1987 yılında Makedonya'nın Ohri kentinde doğdu. Lise giriş sınavlarında ülke birincisi oldu, lise hayatı boyunca çeşitli ulusal ve uluslararası matematik olimpiyatlarında dereceler kazandı. Türkiye üniversitelerine yabancı öğrencilerin giriş sınavı olan YÖS'te ikinci oldu ve ODTÜ'de özel yetenekli öğrencileri için geliştirilmiş ileri Fizik programında eğitim aldı. Bir dönem elektrik ve elektronik mühendisliği bölümünde okuduysa da, evreni ve hayatı anlama çabası onu felsefe okumaya itti. 2010 yılında ODTÜ'den fizik bölüm 2.si ve felsefe bölüm 1.si olarak mezun oldu. Halen Koç Üniversitesi teorik fizik alanında doktora çalışmalarına devam etmektedir. Enis Doko'nun Dahi ve Dindar: Isaac Newton isimli eseri 2011 yılında yayımlandı.
odtü felsefeyi birincilikle, fiziği ikincilikle bitirerek tarihte bu iki alanda double yapan ikinci odtü'lüdür. sayısız balkan olimpiyatında ödül almış, pozitif bilimlere son derece hakim ender türk felsefecilerindendir.
''bilim ve doğalcılık arasındaki gizli çatışma" diye bir bçalışması var ki hakikaten muhteşem. bu yıl konferansına gitmişliğim de var. gelecek vaad eden bir bilim insanı, ömrünün sonuna kadar en az bunlar kadar faydalı pek çok iş yapacağını düşünüyorum kendisinin.
"Dahi ve Dindar: ısaac newton" adındaki harika kitabın yazarıdır. Kitabın sadece "son söz" bölümünü okuyanlar, enis doko'nun ne kadar zeki biri olduğunu anlayacaklardır. bilimsel verilere dayanarak allah'ın yokluğunu savunan kişilerin bu kişiyle karşılaştıklarında dört nala kaçmalarını tavsiye ederim. geleceğini çok parlak gördüğüm ve ileride ateistlere büyük bir bela olacağını düşündüğüm biridir.
Zekidir, fakat bir bilim insanı değildir. Fizik çıkışlı olmasına rağmen, Teolojiye kaymış ve teist argümanlar üzerinde çalışmaya başlamıştır. Caner Taslaman ile beraber, başlıca ingiliz teologlarının*** argümanlarını, Türkiye pazarında satmaya çalışmaktadır.
ateistlerin korkmasını gerektirecek biri değildir. islam misyonerliği yapan bir soytarıdır, vatikan'da ne astronom insanlar çıkarıyor günümüzde. sebebi, bakın zeki insanlar kiliseyi ve hristiyanlığı savunuyor, hristiyanlık doğru dedirtmek.
bu adamı ateistlerin belası sanmak ya da ateistlerin korkulu rüyası görmek ancak cahillerin işidir. bu adam dinci, din savunucusu kimliğine sahip olmaktan öteye geçemez. geçememiştir de.
neo gazali'dir kendisi. deli saçması, paranoyak ve şizofrenik saçmalıkları, insan ürünü uydurmaları savunmak ve islam propagandası yapmak için fizik ve felsefe okumuştur.
ezbere, klişe, yaratılışçı safsatacıların ithal argümanlarını tekrar tekrar gündeme getirirler bu gibi bilim konusunda şarlatan insanlarla dinci ve geri kalmış toplumlar.
mevlana, said vb. insanların arkasından giden insanlar ateistleri kendileri gibi fikirsiz, aptal koyun sandığı için böyle insanların arkasından gidip onların her dediğini kesin doğru sanıp ateizmi ya da modern bilimi cemaat gibi bir oluşum sanarlar. kısaca kendi adıma bu cahil adamı iplemiyorum. caner taslaman gibi ucuz bir din tüccarı.
bilimle alakasız, deistik argümanlar üzerinden teizmi, bir tutup de islam ve allah'ı savunduğu sohbetlerini dinledim. efendim, kendisi benim üniversitedeyken cemaatte toplantılara gelen fizik profesörlerinden bile daha aşağı seviyede bilgiye sahip ve laf salatası yapıp her şeyi çorba yaparak kendi kendisini doğruluyor. ve tamamen tüm felsefik akımları kendi dini duygularına, bakış açısına göre tanımlıyor. kendi duygularına göre cevap uyduruyor.
kısaca dediğim gibi, din tüccarı. ateizme ve ateistlere karşı kin, nefret dolu. ve bunu da bilerek sohbetlerine argüman diye yansıtıp nefretini kakalıyor millete.
