paranın değeri düşürür, alım gücünü indirir vs vs.
kimse de demez ki bu enflasyonun var olmasının asıl nedeni nedir? neden böyle bir terim var olmuştur?
bir de sorum olacak konu hakkında bilgisi olanlara:* Yıllık enflasyon yüzde 11,14 olarak açıklandı. bu 100 liralık bir malın artık* 111,14 liraya satılması gerekiyor demektir. yani her ürünün %11 zamlanması demektir. ama zamlar genelde enflasyondan fazla oluyor.
örneğin; iyatı, 2014'de 16 TL iken bütün yıl boyunca yavaş yavaş artarak 2015'de 21 TL oldu. Çaya bir yılda gelen zam oranı yüzde 30.
görüldüğü gibi zamların enflasyon oranından fazla olması mali bir problem ve haksızlık değil mi?
devletimiz tarafından % 8-10 arasında belirlenirken nemden dolayı vatandaş tarafından % 40-50 oranında hissedilir. ülke olarak enflasyonla ilgili sorunumuz yok sorun nemde . kuru iklime sahip bir ülke olsaydık enflasyonu bu kadar fazla hissetmezdik.
kahrolsun paralel nem.
talep, arz maliyet, fiyat ithal gibi bir suru cesitleri vardir. Dizginlemek icin genelde en uygun politika para politikasidir diye yaygin bir gorus vardir.
Daha çok iş, iş arayan daha az insan demektir. Bu da bu işleri alacak daha az insan bulunması ve onları ikna edebilmek için de maaşların artması anlamına gelir. büyüme ve enflasyon ekseni bundan ibarettir
çok yakın zamana kadar ülkede pinpon topu gibi saçma sapan mallar mal sepetinde gösterilerek düşük gösterilen ekonomik olgu. sistem her geçen gün değişiyor ve her geçen gün daha bir çakallaşıyor malesef. buda son örneklerinden biri olsa gerek http://manset.at/cekirdek...zam-vakasi-cipsten-geldi/
1. fiyatlar genel düzeyi yükselir.
2. yatırımlar ve tasarruflar azalır.
3. ödemeler dengesi ülke lehine bozulur. (önemli)
4. gelirler reel olarak düşer.
sosyal etkileri:
1. gelir dağılımının bozulması toplumda sosyal dengeyi bozar.
2. kolay yoldan para kazanma arzusu ile spekülasyon eğilimleri de artar.
edit:
gelir ve servet dağılımı bakımından etkileri:
1. enflasyon gelir dağılımını değiştirir.
2. eğer bir ülkede toplumun geliri enflasyon oranına paralel düzeyde artarsa böyle bir enflasyondan hiç kimse etkilenmemektedir.
toplumdaki her kesim satın alma güçlerini koruyabildikleri için enflasyonun gelir dağılımı üzerinde herhangi bir etkisi olmayacaktır. (Türkiye'de fiyat artışlarına yani yeni zamlara karşı, yaygın olarak savunulan)
3. oysa enflasyon düşük gelirliler ile yüksek gelirliler arasındaki farkın büyümesine sebep olurken; gelir dağılımı dengesini de bozmaktadır. çünkü toplumda 'gelirlerinin satın alma gücü'nü enflasyona karşı koruyan kesimler olduğu gibi, memur, işçi, emekli gibi gelirlerinin satın alma gücünü enflasyona karşı koruyamayan sabit gelirli kesimler de bulunmaktadır. bu durum ekonomik ve sosyal problemlerin artmasına yol açmaktadır.
4. enflasyonun olduğu bir ekonomide insanlar sabit faizle uzun vadeli olarak borçlanmışlarsa fiyatlardaki bir yükselme onlara büyük kazanç sağlayacaktır. ancak kişiler borç vermişler ise zarar edeceklerdir.
