annelik sıfatını en zor biçimi ile fedakarca yerine getirmeye çalışan eli öpülesi mekanı cennet annedir.
çocuğuna bakmak yardım etmek ona zor gelmez, bu anneye zor gelen çocuğunun yoksunluklarını görmek, düşünmektir. ve sanırım en zoru, ben nasıl ölücem diye düşünmektir, çünkü çocuğunun sonrasını bilemez.
tanıdığım böyle bir kadın vardı, yıllarca felçli oğlunu sokakta oynayanları izleyebilsin diye sırtında sokağa, parka taşıdı. günlerden bir gün sırtında taşıdıkları iki oldu, kocası da felç geçirdi. işte o zaman, bu nasıl bir adalet, bu nasıl bir çile diye insanın isyan edesi geliyor..
bir haber vardı. çocuk %100 engelli ve iyileşme sansı yok. ergenliğe girmiş. annesi diyor ki "artık daha fazla huysuzlanıyor, cinsel organı ile oynansın istiyor."...
böyle bir çocuğun annesi olmanın nasıl bir şey olduğu tahayyül bile edilemez. o anneyi ne kadar kutsasak, onun için ne kadar üzülsek boş.. onun ne hissettiğini, neler yaşadığını anlama şansımız yok..
hayal kurmayan annedir. gerçekleri çok önce farkedip onlarla yaşamayı kabul eden, çocuğundan şikayet edenleri duyduğunda gülümseyen, hıçkırarak değil kafasını yastığına gömerek ağlayan, hiçbir zaman "dur, şimdi işim var " demeyen, kendisinden başka kimsenin istese de çocuğuna sabırla bakamayacağını bilen ve bu sebepten ölmekten korkan annedir.
çocuğu zihinsel engelliyse moron, idiot, spastik, otistik, beyin özürlü gibi kelimelerin hakaret olarak kullanıldığını duydukça içi daha da acıyan annedir, eminim.
hemen shçeke başvurarak devletin herkese verdiği yardımdan faydalanması gereken annedir. asgari ücret tutarındaki bu yardım her ay engellinin bakımı için anneye verilmektedir. süresizdir.*
sabır taşı misalidir onlar. hayat kanatlarını evladının üstünden hiç ayırmayandır. içinde ki tüm umutlarını, hayallerini, yitirdiğini bildiği halde hiçbir zaman bu durmu evladına hissettirmeyendir.
deseler ki bir anneye canın mı evladının sağlığı mı bir saniye düşünmeden canından olabilecek olandır o. candır o.