kültürden kültüre değişen kavram. bazı kültürlerde anne baba bile ensest kabul edilmezken türkiye'nin çoğu yerinde kuzenler dahi bu kavramın içinde yer alır. genel anlamıyla yakın akrabayla cinsel ilişki anlamına gelir. tüm dünyada ortak olarak ensest kabul edilen tek ilişki (mana hariç) kardeş ilişkisidir. ensest toplumda kabul edilen cinselliğin sınırlarını çizer.
bu olaya babel filminde de rastlayabiliriz. filme göre çıkarabileceğim sonuç sosyal alanın olmaması ailevi baskı (ya da kız arkadaş edinememenin nedenini ailevi baskı demeyelimde, ailenin hoş karşılamaması diyelim) sonucu iki kardeşin cinsel ihtiyaçlarını kendi aralarında gidermesi.
bir de olaya şu şekil baksak; ** acaba bu sorunun aileden değilde devletin yürüttüğü politikalardan diye söylersek ne kadar doğru olur?
devletin yaptığı yatırımlar ne şekilde oluyor ve sonuçları nedir?
bir böldege sosyal mekan oluşturmak çevrede oturan bir iki aileye düşmez, temelini devlet atmalı hem de sağlam bir şekilde, ülkemizde şehir planlamadan mezun baya kişi var ama nerde, ne yapıyorlar? çözülemeyecek sorun değil yani, ama çalışmalar ne durumda ya da nereye kaymış? bu konuda bir şey söyleyebilirim; metropollere yani istanbul, izmir, ankara gibi büyük şehirlere, neden? kapitalizmin getirdiği sonuçlardan dolayı. ülkemizde hala bölgesel dengesizlik var doğu-batı olarak. aradaki farkın azalması gerekirken daha da artıyor.
biliyorum belki konunun dışına çıktım ama bağlantılara dikkat edersek türkiye de yapılacak bazı yatırımlar neleri çözebileceği sanırım görebiliyoruz
freud diyor ki: her insanın aklından ânlık olarak geçen ama asla pratik bir döküm hâlini alamayan/alamayacak olan bir konudur ensestlik mevzuu. lâkin bunu demek için de gider ensest ili$kiye zorlanmı$ gencecik bir kızı denek olarak kullanır. neyse freud zaten kokain konusunda dahi taklaya gelmi$ biraz..
ensestlik denen $eyin münazara ortamında tartı$ılmasını reel bulmayan önyargılı bir insanım ben! aleviler için de mumsöndü derler biraz buna kayar o da amma ve de lâkin ayriyeten fakat, mümkünü imkânı yoktur arkada$ım bu i$in. homofobik değilim: cinsel tercihleri nedeniyle insanları asla kınamam, kınamadım, yapamam! ama gel gör ki bu konu hakkında bana en küçük bir imâda bulunma cesaretine ili$ecek adamın anasıyla cinsel münasebete girerim. ne demek ulan aile arası ili$ki? kansız göt; insan sevdiğini siker mi'yi de geçti senin bu iddian.
Yazar, 1959 yılında Atlanta/Amerika'da doğdu. 1983 yılında istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi. 1983-1988 yılları arasında istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı'nda Adli Tıp uzmanlık eğitimini tamamladı. 1990 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'na kurucu başkan olarak atandı. Türkiye Çocuk Hakları Koalisyonu Koordinatörü'dür. UNICEF'e 1995'ten beri çocuk hakları ve güç koşullardaki çocuklar konusunda danışmanlık yapmaktadır. ÇiKORED, Sokak Çocukları Rehabilitasyon Derneği ve 0-18 grubu gibi birçok sivil toplum örgütünün kuruluşuna öncülük eden ve başkanlıklarını yürüten, özellikle şiddet konusunda akademik çalışmalar yapan Polat'ın şiddet, çocuk hakları ve kriminoloji konularında 18 kitabı ile 120'yi aşkın araştırma ve makalesi bulunmaktadır."Arada bir o gelir, elleriyle, dudaklarıyla okşar, giderdi. Odamdan çıkmak istemezdim çoğu zaman, bazen de annemin yanından ayrılmak istemezdim. Annem odadan çıkarken, bende bir bahane bulup, takılırdım peşine, kuyruk gibi. Bazen de onunla odada baş başa kalmak isterdim. Ama evde birileri olmalıydı yine de; çünkü yalnızken yaptığı şey canımı acıtıyordu. Bir gün okulda rehberlik öğretmenim yanına çağırdı. 