cinsel durum ve yönelimlerimiz, doğumdan başlayarak ikincil sex karekterlerinin kazanıldığı ergenlik dönemi ve hatta bu dönem sonrasında da devam eden bir dizi çevresel ve kişinin kendisine ait yapısal özelliklerine bağlı olarak kazanılır. anlaşılacağı üzere kişinin var olan benliği ile çatışmayacak, sağlıklı veya en azından kabul edilebilir bir ruhsal kimliğe sahip olabilmesi kontrol edilebilir veya edilemeyebilir pek çok faktör tarafından belirlenmektedir. bu faktörler; kişinin yeni doğan ve çocukluk dönemindeki anne ve en yakınındaki aile, yakın çevre, eğitim olanakları, inançlar ve değer yargıları hatta kişinin genetik özelliklerine koşut sahip olduğu seksüel karekterler olarak sıralanabilir. insan doğası gereği cinsel dürtülerini tabi ki gelişim aşamasında önemli bir sorun yada sorunlar yaşamadıysa, karşı cinse ve nispeten akrabalık ilişkilerinin bulunmadığı bireylere yöneltmek durumundadır. fakat bazan nasıl oluyor da anne ya da yakın bir akraba cinsel obje haline gelebiliyor? kimbilir aşırı düşkün olunan bir anne tarafından en bağımlı zamanlarınızda terk edilmiş olmak ya da annenin ileri derecede baskın olduğu silik bir babaya sahip olmak veya yaşanılan kötü tecrübeler gibi, karşı konulmaz bir intikam duygusunun tetiklediği bir pasif agresyon nedeniyledir yaşananlar. yada kimbilir, cinselliğin anne ve kız kardeş gibi en yakınındaki bir objeye yöneltilmiş olması hiç de masum olmayan olası bir eşcinsel yönelimin de müjdecisi olabilmektedir çoğu zaman. her ne olursa olsun, akıl ve ruh sağlığı birazcık olsun yerinde ve bu türden düşüncelere sahip olan bireylerin; öncelikle hastalıklarının farkına varması ve bunu kabul ederek tedavi yollarını arştırmalarıdır doğal olanı. bilinmelidir ki, ancak bu yolla sağlıklı bir cinsel hayata ve geleceğe sahip olunabilir.
obsesyon. kişi kendisini rahatsız eden düşünceleri uzaklaştıramaz. düşünce unutulsa bile "acaba rahatsız ediyor mu hala?" diye hatırlanır. toplumda ya da bir kimseyle konuşulması imkansız çirkinlikte şeyler düşünür. ama bazen bunu bastırmak için, bu rahatsız ediciliği tutkuya dönüştürenler vardır. içgüdülerimiz tamamen hayvani olduğu için seri katil hikayelerini severiz, tecavüzleri ilginç buluruz. çünkü biz tarih boyunca dinlerle, öğretilerle arınmaya çalıştık ama evrenin şöyle bir gerçeği vardır ki, içgüdü hiçbir zaman yok olamaz. hatta atılamayıp depolandığında çok da tehlikeli olabilir. dünya üzerindeki içgüdüsel olaylar benzer olduğundan kişi, yasak olarak addedilenlere yönelir. anneni benim siktiğimi düşünerek masturbasyon yap adamım.
