çalmaya başladığında aklında hiç bir şey kalmaz, sadece ritme yoğunlaşırsın. 1-2, 1-2, 1-2-3, 1-2-3. böyle sürer, gider. birde atağa kalkacağın zaman hayatla tüm ilişkin kesilir. atağını yaparsın ve artık kendinin kahramanı olmuşsundur.
çalmaya başladığında aklında hiç bir şey kalmaz, sadece ritme yoğunlaşırsın. fiyuvfik, fiyuvfik, fiyuvfik. böyle sürer, gider. bir de atağa kalkacağın zaman hayatla tüm ilişkin kesilir. atağını yaparsın ve artık kendinin kahramanı olmuşsundur.
Tipleri önemli olmayan insanlardır. Çünkü bir enstüman çoğu zaman insanı karizmatik yapar. Bir Hüsnü Şenlendirici'den bahsetmiyorum tabi ama okula dönemlerinde gitar çalan çocuklar her zaman kızların gözdesi olmuşlardır. Bir de yazlıkta geçen akşamların unutulmaz gitarcı çocukları.
gitarı herkes çaliyor fakat çalmayı gram bilmeyip de sırf kızlara hava atmak için elinde tutup ezberlerinde zor tutabildikleri akdeniz akşamları nı çalan tiplerden nefret ediyorum. ki gitarı hakkıyla çalan başka arkadaşlar da benimle aynı şeyi düşünüyorlardır.
Dünyanın en sabırlı insanları olabilirler. bir enstrüman çalarken o enstrümanı kırmamaya çalışmak gerçekten çok zor. Her defasında 'bu sefer olacak' diye başlayıp günlerce üzerine uğraşılan eserler, en fazla 20 saniyelik bir kısma 1 hafta harcamak ve bunun getirdiği vücut ağrıları bazen çekilmez gelse de, sonuna ulaştığında hem sonucun hem de sürecin mutluluğunu ve tatminini hissetmektir aynı zamanda. Yine de keman ve piyanoya aynanda başlamam bir peygamber sabrı vermemiş olacak ki ülkedeki çoğu insana halen sabredemiyorum. Şimdi o sabrı gitarda ve küçük ukulelemde arıyorum.