'Nedir, senin durumunda bir tuhaflık var. Hep dalgınsın, bir problemin mi var?' demesiyle nasıl oldu anlamadım ama hiçbir zaman anlatamayacağımı düşündüğüm her şeyi bir bir anlattım. Hem de hiçbir şey saklamadan. Ondan sonrası ise acıtan bir süreçti. Okula annem çağırıldı. Öğretmenim ona anlatırken gözlerini kırpmadan dinledi. Hiç tepki vermedi. Sanki her şeyi biliyor gibiydi. Tek soru sordu: -Ne yapılabilir?Ondan sonrasında bende avukatlar, polis, bağıran, sonra ağlayan bir baba, mahkemeler ve onun hapishaneye girmesi. Ardından bizim başka şehre taşınmamız. Hatırlamak istemediğim çocukluk yıllarım. Bugünse hiç kimseye çocukluğumdan bahsetmiyorum. Yaşanmamış olsun isterdim. Yaşama 25 yaşından başlayabilmek için çok şey verirdim."Ensest, tarih boyunca farklı coğrafya ve toplumlarda bazen gizli bazen de açık yaşanmış, açıklanması ve irdelenmesi oldukça zor bir olgudur. Toplumsal gelenekler ve ahlaki baskılar nedeniyle bir türlü konuşulamayan bu konunun artık konuşulma ve üzerinde tartışılma zamanı gelmiştir. Toplumun baskısı ve önyargıları nedeniyle birçok çocuğun maruz kaldığı bu istismar türünü önlemenin başlıca yollarından birisi, toplumun bilinçlendirilmesi ve kimi bireylerde ortaya çıkan duygusal ve bilinçsel arızalara çareler aranmasıdır. Elinizdeki kitap, sağlıklı bireylerden oluşan bir toplumsal yapıya kavuşabilmek için mutlaka okunması gereken, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Kurucu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat'ın sahip olduğu deneyim ve bilimsel yaklaşımla hazırlanmış bir eserdir.
sapkınlığın ve insanlıktan çıkmışlığın had safhaya çıktığı, tüyler ürperten durum. ama bu durumu daha içinden çıkılmaz ve kötü yapan geçen gün gazetede okuduğum bir haber oldu; ensest ilişki sonucunda dünyaya bir bebek gelmesi ve onunda kaderine terk edilip ayakları yanmış bir halde sokağa bırakılması. böyle bir durumda bütün sözcükler yetersiz kalıyor, bir tarif bulamıyorsunuz bu olanlara öyle kalakalıyorsunuz. dünyaya gelen o masum melek ise her şeyden habersiz ve gerçekten de doğuştan şanssız. bence insanlık bu olamaz olmamalı da.
coukların cincel suistimali, yaygın bir öngörüdür ve cogu kez aile icinde gerceklesir.cocukların suistimali en kolay , yetiskinler tarafından ,rıza gösterecek cagın altındaki cocuklara cinsel etkinlikleri gerceklerstirmesi olarak tanımlanır.ensest,yakın akrabalar arasında cinsel iliskilere göndermede bulunur.cocugun cinsel suistimalinde ,bir yetiskin eses olarak bir bebek yada cocugu cinsel amaclarla kullanmaktadır.cogu calısma ,ensest olayının yüzde yetmisinin baba_kız yada üvey baba_kız iliskileri oldugunu göstermektedir.pek cok ensest olayında siddet kullanımı yada tehdidi söz konusudur.hayat kadınları,cocuk suclular,ergen evden kacanlar ve uyusturucu kullananlar üzerinde yapılan calısmalar,yüksek bie oranın cocuklukta cinsel suistimale ugradıgını göstermektedir.
eski iran da pers imparatorluğunda da gayet normal karşılanan bir olaydı... olay tamamen ahlaksal normlarla ilgili görünse de genetik bilimi de gen çeşitliliğinin daha sağlıklı nesiller için gerekli olduğu söylemekte. bu arada bugün özellikle doğu anadoluda kuzenleriyle evlenen pek çok insan vardır ve bunu gayet normal karşılamaktalardırlar. oysa bunu batı anadolu da ki ahlaksal normlar yasaklamaktadır ve sapıkça bir eylem olarak görünür.
eski roma'da da normal karşılanan olay bunu rome dizisinde rahatça görebiliriz.ensestliğin yanında aklınıza gelebilecek hertürlü cinsellikte normal karşılanırdı.
adamın biri ağaca çıkmak isteyen küçük kızına yardım ederken kızın açılan eteğinin altındaki külodunu görmüş ve aşırı derecede tahrik olmuş. geceleri uyuyamamış ve hep "neden tahrik olduğunu" sorgulamış. en sonunda durumu karısına anlatmış ve "bu kız benim öz kızım mı?" diye sormuş. kadın inkar edip, adamı sapıklıkla suçlamış. ama adam olayın etkisini üstünden atamamış ve bir babanın kızından tahrik olabilmesi durumunu kabullenememiş. dna testi yaptırmaya karar vermiş. yapılan dna testi sonucunda küçük kızın, öz kızı olmadığı anlaşılmış.