insanın sanata en kolay yoldan uzanmasının yoludur... manita düşürmek için enstrüman çalmak seçeneğini görmezden gelirsek, çalan insanın tüm ruhunu çaldığı alete aktarması, onunla dertleşmesi demektir. ondan ayrı olduğu zaman onu özlemesi, bazen ondan sıkılması, bazen onunla yalnız kalmak istemesidir... hayata bakışı değiştirir * ; şöyle ki, bill clinton* saksafon çalardı * ve kimseyle bir alıp veremediği yoktu, türkiye'ye gelir burnunu bebeklere sıktırırdı; ama george bush olacak şey öyle mi ya? ıslık bile çalamıyor, bakın dünyanın haline... dünyanın haline... haline...
çok dikkatli ve ustalıkla yapılması gereken eylemdir. bunun için açılmış okullar ve kurslar var mıdır bilmiyorum ama en azından bu işe yıllarını vermek mümkünse bir ustadan görmek belli bir çömezlik dönemi geçirmeden ben oldum dememek gerekir zira bu işin hakkını tam olarak vermeden yapmaya kalkarsanız eninde sonunda yakayı ele verirsiniz ve sonunuz hapis olur, en iyi ihtimalle çaldığınız enstrumanın sahibi sizi bir temiz döver.
- Zevk için ensturman çalmak.
- Profesyonel boyutta ensturman çalmak.
zevk için çalanların pek kaygısı olmaz. tekniksel zorluklardan dolayı kendilerini hırpalamaları gerekmez. olduğu kadardır. zaman geçirmek ve hoşnut olmak için ensturman çalarlar. onlar için hobidir ensturman çalmak. aşk değil de sevgi boyutunda ilgilenirler ensturmanlarıyla.
profesyonel boyutta bir ensturmanla ilgilenmek onunla uzun vadede bir aşk yaşamanızı ister. aksi taktirde sinirlenip vazgeçmeniz muhtemeldir. aşkınızla tekniksel ayrıntıların üstesinden gelmek mümkündür. tembelliğe yeri yoktur. ya çalışırsın en ince detaya kadar kafayı yersin ya da hobi olarak çalan kişilerden farkın olmadığını kabullenirsin.