Acaba engin beyin! gözüne girmek için üniversite öğrencilerinin bakanlar karşısında el pençe divan durmaları mı gerekiyor? Apolitik olunca mı gençler adam olacak? iyi o zaman hepimiz biat edelim de ülke bir rahatlasın. Eşek, eşek olarak kalsın.
bu ayar değildir. bu ayardan da öte bir şeydir. hocam hepsi ölmüş bunların, katliam yapmışsın sen.
--spoiler--
cahil insanlar, "okumayı" sihirli bir değnek sanırlar. okumakla iş bitecektir. çocuklarını okutacaklar, onlar da büyüyünce, yaşlı ana babalarına "bakacaklardır"... çocuk, bir tür yaşlılık sigortasıdır.
bu insanlar, okumak deyince elbette "ders çalışmayı ve sınıf geçmeyi" anlarlar. ders dışı her türlü okuma zararlıdır, gözleri bozar, kafa karıştırır. çocuğun harçlığını kitaba değil "boğazına" harcaması istenir.
"meslek" deyince de akıllarına üç şey gelir: doktorluk, avukatlık, mühendislik.
haa, bir de "atom mühendisliği" vardır ki, cahil halk arasında "en makbul, en ileri meslek" olarak kabul edilir. ne var ki, böyle bir mühendislik dalı yoktur. ana baba herhalde bundan "nükleer bomba imal eden teknik elemanı" anlamamaktadır, daha çok "uzay" falan gibi çağrışımlar içerir bu saçmalık.
eh, aile içi hiçbir eğitim de verilmediğinden, bunların okuttuğu çocuk da genellikle diplomalı eşek çıkar. bunlar, iş bulur çalışırlarsa çalışan eşek, bulamazlarsa işsiz eşek olurlar.
bunların üniversite hayatlarına küçük bir örnek: geçenlerde, dr. cengiz aktar, devlet bakanı egemen bağış'ı bir konuşma yapması için bahçeşehir üniversitesi'ne konuk etmiş...
bağış, avrupa birliği'ni ve ilişkilerimizi anlatacak. konuyla ilgili devlet bakanı.
ayağına gelmiş, daha ne istiyorsun? ankara'da peşine düşsen günlerce dolanırsın da işlerinin yoğunluğundan randevu alıp görüşemezsin...
yuh çekmişler. konuşturmamışlar.
adam sanki bulgar hükümetinin türkiye'den tazminat isteyen zıpçıktı bakanı...
çünkü piçkuruları "avrupa birliği'nin ne olduğunu biliyorlarmış"...
biliyorsan dinlemezsin, mecbur musun? git kantinde kızlarla kakara kikiri yap, sinemaya git, çay iç, ne halt edersen et...
ya da bakan konuşsun, ondan daha iyi biliyorsan meseleyi, kalk soru sor, eleştir, görüşlerini çürüt, adamı müşkül duruma düşür, onu silkele, perişan et!
ama konuşturmayınca "eylem koymuş" oluyorlar akıllarınca.
"avrupa birliği savaş demekmiş"... bildikleri bu.
bakanı konuşturmayınca da "memlekete sahip çıkmış" oluyorlarmış.
öğrenme arzusu yok, tartışma görgüsü yok, dinleme terbiyesi yok, önyargı var, bağnazlık var, beton kafalılık var. ne bildikleri de ortada. bunlar üniversiteyi bitirecekler, anaları babaları da "oğlumuz okudu da adam oldu" diye sevinecekler. (küçük bir örnek daha vereyim: dr. ali bayramoğlu çocuğun sınav kâğıdını göstermişti de ikna olmuştum, gözümle görmeseydim asla inanmazdım... bayramoğlu'nun yazılıda sorduğu şu: "iinci dünya savaşı'nda türkiye'nin dış politikasını özetleyiniz"... son sınıf sınavı bu, bizim okulda ancak üçüncü sınıf bilgisiydi... öğrencinin yanıtı tek cümle: "ikinci dünya savaşı'nda türkiye, atatürk'ün önderliğinde zaferden zafere koşmuştur!"... bu hayvan birkaç ay sonra okulunu bitirdi, ortalıkta diplomalı siyasal bilimci diye dolaşıyor, belki "hariciyeye" bile girmiştir...)
bunların yüzünden artık hiçbir gazeteci hiçbir üniversitenin kapısının önünden geçmez oldu. çünkü konuşturmamakla yetinmiyorlar, bir de saldırıyorlar.
az daha uyanıkları da, konuşmacıyı "provoke" edip küfür ettiriyor, sonra da tazminat davası açıyor, harçlığını çıkarıyor!...
sakın ha sakın, hiçbir üniversiteden hiçbir hoca bana bu gibi bir taleple gelmesin.
nasıl olsa öğrencileri anlatacağım şeyleri benden daha iyi bilmiyorlar mı canım?
--spoiler--
engin bey iyi becerir böyle şeyleri kalemine, üslubuna kimse diyecek laf bulamaz da lakin sen hem hızlı solculuktan özalcılığa, uzancılıktan ak particiliğe uzanan geniş mi geniş bir mezhebe sahip ol hem de böyle zart zurt ahkam kes her boka. bırak bu işleri anam, yemezler. sen git emre aköz adlı eski porno dergicisi yeni istihbarat uzmanı arkadaşına kompozisyon yazma dersi ver. adam kötü yazıyor zira.
