enflasyonu yüzde 70 den yüzde 6 ya inen türkiye

    3.
  1. Daha önceki hükümetlerin enflasyon sepetine flüt, devekuşu yumurtası, pinpon topu gibi şeyleri koymayı akıl etmemesinden ileri gelmektedir.
    Herkes (yaşı yeten) bilirki enflasyon bu hükümet tarafından düşürülmemiştir. Kemal Derviş marifetidir.
    22 ...
  2. 63.
  3. Kemal Derviş'in iktisadi planlaması dahilinde ekonomik olarak karanlık bir çağı geride bırakan Türkiyedir.

    AKP bunun çok ekmeğini yemiştir.

    Edit: söz konusu başlık 1994-2001 arası dönemi kapsar. Şimdiyi karıştırmayın.

    Edit2: ısrarla "enflasyon yüzde 6 değil ki" diyenler var, dostlarım bu yukarıda belirtilen tarihleri kapsar. Ayrıca şimdilerde ortalığın anasının sikiliyor olmasının konuyla alakası yoktur, onu farklı başlıkta incelemek daha doğru olur.
    8 ...
  4. 64.
  5. Akp bunun çok havyarını yemiştir.
    8 ...
  6. 2.
  7. Enflasyon indiyse bu pahalılık nereden geliyor? Neden en pahalı eti, benzini, sebze, meyveyi biz alıyoruz?
    8 ...
  8. 13.
  9. vergileri arttırarak enflasyonun düştüğüne dünyanın en zeki halkı olduğu iddiası taşıyan bir topluluğu inandırma başarısı göstermiş iktidar açıklaması.

    -enflasyon yüzde altı oldu halkım.
    +nasıl yani?
    -bakın, x malı 100 liraydı, 6 lira zam yaptık.
    +ama şu anki fiyatı 145 lira.nasıl yüzde altı bu?
    -yüzde altı enflasyon, yüzde 18 öiv, yüzde 12 kdv, yüzde 9 rtev..vergi onlar, zam değil.
    +hmm.tamam o zaman ya.ben de mal gibi enflasyon düşmedi sanıyorum.haklısınız.zeki olunca anlıyor insan başarılarınızı.
    3 ...
  10. 5.
  11. düşen senin alım gücün aslında çekirge dediğim durumdur. harcayamazsan ne enflasyon olur ne de deflasyon. bilenler bilir bu ülke de yaşanan durum stagflasyondur.durgunluk haline yaşanan enflasyondur işin özü. halkı fakirleştir sonra da enflasyon düştü diye göz boya. biline ki insanlar bunu yemiyor. reel'de benim cebime GSMH kadar para girdiği gün söylediklerine inanırım.
    4 ...
  12. 9.
  13. düzelmeye yüz tutmuş türkiye. ama daha çok çok fazla eksik var. yeter ki birileri başa gelip 7 ceddini zengin yapmasın. kim olursa olsun bu!
    42 yaşında bir adam olarak ve o %100 lerin üzerine çıkıp tavan yapmış ve sonrasında sürekli %65-70 ler cıvarında seyretmiş enflasyonları ve faiz oranlarını, haliyle de paraya para demeyen bankaları gördüğüm için şahane diyorum.
    amma velakin durum şu an için kesinlikle ve kesinlikle %6 falan da değildir.
    bu bilgileri kim veriyor? devlet. devlet kim? şu an için iktidar!
    o sebeple tabi öyle diyecekler. yine de muhtemelen en az %15-18 aralığında gerçek bir enflasyon var. tabi eskiye göre şam'da kayısı bu!
    3 ...
  14. 33.
  15. geçen akşam, evde pijama katıyla otururken, birden elektronik mağazasına gitme isteği pörtledi içimde. bu duyguma engel olamayıncada şemsiyemi alarak düştüm yollara. neyse, biraz yürüdükten sonra mağazadan içeri girip sarf malzeme reyonunu buldum ve birkaç boş cd, vcd, dvd aldım. beş bilemdin on dakika kadar lcd ve led tv'lere bakınıp "vay amnkym, canlı gibi lan bu" dedikten sonra kasaya geldim. aldığım ürünleri kasaya verip, tutara yakın bir parayıda tezgahtaki görevli arkadaşa uzattım. o da; sinsi bir gülüşle; "kusura bakmayın bozuk paramız yok bunun yerine size pinpon topu veriyorum" diyerek 12li seti elime tutuşturdu. daha "nasıl olur, bi'dakka ya" demeye kalmadan eleman "sıradaki" diye çemkirerek bana yol verdi. tamam, epilasyon cihazı kullanıyor olmamdan dolayı pasparlak bir çocuk olabilirim ve hatta gözlerimdekinin lens olduğunuda anlamış olabilirsin ama bu davranış hiç şık olmadı, s'öylim sana tezgahtar çocuk bilesin.

