en adisinden yalakalıktan ibarettir. yobaz tayfası ayar sanır...
ne ayarı be!... adamdan saydığınız söz konusu paragöz döneğin kim olduğundan bile haberiniz yok ey cahiller... ben size anlatayım:
söz konusu şahıs zamanında "islam teksasta" adlı bir kitap yazmıştı. kitap aslında mümin bir kardeşinizin aynı isimli romanıyla dalga geçmek için yazılmıştı. engin ardıç, bir taraftan kitabın yazarını eşeğin götüne sokarken, diğer taraftan bu tür hezeyanlara itibar eden müslümanlarla dalga geçiyordu. müslümanlara habire tosuncuk derdi... konu defalarca gündeme getirilince şöyle bir yazı yazdı:
neymiş? benzer saçmalıklarla tekrar karşılaşırsa aynısını yazarmış! peki ne oldu? sucukçu muhasebecisi daha da beter saçmaladı! üstelik dalga geçtiği kitap alt tarafı bir romanken, sucukçu muhasebecisi tüm dünyayı güldüren saçmalıklarını ciddi ciddi tarih tezi olarak sundu. ya sizinkisi ne yaptı? işte tepkisi(!):
"Erdoğan'ın "Küba'da da cami görmek istemesini" alt tarafı "iyi niyetli bir temenni" olarak kabul ediniz ve alay etmeyiniz."
ayar öyle verilmez, böyle verilir. şimdi hadi yürüyün de göreyim ense traşınızı "tosuncuklar"....
(bkz: yobaz ve zeka)
bir de osmanlı ile dalga geçtiği "şengül hamamı" adlı kitabı vardır. alın, okuyun, aydınlanın... madem her dediğine pek bir gülüyorsunuz, bu kitaba bayılacaksınız; garanti...
Her devrin yalakasından iktidarı şapır şapır yalaması şaşırtmayan yazı. Bazı kerkenezler de kemocanlara ayar verdi diyor, zamanında kemocanların neferiydi bu adam ama sen sığ aklınla nereden bileceksin ki?
engin ardıç'ın geçmişini bilmeyenlerin pek matah bir şey sandıkları yazıdır. bu şahsı zamanında işten atılıp parasız kaldığı için karısı terk etmişti. ne kadar üzüldüğünü, bir daha aynı duruma düşmeyeceğini filan açıkça yazmıştı. o gün bugün kim iktidardaysa onun borazanını çalar durur işte...
sayesinde ayarı kol gibi yedikleri halde, hala "kemoşlara kol gibi giydirmiştir." diye yazan zavallı yobazların cümle aleme rezil olmasına vesile olan yazıdır.
lan onca yazdık! adamsanız yazdığımıza cevap verin hele bir yol... madem engin ardıç'ı bu kadar beğeniyorsunuz, müslümanlarla dalga geçtiği "islam teksasta" ile osmanlı'daki hamam oğlanlarını ve müdavimlerini anlattığı "şengül hamamı"na ne dersiniz?
ne yüzsüz, arsız yaratıklarsınız be!.. verecek cevabın yoksa hiç değilse susmayı bil...
kimi götoşların hala tamamen siyasi düşünme ve taraf olma ya da tarafa ait olmayı vurgulama tarzındaki davranışlarından dolayı hakkında zır zır öttükleri yazarın yazısı. tabi bunların derdi ilgili yazarın fi tarihinde yazdığı bir kitabın içeriği.
olum siz bırakın o tarafın, bu tarafın adamı teranelerini. adam güzel laf koyuyor ona odaklanın. odaklanırken yağlayın biraz da canınız acımasın*.
hayranı olan kimi küfürbaz, şerefsiz yobazın eski yazdıklarını "fi tarihinde yazdı" gerekçesiyle yok saydığı satılık kalemin yazısıdır.
ne o tosuncuk? o zamandan beri engin ardıç hidayet mi buldu? yazdıklarını inkar etmediğini ve sahiplendiğini ifade ettiği yazısını refere ettim, al bir daha refere ediyorum:
işte yobazlar böyle şerefsizdirler. kraldan bile kralcıdırlar... yahu herif eski yazdıklarına sahip çıkıyor, bunlar hala "ak"lamanın peşinde! tüh sıfatınıza...
ey şerefsiz, o küfürlerin kralını sana yediririm ama durduk yere çaylak olmayayım şimdi. moderasyonu da ele geçirdiğiniz ortada ne de olsa...
islamcı-muhafazakar tayfanın en büyük sıkıntısı düşünsel bazda çektiği sıkıntılar. adamlar biz yüzde 50'yiz diyor ama kendini adam akıllı argümanlarla savunacak şöyle gerçekten entelektüel 50 tane adam bulamıyor. bir elli yıl sonra halk nezdinde de pek adamları kalmayacak zaten.
sandıkta çarpılırsın sözü goyun dedik goyduk ihihi sözünü ne kadar da anımsatıyor değil mi?
olm sandıkta ne çarpılacam lan, senin demokrasin, parlamentarist sistemin benim sikimde değil. gidip oy kullanmaya tenezül etmiyorum bazen. sosyal yardımla geçinen, eğitim seviyesi düşük, 100 yıl yaşasa bir baltaya sap olamayacak, siyasi argümanı gsnin 4 yemesini cehapeye bağlayacak düzeyde alt kültür insanları beni mi çarpacak?
hadi eski yazdıklarını bırakalım... satılık kalemin bu yazdıklarında o kadar beğenilecek ne var? sağlam bir ironi mi yapmış? boş laf salatası o kadar...
yılmaz özdil kendilerine geçirdikçe kuduran yobazlar, çareyi artık çaptan düşmüş ithal satılık kalemlerinin soğuk nevale, zorlama, gerçek görüşlerini yansıtmadığı apaçık ortada yazılarını parlatmakta buluyorlar.
ey cahil yobazlar, engin ardıç, yılmaz özdil kadar olmasa da, yetenekli yazardır aslında. bakmayın satılık kalem olduğuna... zamanında yazdıklarını bilen bilir. fakat içinden gelmeden yazınca işte böyle boktan yazılar çıkıyor ortaya. eh, hitap ettiği kesimin beğeni düzeyinin kaç gram olduğunu bildiği için de dert etmiyor haliyle. cukkası dolunca ötesini umursamaz, karaktersiz bir tiptir...
yobazlar gerçekleri sevmezler ama aralarında numunelik gerçeği arayan şahıs varsa eski yazılarıyla, şimdiki saçmalamalarını bir karşılaştırsın. nerede o coşku? nerede o tavan yapan ironi? eser kalmadığını görecektir.