yaz sıcağından henüz kurtulamayan akşamlar var burada. neme hasret çiçekler hem neme gerek alıngan soğukluğu istanbul akşamlarının? kurtulamamış nostjisinden henüz, o da haklı kendi zatında. 2009dan saymaktadır kadeh ağırlığında tok yıllarını.
varsa yoksa, bir uzun hava aşk değil midir sebep olan ölümlere? kıyımın özü, aslen karanlık; aslen alaca
etme! diyor ; mevlana hu-şuhunda aşk. yapabileceklerinin fevki bu değil midir? ten dokunuşunda iffetin, can tatlılığında şekerim deyişin de mi yetmiyor sana?
saat kadranlarında sabit, temrenine hasıl duruşun. sanavberdir adım atışlarında mizacın. baktığım zaman ışıldıyor göz dedikleri o , sende tanrının ayrı iki parçası. yanaklarında güzeldir bülbül ötüşü, en güzel umuttur kuşun kanadında sana uçup gelen.
titriyor yaz sıcağında alamet-i farikası meşhur buharlaşmaların, bana geliyorsun en ufak yaprak kıpırdamasında. hep bana geleceksin
bir umut koşar adımlar, senden içre her şeye inat. bir nefes dolarsın içerime. boş da olsa taşıtmadıklarının içerisi, kalben senden öte her şeye dik duruşlarım var benim.
umursamaz hülyalarım beni. bilinç altım kaldırmıyor elimde değil. vesilesi ben iken hülya yüklü bakışlarının, görmediklerine inat çok daha netim bu gün..