Denizin karşısında taştan bir ironi.
Lüks bir otel olarak yapılmış burası,
Barış'ın sonunda. Şimdi başındayız
Savaş'ın: Tek bir kişi kalana dek
sürecekmiş gibi uçuşuyor top mermileri
uzakta. Uyuyamıyorum geceleri. Odaları
dolduran inlemeleri dinledikçe...
Cambridge yıllarımdan birkaç kalıcı iz,
Hayatıma yeretmiş. Çok severim Willy yi,
ikidebir dönerim tuzaktan geçilmeyen sayfalarına
Tamin of the Shrew un ve Richard III ün,
Her akşam bir duble iskoç on the rocks,
Kim ne derse desin yağmur yağsın isterim.
Okuldu, dersti, ezberdi geçelim bütün bunları
Paslanmış bir Eski Yunancadan, bir de
Martialis in çuvaldızı andıran dinmek bilmez
ironisinden başka yanımda birşey kalmamış.
Bugün 28 Nisan 2011, yarım milyon durgun
Zekâlı Bokingam sarayının balkonuna
Dikmiş gözlerini, iki milyar gabi ekran
Önüne kilitlenmiş, Cambridge dükü düşesi
Dudak ucuyla öpecekmiş. Bir balkon bulsam
Çıkacağım dışarı ben de, gelene geçene
Göstereceğim işeyaramaz emektar dükümü,
Onlarınkini bilemem, ben müstakbel saray
Şairi ya da soytarısı, budur kayıp hayatımın
içimi acıtan dökümü
1952 yilinda eskisehirde dogmus ve yazi hayatina sinema ve müzik elestirileriyle baslamis, ardindan siire ve düzyaziya yönelmistir. yapi kredi yayinlarinin demirbaslarindan olup, 6 45 yayinevinden de çok fazla siir kitabi çikmistir. türkiye'nin en iyi sairlerinden birisidir fakat ne yazikki pek fazla okuyani yoktur. 90 tane belkide daha fazla kitabi yayinlanmistir.
ermeniler'den özür dilemek için yapılan kampanyaya destek vermiş, demokrat yazar. dobra olduğu için, kadınlara yalakalık yapıp, zekaların övgü yağdırarak 'çağdaş' sayılmadığı için pek sevilmez sanırım.
yıllardır görünürlerde olmayan fakat son zamanlarda sözünü sakınmadan ile sevenlerini sevindirmiş güzel insan. ayrıca "Halkımızın mayasında demokrasi arayışı yok." diyerek gönüllere bir kez daha taht kurmuştur.
izmir kitap fuarında ismini hatırlayamadığım bir yayınevinin standında duran kısa boylu kelleşmekte olan adam;
enis batur kimdir, nedir hiçbir fikrim yoktu, kapağı beğenip elime aldım o kitabı, bir de sayfalarda gezinip sırıtarak okumaya koyuldum ya çok alışkın göründüm galiba o satırlara
o öyle olmuyor işte
gözlerinin içindeki ışıltıyla yaklaşıp, sever misin?, diye sorunca hıhım dedim gayri ihtiyari.
kitabı bırakıp uzaklaşmak istedim ama izin vermedin, ben de yalan söyledim, affet.
iyidir yani bu yazar.
not: ben değil bir arkadaşım... şaka bir yana harbiden bi arkadaşım.
Unutmak fiili her zaman garibime gitmiştir. Böyle bir fiilin öznesi olunabilir miydi? Unutmak istediklerini unutamadıkça, insanın bu fiile yönelik etkin bir çekim gerçekleştirmesi olası mıydı?
gibisinden etkin felsefi yaklaşımları bulunan efsane bir değer.
Su tüyün üzerinde bekler ve smokinli berduş gibi kaliteli eserleri vardır.
bazen gerçekten anlamsız cümlelerine denk geldiğim yazar. hani yok canım koskoca enis batur falan diyorsunuz ya, yok yok sizde sorun yok. enis batur'un entelektüel kalpazanlığı o..
Zamanında "kravat" kitabı korsancılar tarafından basılınca, korsancıya üzülen yazar.
Beni bu ülkede okuyan sayısı, kitabın ne kadar satacağı belli, yazık adamlara demiştir.
Tılsım ve trajedi şiiri nefistir.
Benim için yalnız bu ülke için değil, dünya çapında çok değerli bir yazardır.
türkiyede saygının alasını hak eden usta yazar, okurları 10 bini geçmeyen ama her yazdığını beğeniyle takip eden kemikleşmiş okuru olan kişi, okuyun derim.
"herhangi bir okulun bir eğitim kurumunun hedefini "iyi insan yetiştirmek" olarak tanımlanmasını aklımın almadığına değinmiştim. bana kalırsa bir mesleğin, bir işin, bir uğraşın ne-neden-nasıl'ını öğretmeyi amaç saymak, bir de öğrenmek ömür boyu sürebileceği için o bağlamda anahtarlar vermek, ufuk pencereleri açmak önelidir. dolayısıyla: öğrenmeyi öğretmek."