bugün

teorisinin bir ozeti de soyledir,

colde su azdır, o yuzden duzenli tarım yapılamaz.
colde su azdır, o yuzden kuraklık-kıtlık zamanlarında colde oruc tutulur.
colde su azdır, o yuzden besin azdır, kadınla erkek arasında fiziksel mesafe vardır.
colde su azdır, bazen dogan kız cocukları kuma gomulerek oldurulur.

colde su azdır, neden kız bebeler kuma gomulerek oldurulur?
colde su azdır, neden kız bebeler kuma gomulerek oldurulur?
colde su azdır, neden kız bebeler kuma gomulerek oldurulur?

bak soruyu uc defa tekrar ettim, aklın eriyorsa cevap verirsin.
çölde su çoğalınca mı kız bebeler kuma gömülmekten kurtuldu diye sormak istediğim menkul kişilik.

cahiliye dönemi denilen bir çağ'dan koskoca islam medeniyetini oluşturmuş bir peygamberdir hz muhammed (sav). öyle bir cahiliye dönemidir ki bu; kız bebeler kuma gömülür, şaraplar bolca akıtılır, putlar kabe'nin içine doldurulurmuş. faiz gırla gidiyormuş. peygamber efendimiz de cenab-ı rabb-ül alemin'in emirleri ile sırasıyla bu saçmalıkları kaldırmıştır. peygamber efendimiz zamanında hangi kız çocuğu kuma gömülmüştür ki, suçu kalkıp * islama, peygamber efendimiz'e, allah teala'ya isnat etmeye kalkmıştır. peygamberimiz öyle bir dinin peygamberdir ki, o din içkiyi gelir gelmez yasaklamamıştır, insanlar islamın ne kadar kutsal ve güzel olduklarını anladıklarında, medine sokaklarını şarap gölüne çevirmişlerdir, peygamber efendimiz allah'ın emri ile faizi kaldırdğında ilk amcası abbas'ın faiz kazançlarını silmiştir. önce kendinden, yakınlarından başlamıştır islam'ın güzelliklerini yaşatmaya. *
kuma gömülen kızlara geri dönecek olursak, islam dini doğduğundan beridir ki hiç bir müslüman kız çocuğunu değil kuma, hiç bi yere gömmemiştir ölmediyse.

hatta bir hadisinde peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur:
erkek çocuklarını seviniz, kız çocukları zaten kendilerini sevdirirler...

ha gömenleri soracak olursan, onlar cahiliye döneminin cahil insan müsveddeleridir. yani bizden değil onlar, ebu cehildendirler. atalarındır bizzat.
bazılarının kendisini oturan yerleriyle anlamasından bıkmıs usanmıs kisi.
islam dini ortaya cıkana kadar arap cografyasında yuzlerlerce belki binlerce
yıllık bir insan varlıgı sozkonusudur. bu nasıl bir cahiliye devridir ki yuzlerce yıl
surmustur? bu insanlar hristiyanlıktan once de arap yarımadasında yasıyorlardı.
bu insanlar belki yuzlerce yıldır bir gelenek olarak yeni dogan kız cocuklarını
kuma gomerek olduruyorlar,neden olduruyorlar? ben burada bunu acıklıyorum.
cahiliye donemiymis, o senin bizzat kendi cehaletin.
garip bir insan.

son yazdıklarında göze çarpan bir şey var. müslüman diyor, aklı hür, vicdanı hür özgür kişilerdir. ama islamcılar var bir de, bunlar kaka müslümanlar. dini siyasete, ticarete bulaştıran müslümanlar.

de bir şey sormak istiyorum. hani ciki ciki teorisine göre çölden gelen dindi islam? hani bu dine inananlar 1400 yıl öncesindeki kanunlara dogmalara saplanıp kalmıştı?

şimdi ne oldu da aklı hür, vicdanı hür özgürlükçü oldu bu müslümanlar? hacu bir lafın bir lafını tutmuyor. tek başına olmaktan sıkıldın da iyimser görünerek taraftar toplamaya mı çalışıyorsun, ne iş?

bu entryi girdikten sonra cevap yazacaksın biliyorum. döşersin şimdi beyinsiz, moron gibi lafları da. yalnız benden sana tavsiye, o özgürlükçü olarak gördüğün müslümanlar hani dini sadece kendisi ile allah arasında yaşadığını zanneden, bayramdan bayrama namaza giden, ramazan'da birkaç gün oruç tutan, ölünün arkasından mevlit okutan bu müslümanların(!) samimiyetine pek güvenme.

