hiçbir cemaatle bağlantısı yoktur. bu ülkedeki cemaatlerin, müslümanlığa birer engel olduğunu düşünür. tek yol göstericisi, kur'an ı kerim ve sünnetlerdir.
aynı zamanda, dersim katliamı yapıp, istiklal mahkemeleri gibi ne idüğü belirsiz mahkemelerde insan astıran bir zihneyiti de desteklememektedir. ezanı türkçe yaptıran bir zihniyeti desteklememektedir.
taraf olduğu partinin kuran kursu yıktırmasındaki amacının ne olduğunu bilen birisidir.
--spoiler--
Piyale Paşa Camisi, Mimar Sinan tarafından yapılan, istanbul'un ve Türkiyenin en önemli tarihî ve kültürel ibadethanesidir. Haliç ten iplikçi deresi vasıtasıyla sandallarla dahi ulaşılabilen Fatih Camisi gibi büyük bir cami. Ama, ne yazık ki, uzun yıllardan bu yana, ona gerçek sahiplik yapılamadığı için, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz veyahut Kültür Bakanlığımız veyahut bütçemiz veyahut belediyelerimiz gerçek sahipliğini yapamadığı için, Fatih Camisinin orta avlusuna bir Kuran kursu kondursaydık ne diyeceklerdi? Kırk beş yıl önce orada bir Kur an kursu yapılmış, caminin avlusuna ve kırk beş yıl önce olduğu için, zaten, dayanıklılığı açısından da tartışma konusu olduğunu, muhtemel bir deprem olduğu takdirde yıkılabileceğini, Mimar Sinan'ın o kültürel, sanatsal eserinin bahçesine bunun yakışmadığını, buranın mutlaka boşaltılarak başka taraflara taşınması gerektiğini o dönemlerde ben başlatmıştım, ve Kuran kursu yöneticileriyle bir anlaşma yaptık. Dedik ki: ''Size ayrı bir yer gösterelim, oraya sizi taşıyalım, burayı boşaltalım, çevirelim. Büyükşehir Belediye Başkanımız da bize destek verecek. Bu Caminin etrafını tamamen boşaltacağız. Vakıflar Genel Müdürlüğüyle birlikte de böyle tarihî eserleri onaracağız.'' Onlar, dediler ki: ''Nereye taşıyacaksınız? Nereyi istiyorsunuz?'' 150 metre hemen aşağısında bir arsaları vardı. Orada imar durumları da müsaitti. ''inşaatları yapın, biz, size, Vakıflar kanalıyla destek vereceğiz&'' ve altı katlı binayı yaptılar, oraya taşındılar. Dediler ki: 'Bize bu yetmeyecek.' Emir Efendi de, Kulaksız da, Emir Efendi Camisi nin hemen arkasında ''Beyoğlu insan ve Çevre Vakfı'' diye benim kurduğum bir vakfın öncülüğünde, 400 metrekare temelli, altı katlı, asansörlü, kaloriferli, sosyal tesisli, modern bir binayı yaptık. Bunu da bunlara tahsis ettik, meşru olarak. ''Tamam, bundan sonra boşaltacağız'' dediler ve sürekli istismar ettiler, istismar ettiler. Benim dönemim bitti, benden sonra Kadir Topbaş Bey aynı şeyi devam ettirdi. Dedi ki: Artık, siz bunu boşaltmalısınız.'' ''Tamam, ama, bize yine yetmeyecek'' dediler. ''Yetmeyecekse, Sinan Paşa Camisi'nin yanında da kaba inşaatı bitmiş bir yer vardır; maliyetine, size, bunu da tahsis edelim, gelin, oraya gelin'' denmiş olmasına rağmen, ''tamam'' dediler söz verdiler ve netice itibarıyla, on iki yıl bizi oyalaya oyalaya bu noktaya gelindikten sonra, Kültür Bakanlığımız ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün ve istanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın, hassasiyetle, tarihî ve kültürel eserleri korumaya matuf atmış oldukları adımların devamına yönelik Piyale Paşa Camisi nin aslına uygun bir hüviyete kavuşturulması için, o binanın artık yıkılması gerektiğini, daha fazla istismar etmemeniz gerektiğini söyleyerek ''Tamam'' dediler, ''boşaltıyoruz'' dediler. Ne zaman ki, dozerler oraya geldi, bir istismarcı, provokatörler geldiler ''efendim, bunlar Kuran kursu yıkan''
--spoiler--
eğer yolu tunceli'den geçerse durup şehri gezsin, dolaşsın. belki entelllllektüelim diye hava attığı cahil beyni dersim harekatı ile ilgili birkaç çıkarım yapar.
ve eğer cumhuriyeti beğenmiyorsa tunceli'den biraz daha doğuya gidip sınırı geçebilir* ve hayatını orada devam ettirebilir.
cumhuriyetle bir sorunu yoktur, müslüman olmasından dolayı kendisini iran'a yollayanlara diyeceği tek şey, çok beğendiğiniz laiklik için fransaya gidin.
entellektüellik anlaysinda pozitif bilimin yeri olmayan, sadece demokrasi, eşitlik gibi her agza pelesenk olmus kavramların cıgırtkanlıgıyla ve uc bes kurusluk tarih ve siyaset bilgisiyle entellektüelliklik yapan malocan dır..
entellektüel yazanlara, entelektüel nasıl yazılır şeklinde ders verebilecek kapasiteye sahip olduğunu söyleyen yazar.
ancak entelektüelin nasıl yazıldığını bilecek kadar entelektüel görünmektedir. zira yazdığı yazıları sokaktaki adam da söylemektedir.
yorumlama ve aktarma adına şu ana kadar bir şey görülmemiştir.
örneğin; (#11735560) şeklinde bir başlık açıp, sebep-sonuç,nedenleri adına bir şey yazmayıp, basit bir bildiri gibi provakasyon yapmak entelektüellik değildir.
seda sayan ne kadar entelektüelse, görünen, bu yazar da o kadar entelektüeldir.
#11874742 nolu entrye (#11874702) entry ile iyi ayar vermiştir. tam tersi de olmuş olabilir teke tek mücadeleyi ilgiyle izliyoruz. dışardan adam yok delikanlı gibi teketek olsun.
sırf kur'an cahili değil politik terminoloji'den de bihaber zırcahil. kürt ile kürtçü'nün farkını da öğrendiği gün kendisine erzurum plakası takacaklar.
aynı topraktan geldik, biz bize benzeriz, sevda ile dururken, neden kavga ederiz diye durmadan mırıldanır. bu dünyanın koskoca kanuni sultan süleyman'a bile kalmadığının farkındadır. toprakmış falanmış boş şeyler. insanca ve özgürce yaşamanın ne demek olduğunu biliyordur. bunu dillendirmek de kimsenin haddine değildir. erzurumluyumdur, gurur da duyarım. ilçemde bir adet bile kürt yoktur. işi de olamaz. kürtçü nedir mına koyim? kürt mü alıp satıyoruz. dinci gibi sikko bir şey. zannedersem laikçilerin diline pelesenk olmuş, ne idüğü belirsiz bir insanın götünden uydurduğu ve türkiye gibi bir ülkede kavram yaratabildiği kelime.
erzurum'a öyle ulu orta bok atmaya çalışmayın da, benzemez herhangi bir yerin milliyetçiliğine. kimsenin de haddine değildir.