-doktor bey bebek ağlamıyor.
+vurun kıçına hemşiranım. ben mi öğreticem size kaç yıllık hemşiresiniz.
-vurduuum. hem de defalarca. bön bön bana bakıyo.
+haydaaa, çocuğum niye ağlamıyosun lan sen?
*(çocuk dile gelir) düşünüyorum.
-bismillah.
+nasıl yani?
*"öyleyse varım" diyorum yani salak doktorcum. hem ağlamak nasıl bir banalliktir ki benim ihtiyacım olsun. hemşiranım az önce uyguladığınız şiddeti mesleki yetersizliğinize veriyorum. kendinizi affettirmek için bu akşam benimle dışarıda bir şeyler içebilirsiniz. hem "varoluş ve ihtiyaçlar" üzerine konuşuruz biraz.
+yarebbim sana geliyorum.
bunlar genellikle ciyak ciyak ağlarlar ve doğdukları anda entellikten önce "hayatta kalmak" gibi bi dertleri olduğundan, öyle entel dantel konuları bi 20 yıl sonraya erteler, en geç doktor poposuna vurduktan sonra "ulaa ağlamakta geç kalmışıız" diyip, ağlamayı koyuverirler.
bu öyle bi ağlamadır ki ilk 3 ay hiç hız kesmez, adamda ne uyku bırakır, ne de sinir. "katherina" kasırgası 3 gün sürdüğüne göre bu da işte bi 6 ay falan sürer, "zombi" yapar adamı. ya da kadını, herneyse...
hayata sen mi büyüksün ben mi senin a.... koyacağım diyen bebektir... ayrıca gerçekçi olarak konuşursak bebekler ciğerlerine oksijen gittiğinden bu nedenle ciğerleri yandığından ağlarlar,bu durum doktora benim canım yanmaz gardaş mesajıda içerir.
doğar doğmaz hayatı ve duyguları sorgulayan bebektir..hımm acaba ağlamalımıyım?yoksa ağlamamalımıyım?muhtemelen işaret parmağı şakağında ve düşünür şekilde doğmuştur.Tercihini doğduğu anda yapmıştır-ki büyüdüğünde ,entelmi olucam dantelmi olucam hangi kimlikte olucam kısmıyla uğraşmak zorunda kalmasın..