5. eğer uzun süreli bir enflasyon süreci yaşanıyorsa; enflasyon oranı, piyasa faiz oranlarına yansıtılacak böylece piyasalar enflasyona göre ayarlanacaktır. örneğin fiyatların istikrarsız olduğu dönemlerde faiz oranı %4 ise ve insanlar fiyatların ilerde %10 artacağını düşünüyorlarsa, bono ve tahvillerin faiz oranı %14'e çıkacaktır. bunun içinde %4 reel faiz ve %10 enflasyon etkisi bulunmaktadır. böylece faizlerin enflasyona göre belirlenmesi gelir ve servette önemli bir etkiye neden olmayacaktır.
üretim ve istihdam bakımından ise:
### enflasyon üretim ve istihdam düzeyi üzerinde de etkili olmaktadır. ani olarak enflasyon oranının yükseldiği dönemlerde hem üretim miktarı hem de istihdam düzeyi artmaktadır. ancak üretim artışını sağlayan etken şüphesiz ki fiyatlardaki yükselme olmaktadır. enflasyon sürecinin uzun dönemli yaşandığı ekonomilerde hem üretimde hem de istihdam düzeyinde düşüşler görülmektedir. çünkü enflasyonun başladığı dönemin kısa süreli bir geçiş dönemi olarak değerlendirilmesi sonucu toplam talepte bir artış görülmektedir. talepteki bu artış daha fazla üretime ve daha yüksek fiyatlara (enflasyona) neden olmaktadır. buna karşın faktör sahiplerinin de girdi fiyatlarını yükseltmesi sonucu maliyetler yükselmekte ve üretim hacmi daraltılmaktadır. üretim hacminin daraltılması istihdam düzeyine de etki etmektedir. böylece yaşanan arz şoku fiyatlar genel düzeyini yükseltirken üretimin ve istihdamın düşmesine neden olmaktadır. ###
ilkokul sıralarında okurken başımızda ya Tansu Çiller ya da Ecevit vardı hatırlamıyorum çok küçük olduğum için. Tek hatırladığım devletin enflasyon canavarını karikatürize ettiği küçük bir dergi dağıttığı. Neler yapmalıyız neler yapmamalıyız onları anlatıyordu. Tabiiki de enflasyon yeşil bir dinazordan başka bir şey değildi.
Şubat'ta TÜFE yüzde 0,3 arttı, yıllık enflasyon yüzde 7.03 oldu şeklinde şubat ve yıllık oranları verilen hede. şimdi bu sikimsonik oranlar belirlenen sepet içerisindeki ürünler üzerinden hesaplanıyor. şimdi bireysel bazda sepetimi oluşturup, orana bakalım;
kira;
2012 => 400 TL
2013 => 400 TL
kışın ödenen doğal gaz bedeli;
2012 => 180 TL
2013 => 250 TL
lig tv;
2012 => 58 TL
2013 => 66 TL
aylık elektrik faturası (ortalama);
2012 => 45 TL
2013 => 55 TL
su faturası (ortalama);
2012 => 20 TL
2013 => 22 TL
öğlen yemeği (ortalama);
2012 => 10 TL
2013 => 13 TL
internet;
2012 => 60 TL
2013 => 60 TL
cep telefonu;
2012 => 35 TL
2013 => 35 TL
aylık bakılacak olursa, eğlence ve yeme - içmeye yönelik diğer harcamalar dışarıda tutulmak kaydıyla, aylık baz tüketim miktarı öğlen yemeğini 22 ile çarpıp hesaplarsak;
2012 => 1.018 TL
2013 => 1.174 TL
benim enflasyon % 15. ki bunda dışarıda bıraktığımız tutarlar var. soktuğum enflasyonunu % 7 olarak algılamak için pinpon topu mu alayım..
küçükken evin içerisinde bir avuç dolusu para bulup sevindiğim de annemin ''artık onlar geçmiyo '' sözleriyle şaşa kaldığım, sakızın evin içerisinde bulunan paradan daha değerli olduğu durumlardır.
yazin soba borusuna,baca filtresine turpa gore kisin bikini mayo sezlonga gore hesaplanan yandaslarin cikip bi hesaba gore hep dusuk ciktigini savunduklari sey.