enerjisini kaybetmiş toplumdur.
hazıra kolaya ve dar görüşlülüğe alışmıştır. amerikanın obezite bünyelerine benzeyen beyinlere sahiptir. aslında bize uzakta olmayan topluluktur. tembellik yavas yavaş içimize işlemiştir.
bu gün şu soruyu kendimize soralım. her yıl herkesin umut bağladığı büyük ikramiye çıksa kaç tanemiz yatırımdan ve girişimden bahsedebiliriz. hepimizin hayali evler arabalar yatlar katlar dünyayı dolaşmak. ve bunu üniversite mezunu da söyleyebiliyorsa enerjisi tükenmiş beyni obezleşmiş bir toplum olma yolunda eğitim şart olgusunu çürütüyor. halbuki bugun küresellikten de çoktan çıkan dümdüz bir hale gelen dünyayı iş vasıtasıyla dolaşmak sektörleri ülkeleri incelemek neden hepimize bu kadar meşakatli geliyor. bunun tek bir cevabı var.risk ve sorumluluktan kaçmak.
ekmek derdine düşmüş toplumdur.
sözgelimi öğrenciler ÖSS'yi SBS'yi nasıl geçerim harçlıkları nasıl yatırırım derdine ,
işçi karnını doyurma , işten atılmama karın tokluğuna da olsa çalışma derdine
iktidar ben nasıl daha çok bunların beynini emer iliğini sömürürüm derdine düşmüştür.
çarpık ilişki zincileri ile donanmış tv dizileri, konuşmayı bilmeyen kişiler için özenle hazırlanmış web sosyal ortamları ile sınırlarının genişlediğini zanneden ama esasında sınırları oldukça daralmış, erkekse kafası kadın vücuduna, kadınsa concon ve gösterişe kaymış ezik toplumdur.
ezilmeyi atlatmanın yolu dar kalıplardan çıkıp sesini önce kendine sonra başka insanlara duyurmak olmalıdır. zira her ne kadar ezilme geniş çerçevede büyümekte ise de her zaman bir parça umudun korunması gerektiği ve bu çizgide bireysel özgürlüğünü ve düşünsel olgunluğunu geliştirmeyi başarabilmiş bireylerin daha dar kalıplarda takılı kalanları yükseltmeleri konusunda çaba göstermeleri gerektiği kanısındayım. yani seleksiyon seline kapılanların güçlü olan dallara yapışması gerektiğini yine güçlü olanların hatırlatması gerekiyor bence. bi abilik yapıverin.