bu dünyadaki en büyük terbiyesizliklerden biridir. Okuldayken yürüyemiyorum diye benimle az dalga geçmemişlerdi iki üç kız müsevetteleri... Allah'ıma şükürler olsun şuan sıkıntısız yürüyebiliyorum
insani engellere sahip olmaktır.
ayrıca herkes burada sayıp sövüyor da bunları kim yapıyor merak etmekteyim.
desem ki kimse yapmıyor zamanında şahit olmuşluğum çok. o zaman yapmayalım yaptırmayalım desek yeter.
Hayvanın bile yapmadığı ama daha aşağı, nikahlı ilişkiden doğan piç kurularının yaptığı, çocuk tecavüzcüsünden sonra yer yüzünde en aşağı insanların eylemidir.
dalga geçen kişinin engelli olduğu kanısına düşünmeden karar verilmesi gereken durumdur.aynı zamanda engelli kişiler ki bizim gibi sağlam vucutları sağlam organları olmasa bile hayata öyle tutunup öyle şeyler başarıyorlarki bazen düşünmemiz gerekiyor onlar başarı peşinde koşarken bizim ne eksiğimiz var biz yapamıyoruz acaba engelli olan onlar mı biz mi?
bütün organları gayet iyi çalıştığı için ve de bunun kendi becerisiyle olduğunu sandığı için kendisinde bu hakkı gören zırcahil insanların davranışıdır.
onlar asla bilemezler karanlıklar içinde yaşamanın ne demek olduğunu...
hiçbir elektrik düğmesi yok. lamba yok. şafak hiçbir zaman sökmeyecek. güneş doğmayacak.
karanlık hiç bitmeyecek...
doğuştan görme engelli birine nasıl anlatırsınız bir ağacı, yeşili nasıl tanımlarsınız? kırmızıyı, sarıyı...
çok sevdiğiniz ve çevirip çevirip dinlediğiniz o şarkıyı hiçbir zaman işitemeyecek olana nasıl anlatırsınız?
ama onlar 20cm yüksekliğinde bir kaldırımın ya da bir merdivenin önünde çaresiz kalmanın ne demek olduğunu anlatabilirler size.
işaret diliyle konuşurken, kendilerine nasıl uzaylılarmış gibi bakıldığını, arkalarından gülen insanları nasıl görmezden geldiklerini anlatabilirler...
içimizde aleni şekilde onlarla dalga geçecek kadar cahil olanlarımız çok azdır. olamaz! ama onlara acıyarak da bakmayın. emin olun bu engellerinden bile daha acı vericidir.
ve zihinsel özürlü çocukların anneleri...
onlar her allah'ın günü toplumla nasıl savaştıklarını, akşam eve döndüklerinde bu savaştan nasıl bitkin düştüklerini anlatabilirler.
ama yedi yaşındaki oğullarının, kızlarının sadece bir kez "anne" diyebilmesi için ne kadar zaman, emek ve para harcadıklarını ise hiçbir zaman anlatmazlar.
onların mükafatları o çocukların gözlerinde gördükleri ve bir çoğumuzun gözlerinde olmayan o sevgi ışığını görmekten ibarettir...
selam olsun o kahraman annelere!
sessiz, karanlık dünyalarında yaşama sımsıkı tutunanlara!
kaldırımlarla, önyargılarla, çirkin söz ve bakışlarla savaşanlara!