tam bir " vay babayın kemüğüne " vakasıdır, her olayda yaran şakirt diyaloglarına girmesi, islamcı hödük tavırlarıyla kızın ailesini deli etmesi, kentli olmasına rağmen köylü tavırları takınması durumu daha da vahimleştirir. ondan sonra yeğenin ona çekmesin diye her gün bolcana dua edersin.
o dugunun gerceklesmeyecegine dalalettir. birinci dereceden akrabasi sakirt olan bir insan ne kadar beyin sahibi olabilir ki nihayetinde. uzak durmak lazim, biraksan kendi hallerine, nasilsa sakirt sakirti dakkada bulur.
açık olmasına rağmen son derece nezih, oturaklı ve dikkat çekmeyecek kadar sade olan ablayı, gökkuşağı renklerinde türbanların ve vücuda yapışarak bir nevi fantezi objesi oluşturan kıyafetlerin içine sokmaya çalışacaksa katil edecek durumdur.
damadın şakirtliğini çok iyi saklaması, damadın ailesinin açık saçık olması ve çağdaş gözükmesi, ablanın onu sevdiği için şakirtliğini fazla sorgulamaması ya da göz ardı etmesi ve kendi ailesine bunu bildirmemesi, 3 ay gibi kısa bir sürede evliliğe karar vermek gibi sebepler sayılırsa nedeni gerizekalılar tarafından bile kolayca anlaşılabilecek bir durum.
ha bu arada bir fıkra da anlatılabilir bazı mantık kumkumalarına: bir gün temel bir adama rastlar, adam top sakallı, gözlüklü, ağzında pipoyla gezen bir adamdır, temel buna ne iş yaptığını sorar, o da mantıkçı olduğunu söyler, temel mantıkçının ne iş yaptığını sorduğunda ise adam ona akvaryumu olup olmadığını sorar, akvaryumu olduğunu öğrenince hayvan sevgisinden başlayıp temelin kadınlardan hoşlandığı yani ibne olmadığı yargısına varır. bu işi seven temel mantıkçı olmaya karar verir ve bir gün dursunla karşılaşırlar, dursun temel'in haline güler ve " ne ayaksın sen? " der temel'e, temel ise mantıkçı olmaya karar verdiğini söyler, hemen uygulamaya geçer, dursun'a " ula tursun, senin akvaryumun var mı? " diye sorar, dursun ise " yok " der, temel durur durur cevabı yapıştırır, " o zaman sen ibnesin! "...