böyle sözde bilimci insanlardan bir tanesi bile islam'ın zararlarına karşı ateistlerin eylemlerini, ateist idamlarına karşı eylemleri v. s. asla desteklemez. kısaca bunların kimliği bellidir.
din ve getirisi olan pislikler yüzünden bok içinde yüzen toplumlarını görmez, inatla din tüccarlığından, sözde bilimcilikten başka da bir şey yapmazlar bu tip insanlar.
videolarını izlemeyi tamamlamış birisi
olarak diyebilirim ki, ateistlere karşı koyu
bir aşağılık kompleksi içinde olduğu için
dinci sohbetleriyle kin ve nefretini
kusmaktadır. kendisi ateistlere -ve
müslüman nüfusa sahip ülkelerin bilimde
ezik olmasından ötürü- karşı olan
takıntısından dolayı hırs yapıp fizik ve
felsefe okuyan, yaratıcılık ve bilimden
tamamen uzak, ezbere eğitim ürünü bir
insandır.
sınıfta inekleyip de hırsla derslerini şakır
şakır geçen, güçlü hafızalı bir öğrencidir
sadece; bunun dışında hiçbir vasfı yok.
bilim ile gerçekten hiçbir alakası yok.
bilim karşıtı bir insan aksine. ve
yinelenmiş, bayat teist argümanları tekrar
piyasaya kendi kimliği altında sunan
biridir.
o kadar dinci kimliği ve dinci ifadeleri
baskın ki videoları bile izlenmemektedir.
tipik adnan oktar, nurcu sohbetlerinden
farksız bir üsluba sahip. ve o kadar cahil
ki sızıntı dergisindeki makalelerde yer
alan bilgileri yazan insanlar bile
kendisinden daha kaliteli. her nasılsa
dinciliği sayesinde kendi adı marka olmuş,
bunun dışında hiçbir farklılığı yok diğer
teistlerden.
büyük umutlarla izledim, ama kendisi
vasat çıktı.
birkaç sene içinde unutulma ihtimali
yüksektir.
sızıntı dergisi, caner taslaman vb.
kaynaklardan yararlanın bu adamdan
daha iyi. abartanlar bilimle bilgi ve merak
bazında alakası olmayan cahil insanlardır.
o kadar dinci, o kadar bağnaz, demagojik,
safsatacı, yalancı bir üsluba sahip ki
caner taslaman'ın yanında esamesi yok...
kendisi abartılan, boş beleş bir insandır.
kendisi dışında başka hiçbir şeye yararı,
faydası yoktur.
inek öğrencilik hayatını ve okuduğu
bölümü çıkarırsanız; bunun dışından
kendisine bakarsanız çok cahil ve modern
bilimdeki yenilikleri takip etmeyen bir
insandır.(kendisi meraklı bir popüler
bilim okuyucusundan bile çok çok fazla
cahildir)
bu adamı takip edecek teistlere caner
taslaman, edip yüksel gibi insanları
öneririm. en azından rezil olmazlar bu
adamın ağzıyla konuşup... akp'nin yandaş
medyası ve halk bu tip insanları sevdiği
için popüler olmuştur kendisi.
bu tip modern kilise dincisi kılıklı
insanların dünyaya islam'ı egemen
kılacağı, yaşanan gerçek islam'ı bu
insanların savunduğu, bu insanların
dünyayı değiştireceği hayaline sahip olan
insanlar pislikler içindeki orta doğu'da
uyutulan insanlardır.
bilimi inanmak, inanç yığını zannedip,
aklını rafa kaldırarak muhammed vb.
tarihsel metnini rehber edinip onun
aklıyla bilgisiyle hayali inançlarıyla
hareket edip üstüne bir de bu insanlarla
duygusal bağ kurup bunu bilimi anlamak
zanneden insanlar büyük yanılgı
içindeler.
bilim, birinin arkasına bağlanıp onun her
dediğini doğru zannetmek değildir.
doğu'da insanlar düşünmez, inanır...
sıçtığı bok bile olamayacak adamların kendisini eleştirdiği akademisyendir. Kendisi bugüne kadar sadece bir kaç TV programı ve Radyo programına katılmıştır. Şu ana kadar hiç bir ateistle canlı olarak tartışmamıştır. Kaliteli bir ateistle tartıştığı gün, ne olup olmadığı anlaşılacak kişidir.
Kendi web sitesinde şu şekilde anlatılmaktadır.