    özgüvenim tahribata uğramış bir şekilde mağazadan çıktım ve evin yolunu tuttum. bu sırada kabaran öfkemi dindirmek için mp3 çalarımı açtım ve bir jethro tull parçası seçtim. o flüt sesini duyar duymaz ne öfke kaldı ve ne başka birşey, pamuk helva kıvamına geldim resmen.

    biraz yürüdükten sonra bizim mahalledeki ganyan bayinin önüne geldim. " bi'kupon yapim bari" diyerek daldım içeri. o da ne; kapıda, beni tayyör giymiş bir bayan karşıladı ve kolanya tutarak "hoşgeldiniz" seramonisinde bulundu. daha "n'oluyo lan, nereye geldim ben" diyemeden başka bir bayan cips ikram etti. o kadar hizmet kalitesi yüksek bir ganyan bayii ki yağlanan parmaklarımızı yalamayalım diye yanında mendil de verdiler. "lan biz at yarışı için geldik sikmeseler bari" korkusuyla kuponu yapıp hemen kapıya doğru yöneldim. tam bu sırada içeri girmeye çalışan birisi de koluma çarpıp telefonumu yere düşürmesin mi. ben tam "yavaş lan ayı" diyecekken "kusura bakmayın beyefendi lütfen, yarın gelin ve benden alın telefonunuzu" diyerek sahibi olduğu telefon onarımı şirketinin kartını ve bununla birlikte 100'lük telefon kartını elime tutuşturdu. ganyan bayii değil rotary klubü sanki amnkym. "peki" diyerek ayrıldım mekandan.

    hafif yağmur bastırınca yürüme tempomu biraz arttırdım. tam bu sırada üst katlardaki dairelerin birinden top top sarılmış bir bebek bezi önüme düştü. "höstt lan deveeeee" şeklinde hönkürerek yukarı doğru baktığımda iki metrelik bir insan azmanıyla karşılaştım. "pardon kardeş, çöp kovasına atacaktım" diyeceğini zannederken, "bekle lan orada, yediricem onu sana, pezemenk" diye kükredi eleman. "veteriner ücretini vereyimde kuduz aşını ol lan ibne" diye bağırdım ve topuklarımı götüme çarpa çarpa uzaklaştım oradan. "keşke yanıma bıçak alsaydım" sesleri topuk seslerime karışırken çıkmaz sokağa girdiğimi fark ettim ve bu yüzden dikenli tel üstüvane ile çevrilmiş bir duvar üzerinden atlamam gerekti. "keşke şöförlük kursuna gidip bi'ehliyet alsaydımda bunlar başıma gelmeseydi" serzenişleriyle eve doğru yürümeye devam ettim. ama aklımda sürekli o azman kılıklı adamı alt etme planları kuruyordum. "alıcan dinamiti sokucan götüne ateşlicen fitili, bak bakalım kim kime neyi yediriyor o zaman" şeklinde yersiz ve zamansız kahramanlık söylemleriyle evime ulaştım.

    elektrikli ev aletlerinden en çok sevdiğim olan, kahve makinesine kahvemi doldurup hazırladıktan sonra çalışma masasına oturdum ve bilgisayarı açtım. "hac ücreti bizden" temalı reklamı geçip google earth'den insan azmanı olan kişinin nerede oturduğuna dair krokiyi yazıcıdan çıkardım ve hergün göreceğim biryere astım, üzerinede sağlık sigortan sıfırlanana kadar buradan geçme" yazdım. bilgisayarı kapatıp yatağıma doğru ilerlerken harika bir enflasyonist olmamla gurur duydum.

    tek suçlusunun benim gibi hayat yaşayanların sebep olduğu durum.
    3 ...
  16. 8.
  17. komünistin ve komünizmin ne olduğunu bilmeyen için tanım yapmak zorunda bırakılan kişilerde "nasıl bir eğitim sistemimiz var ki böyle sığ adamlar yetişiyor" sonucunu ortaya çıkaran yaklaşımların yığılmaya başladığı tespit.

    (bkz: hakaret edecem derken aslında yüceltmek)
    2 ...
  18. 11.
© 2025 uludağ sözlük