektüel olsa ne yazar ?
entelektüellik, bir kişiyi tanıtırken sıfat haline gelebiliyorsa -prof gibi- bu bile onu elde etmenin kişiye belli bir makam ve ilişkiler kanalı sunacağı çok açıktır. entelektüelizm öncelilkle izafen değerlendirilebilecek, pek nesnel olmayan, felsefi bir kavramdır biraz.
dört mezhebin farklarını ezbere bilen entelektüel olamaz mı, sekiz tane dünya klasiği rus romanı okumuş olurken ?
abdülkadir geylani'nin "gunyetüt talibin" eserini anlayabilmiş ve sindirebilmiş birisi entelektüel değildir de, isimler çağında tanıdıkları sayesinde, okuduklarının özeti tadında yani yeni hiçbir şey sunmayan makaleleri orada burada çıkan adam mı entelektüel oluyor ?
entelektüel olmak kimin cebine para oluyor, kimin gözünü boyuyor ?
en büyük cehalet rabbini bilmemekse, "nefsini bilen rabbini bilir" hadisinden yola çıkarak bu kişi kendini de bilmiyorsa, alnı yere değmeyen biri nasıl entelektüel olur da kara cahil olarak lanse edilmez ?
okumuş, bilgilenmiş, aydın kişidir. kendini entelektüel göstermeye çalışan ama bir bilgi birikimine sahip olamamış kimseler ise (bkz: entel) olarak isimlendirilir.