"Enis Doko, 1987 yılında Makedonyanın Ohri kentinde doğdu. Lise giriş sınavlarında ülke birincisi oldu, lise hayatı boyunca çeşitli ulusal ve uluslararası matematik olimpiyatlarında dereceler kazandı. Türkiye üniversitelerine yabancı öğrencilerin giriş sınavı olan YÖSte ikinci oldu ve ODTÜde özel yetenekli öğrencileri için geliştirilmiş ileri Fizik programında eğitim aldı. Bir dönem elektrik ve elektronik mühendisliği bölümünde okuduysa da, evreni ve hayatı anlama çabası onu felsefe okumaya itti. 2010 yılında ODTÜden fizik bölüm 2.si ve felsefe bölüm 1.si olarak mezun oldu. Halen Koç Üniversitesi teorik fizik alanında doktora çalışmalarına devam etmektedir. Enis Dokonun Dahi ve Dindar: Isaac Newton isimli eseri 2011 yılında yayımlandı."
ilgi Alanları:
Fizik:
Çok parçacıklı Kuantum sistemleri, Kuantum Mekaniğinin temelleri, Teorik Süper iletkenlik, Bose-Einstein yoğunlaşması, istatistiksel Kuantum Alanlar Kuramı, Ultra-Soğuk Atomik Fizik, Optik Örgüler
Felsefe:
Fizik Felsefesi (uzay ve zamanın ontolojik statüsü, kuantum mekaniği yorumları), Bilim Felsefesi (realizm-anti realizm tartışması, tümevarım sorunu, demarkasyon problemi), Din Felsefesi (teizm-ateizm tartışması, kötülük sorunu, kader-özgür irade sorunu), Ontoloji (özgür irade problemi, soyut cisimlerin ontolojik statüsü), Ahlak (realizm-anti realizm tartışması)
Kendisinin "Allah Felsefe ve Bilim" kitabındaki, "Aksiyolojik Argüman: Değerlerin Ontolojik Temellendirilmesi Tanrısız Mümkün mü?" başlıklı makalesi okunması gereken akademisyendir.
ben şu bölümü okudum, uluslar arası arenada hiçbir atıf almadım, ama her şeyi bilirim, dediğim her şey doğru, benim dediğim her şey doğru diyen bir cahildir.
türkiye'de onca fizikçi ateist akademisyen var. onların adı neden bu kadar ön planda değil; çünkü bu akp'nin dişine göre biri. akp medyası çok seviyor.
şimdi yalakaları alsın fizikçilerini nobel alsınlar. adam şeyi çözmüşmüş. hadi oradan... sahtekarlar.
richard feynman'ın sıçtığı bokun boku değildir bu adam. hah, şimdi onca ateist ve deha bilim adamı varken, bunun uzmanlık alanı dışında imamlık yapmasını normal görüyorsanız alacağınız cevap budur.
bilim insanları genelde kötü felsefe yaparlar. einstein abinin az çok böyle bir sözü var. bu sebeple fiziğin üzerine aldığı felsefi öğrenimin altından daha değerli olduğunu düşünüyorum. kendisinin youtube videolarını izledikten sonra dünyaca ünlü bilim insanlarının bile nasıl felaket felsefi sonuçlara ulaşabileceğini gördüm. bilim ve felsefenin neden bir arada yürütülmesi gerektiğinin canlı kanlı örneği bu adam. aynı şekilde caner taslaman da öyle. sorgulayan müslümanla sohbetlerini arttırmasını istiyor, entryi sonlandırıyorum.
Prof. Dr. Mehmet Okuyan, Prof. Dr. Caner Taslaman, Emre Dorman ve bu arkadaşı çok beğenerek takip ediyorum ateistler pek sevmez bunları çünkü cahil değil kapı gibi tahsilli adamlardır alanında uzman, hurafelerden uzak gerçek dini anlatan insanlar.Bunu yaparken de ramazanda televizyonda eksik olmayan hocalar gibi para için değil karşılıksız olarak yaparlar internet sitelerinde kitaplarının pdf. leri mevcut hepsi ücretsiz ve içerikleri gerçekten bakış açınızı değiştirecek cinsten kibrini bir kenara bırakmış her ateiste tavsiye ederim doğruyu göreceğinize eminim.
Yasi genç bir fizikçi ve de felsefeci. Şuraya da imzamı atıyorum bundan en geç 15 sene sonra hepimizin bildiği ülkemizin ak yüzü bir bilim insanı olarak anılacak. Genelde pozitif bilimciler felsefeye pek hakim değil, felsefeciler de bilime. Bu ikisini bir potada birleştirmek önemli ve o, bunu yapabiliyor. Kendisinin izdivacina talibim ya da ne bileyim belki Allah bana da böyle bir eş nasip eder. Amin