şu üstteki cümle koymadı da; piçkurusu mu ağır geldi?
yapılan eyleme, mankafalılığa karşı artık sabrının taşması, köpürmesi mi ağır geldi? normal laftan anlıyorlar mı sanki? söylenen her küfür gerçek manasında mı kullanılıyor sanki? sanadurur herkes. insan öfkelenir, kusar, rahatlar.
siyasal bilgiler'deki bir konuşma esasında gene bir bakanı konuşturmayanlar arasında ben de vardım...
sanırım bu noktada ben de piç kurusu oluyorum...
öğrenme arzum, tartışma güdüm, velhasıl sabrım kalmadı bu hükümet ve bakanlarına... ve artık yuhalamaktan başka bir çarem yok.. bıktım yalandan bıktım dolandan...
benim ve yuhalayan 1 salon dolusu adam adına söyleyebilirim sanırım;
__________________________________
nasıldı o kelimeler...
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
Amerikan donanması, topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim...
____________________________________
evet...
buna ayar denirmiş...
ayar bu mu lan?
ayar buysa 50 yıldır yurdumun her köşesinde ağlayanların çilesine ne denir?
ayar ala ala nevrimiz döndü artık...
yeter artık vurmayın adam öldü esprileriniz duyar gibiyim.. ne güzel ayarlardır onlar..
yeter artık vurmayın memur öldü..
yeter artık vurmayın işçi öldü..
yeter artık vurmayın 666 liraya şaka gibi yaşamaya çalışanlar öldü..
--spoiler--
Öğrenme arzusu yok, tartışma görgüsü yok, dinleme terbiyesi yok, önyargı var, bağnazlık var, beton kafalılık var.
--spoiler--
Başbakan: Böyle bağırılmaz ki, terbiyesizlik yapma.
Kemal Öncel: Terbiyesizlik yapmıyorum. Lütfen bana hakaret etmeyin.
Başbakan: Artistlik yapma
Kemal Öncel: Artistlik yapmıyorum, ben sanatçı değilim.
Başbakan: iyi bir sanatçısın
Kemal Öncel: Tarım bakanımızın anayasayı ihlal ettiğini biliyor musunuz?
Başbakan: Lan terbiyesizlik yapma
Kemal Öncel: Lan mı?
Başbakan: Evet
Kemal Öncel: Lan mı? Canın sağ olsun.
Başbakan: Şu anda çiftçiye ne verildiğinin farkında mısın?
Kemal Öncel: Ne zaman?
Başbakan : Şimdi.
Kemal Öncel: Benim mahsulüm öldükten sonra mı? 2 senedir anamız ağlıyor.
Başbakan : Hadi ananı al git buradan.
başbakana çemkiren çiftçi olayı ile karşılaştırılamayacak olay.
neden mi ?
1- çiftçi başbakana normal bir ses tonuyla konuşmamış çemkirmiştir. Başbakanın üslubu bu sebepten serttir.
2- konu öğrenciler ile engin ardıç arasındadır. başbakan ile bu olayın uzaktan yakından alakası yoktur.
hani diyor ya engin ardıç sizde tartışma görgüsü yok diye. sonuna kadar haklı. çünkü haksızsınız ve haksız olduğunuzu anlayınca konuları alakasız yerlere çekiyorsunuz.
köyün delisi köyün kahvesine bağırarak dalar;
+ula mileeeeet, ağa beni gayirdiiiiiii, ağa beni gayirdiiiiiii...
-ne oldi la, anlat hele? ne dedi de kayirdii?
+vay anasini siktimin cociği dediiii...
şimdiden hakkında kafadan atma zırvaları tahmin ettiğinden dolayı cevaplarını da yazısına şimdiden ekleyip, tüm blogcuların* elini ayağını bağlayıp, sadece okumalarını sağlayarak iyi bir ayar vermiştir engin ardıç.
iki yazısınıda okuduktan sonra; "ne diyo lan bu gerizekalı" dediğim gereksiz bir yazar ve yazdığı yazıların ayar olduğunu zanneden insanlar görüyorum bu başlıkta.
şu ülkede bazı şeyleri yerli yerinde görüpte karşı çıkan bir tek öğrenciler kalmışken, bir tek öğrenci kesimi devletin elden gittiğini farketmiş ve bunun için bir şeyler yapmak için uğraşırken onların önünü kesmeye çalışmak nedendir sorarım size?
Tekel işçisi eylem yaptı. ne için? para
memur eylem yaptı. ne için? para
öğrenci eylem yaptı ne için? VATAN!
bu ayrıma bir varmak lazım, bugün Türkiye'de çıkarı olmadığı sürece evinde oturan bir halk varken öğrencilerin vatanı, ülkesi için yaptığı protestoya laf etmek kimsenin harcı değildir. karnı tok keyfi yerinde tabi beyefendinin. atinada keyif çatıyormuş. çat çat, açlıktan kemik kusmuyorsun tabi sokaktaki adam gibi. aç kalıp, götün tutuşuncada böyle konuşabilecekmisin bakalım.
dinleme, tartışma görgüsü olmayan cahil insanlarmışız.* Biz süslü cümlelere tokuz arkadaşım! Biz artık somut şeyler istiyoruz. 5 yaşındaki kardeşim artık gitgide amerikan mandasına girdiğimizin farkında bre "aydın yazar" sen hala akpnin götünü yalamaya devam et.
şimdi bak burda 3 cümle yazı yazdım ne kadar mutlu oldum biliyor musun? bir de götüm kalktı ki sorma eleştirdim ya seni. Sen önce yazı yazmayı öğren bence. Bir köşe yazısı bir konu hakkında yazılır ve ne hakkında başlandıysa o şekilde bitirilir. yani "atinaya gittim" diye başladıktan sonra, "blogcu serseriler" diye devam edip, "akp siyaseti takır takır işletiyor anacım" diye bitirilmez.