Dünyanın en basit uygulanan imajlarından biridir. Şekilciliğin tavan yaptiği ülkemizde sadece on dakikaya bakar. Bakar bakarda lakin bunu pazarlamak her baba yiğidin harcı değildir.
kişi bir ruh düzeyine ulaşmaya ve onu yansıtacak posta girmeyi aklına koyduysa, bir düşünce yapısı geliştirip ona uygun bir görsel kılıf araştırmasına girdiyse atacağı ilk adımın adresi karakter bozukluğu olur. çünkü zihnin doğal ilerleme sürecini takip ederek eriştiği mertebe giyimden-kuşamdan münezzehtir.
üniversitedeyken oldukça sıradan bir arakadaş, entelektüel dendiğinde akla gelen şekil neyse onun perakende piyasasının getirisi olabilecek karılı- kızlı ortamlardan istifade etmek amacıyla olsa gerek bir sabah , başında kasket, boynunda fular, belden oturtma kalın bir diz üstü mont, yaz günü giymek için gerçekten entelektüel olmayı gerektirecek (alakaya bak) koca botlar giyinmiş halde okula geldi. herkesin şaşkın bakışlarının temas ettiği hakikati anlayamamış olması, onda beklediği etkiyi oluşturduğu konusunda bir kanaate vesile oldu. o günden sonra eski telefon rehberi kalınlığında kitaplarla pozlar verip, kantinci ilyas emmiyle konuşurken bile felsefi terimler kullanmaya başladı. sanatın her alanında söz sahibi olmak gibi bir gayesi vardı ve özellikle müziğe eğildi. öyle ciddi eğilmiş ki geçen sene ortak tanıdıklardan biriyle karşılaştım ve konu bu avangard entelektüelden açılınca yüksek sanat aşkının dayanılmaz sürükleyiciliği sayesinde düğün şarkıcılığı yaptığını, düğün salonlarında insanları deli gibi eğlendirdiğini öğrendim. ve tefekküre daldım hemen; allahım dedim, entelektüel olmaya karar vermiş birini bu şekilde ekmek sahibi yaptın da seni bilmeyen külli kafirdir dedim.
