ona baktığınız her an ne kadar saçma şeylere üzüldüğünüzü düşünüp daha da güçlenmektir.
acıyan bakışlara aldırmadan onun yanında olmak ve herşeye isyan eden insanlara şaşırıp "sırf sağlıklı olduğun için bile şükretmek gerektiğini" bilmektir.
hem onun iyiliği için önce senin iyi olman gerektiğini düşünmek hem de dışarıya çıkıp özgürce yürümek gibi kolayca bir işi bile tek başına yapamadığını görüp hüzünlenmektedir. bazen onun yüzünden yapamadığı şeyler için ona kızmak ama onun saf, seni kızdığını bile anlamayan gülüşüyle tekrar üzülmek ve kendini suçlamaktır. susadığını, acıktığını ya da bir yerinin ağrıdığını bile söyleyemediğini düşünerek insanın içinin kan ağlamasıdır.
varlığına sevinsem mi yoksa durumuna üzülsem mi bilemediğim garip bir his...
ailenin gözünde durumu kabullenmiş gibi görünüp yıllarca geceleri ağlamaktır. bacak kadarken karar verip güçlü olmak için çalışmaktır. önceleri kardeşi ezdirmemek için çabalarken sonraları ona daha iyi bi hayat sunmak için çabalamaktır.
sevgilisi yüzünden, çok isteyip de alınmayan ayakkabı için ağlayan arkadaşlara anlam verememektir. bunlar ızdırap değildir çünkü sizin için. sizin için ızdırap, kardeşinize bazen ailenizin bile tahammül edemediğini görmek, o çok sevdiğiniz insanlardan bile bi an olsun nefret etmektir.
acizlikten nefret ederek büyümektir. karanlıktan korkarken, onun hep karanlıkta olduğunu anımsayıp cesaret bulmaktır.
o kardeştir, bir ablanın ilk çocuğudur.
sizin hiç engelli ve otistik kardeşiniz oldu mu ? benim oldu. hayatıma girdi ve anlam kattı. aldığı her nefes için şükürler olsun.
eğer herkes'ten farklı engelli bir kardeşe sahipseniz bu tür şeyleri yaşayamıyorsunuz daha doğrusu bir çok şeyi yaşama fırsatınız olmuyor. insan daha çocukken olgunlaşıyor ve en önemlisi ilerde dünya üzerinde ki sayılı özel veya melek insanların kardeşiniz olduğunu anlıyorsunuz.
bir meleğin abisi olmak.