uçsuz bucaksız bir derenin geçtiği bir köyde iki genç tanışır, biri derenin bir tarafında, biri diğer tarafında. hikaye bu ya, kimse karşı tarafa geçemiyor. hergün aynı yerde buluşuyorlar, her geçen gün daha da alışıyorlar birbirlerine. günler günleri kovalıyor böylece. birgün genç adam sevdiği kızın yüzüne bakıp şöyle diyor
" yüzünde bir yara izi mi var senin?"
kız cevaplıyor;
"işte aşkının bittiği gün bugündür"
engelini gördüysen aşık değilsin. aşk körlük engellidir, göremezsin.
dr christian troy'un da yaşadığı bir vakadır. kör bir kadına tutulmuş, bir süre beraber olmuşlardır ve hoş duygular yaşamışlardır. ama zamanla kadının engeli uçarı doktorumuza ağır gelmiş ve sudan bir bahaneyle olay çıkarıp ilişkiyi bitirmiştir.
bir erkeğin başına gelmesi daha muhtemel olay. malumunuzdur ki erkekler kadınları sahiplenmeyi ve kanatları altına almayı sever. o açıdan engelli olması erkeğin kadına bakışını değiştirmez. ama bir kadın için kolay ve imkanlı değildir zannımca. doğadaki tüm dişiler gibi kadınlar da farkında olsun ya da olmasınlar; erkekte güç ararlar. hem fiziksel hem de maddi manada... başta aşk duyulsa dahi zamanla anaçlık duyguları baskın gelecektir ve o andan itibaren yürümesi çok zor bir hal alacaktır. diğer ilişkilerde alışkanlığa dönüşme süreci burada bu şekilde evrilecektir. ama başıma gelse sonu ne olursa olsun yaşardım, diğer ilişkilerin de bitmeme garantisi yok zira.
bizim aile dostlarımız yolda gidiyorlar, çat viraj. Ailenin annesinin belden aşağısı felç olur. fakat öyle şefkatli bir koca ki, aradan kaç yıl geçti bilmiyorum hala eskisi gibi birbirlerine aşıklar, gözü gibi bakıyor eşine. bir de dünyalar tatlısı zeki mi zeki, uslu mu uslu bir erkek evlatları var ki sormayın. Yaşamları gıpta edilecek türde. Allah bozmasın...
gayet normal hatta takdir edilebilecek olaydir. yurek ister en basta, nekadar durabileceksin sevginin arkasinda? disaridan gelen tepkilere nekadar duyarsiz kalabileceksin? hayatini baskalarinin yadirgamalarina ve elestirilerine duyarli yasayan insanin yapabilecegi is degildir zaten. "o ne der?, bu ne der?" diye dusunen insanin hic kalkismamasi gereken, hatta kalkisamayacagi istir. **