"çöpte dostoyevski buldum" adlı belgeseline bakıp, kendisinin gerçekten de bir "belgeselci" olduğunu anlayabiliriz.. oktay karakteriyle geçirdiği 5 yıl, onun o gelişim ve değişim sürecini bu kadar iyi yansıtabilmesi; yönetmenin ne kadar muhteşem bir bakış açısına sahip olduğunu ve gerçekleri -bir belgeselde olması gerektiği gibi- ne kadar güzel ve doğal yansıttığını görebiliriz.. kendisi o kadar oktay'la bir olmuştur ki; belgeselciliğe eleştiri olarak getirilen "insanların özel hayatına giriliyor, rerörerööö.." saçmalığına gayet de güzel bir cevap verir.. çünkü belgeseli oktay'ın çektiğini sanabilirsiniz.. bu da enis rıza'nın ustalığını gösterir.. velhasılı, takip edilesi bir insandır..