emin ol senin teorinden daha kapsamlı bir uygulama alanı olan dinlerini sadece birey-allah ilişkisine indiren, bir nevi kolaycılığa kaçan bu kişiler seni nasıl anlayacaklar? onu bir düşün. cahil dostun olacağına akıllı düşmanın olsun bence. bu kadar!
celiskisiz yazar.
benim burada insanları dinsiz yapma-dinden sogutma gibi bir misyonum yok.
bazıları oyle yorumlasa da oyle bir amac edinmiyorum. sonucta kulturel anlamda
ortak noktalarımın oldugu bir toplumda beraber yasıyoruz-yasamaya calısıyoruz.
kultur kavram olarak dinden daha genistir, daha kapsamlıdır. mesela hepimiz
kuru fasulye yiyoruz, ortak bir yiyecek kulturumuz var.hic namaz kılmayanımız da yiyor,arasıra kılanımız da yiyor,basını secdeden kaldırmayanımız da yiyor,
namaza itibar etmeyip ibadet amacıyla semah donenimiz de. burada din hakkında benim yazdıklarım inanc baglamında degil, fikir-dusunce baglamında yorumlanmalıdır.ben burada inancımdan-vicdani kanaatimden bahsetmiyorum. bazıları kendilerine ogretilen ve sorgulamadan kabul ettikleri inancları uzerinden hareketle yazıyorlar.ben felsefe yapıyorum, dusunce uretiyorum, yeni seyler soyluyorum.

insanların inancları-vicdani kanaatleri kendilerini baglar.ben boyle kendimi daha
mutlu-huzurlu hissediyorum dedin mi benim soyleyecek bir seyim kalmaz.
benim derdim kamu duzenini bozmaya, laik sisteme zarar vermeye calısanlarla.
iste onlar islamcılar,musluman degil. musluman dedigin adam kendi vicdani kanaatleri dogrultusunda kendine gore inanır.kimsenin inancına karısmaz, kimseyi de inancına
karıstırmaz. vicdan sahibidir,hak-hukuk-adalet duygusu gelismistir.
ama bu islamcılar oyle degil,dinleri imanları para bunların.
"sen nasıl muslumansın" sorusunu sorarak akıllarınca insanları sıkıstırdıklarını dusunuyorlar.sana ne lan milletin muslumanlıgından? her koyun kendi bacagından asılır.
laiklik iste bunun icin onemli, bunlar laiklige de karsı. insanların vicdanlarına-
akıllarına din vasıtasıyla pranga vurup kendilerine katma pesindeler.
toplumu bolmeye- kamplastırmaya calısıyorlar. boluculuk bahsinde kurtculerden
daha az tehlikeli degiller.
insanın kendisine ben çelişkisiz yazarım demesi de ayrı bir gariplik tabi.
ben çelişkili yazıyorum diyecek hali yok tabi ama çelişkili olup-olmama kararını kişiden çok diğerleri
verirse daha sağlıklı olur.

bu sözlükte muhatap olduğun daha doğrusu okuyanların çoğu bir dine mensup. bilse de bilmese de
dininin gerektirdiği bazı emirleri yapıyor. küçüklükten beri zihinlerinde oturtulmuş bir din olgusu var haliyle.
eğer sen bu dini eleştiriyorsun karşılığında bir şeyler sunman gerek bu insanlara. boşlukta hissedecekler kendilerini
sana inanırlarsa. dolayısıyla senin sadece fikir olarak gördüğün düşüncelerin bir inanç boyutu var karşı taraf için.
doğal olarak karşı taraf senin kendi inancını başkalarına aktarma gibi bir misyon üstlendiğini anlayacaktır,
sen her ne kadar aksini ispat etsen de.

kimsenin de kimseye sen nasıl müslümansın? diye bir soru sarfettiği yok. yapan vardır belki ama islam'ın
emrettiği bu değil. en azından böyle odunca yapılmaz bu iş. islam'da "iyiliğe teşvik etme, kötülükten uzak durma"
prensibi vardır. yani ben namaz kılacaksam yakınımdaki bir müslümana "hadi beraber namaz kılalım" demem
hem benim faydama hem o kişinin. ancak bu kişi "şimdi namaz kılmasam 'bu nasıl müslüman' diyecek bana!" diye
düşünüp müslümanlığını sorguladığımı zannederse o kendi paranoyaklılığı olur.

ki bu gözler müslümanların diğer müslümanları sorgulamasından çok bilumum ateist-agnostik-komunist-laik arkadaşların
türbanlıların türbanından tut namaz kılıp kılmamalarını, erkeklerle gezmelerini sorgulamasına şahit olmuştur.

acaba bu arkadaşımız islamcıların aklı-vicdanı hür müslümanları sorgulamasına karşı çıkıyor da neden az önce bahsettiğim
sevgili arkadaşlarımızın başkalarının müslümanlığını sorgulamasına bir şey demiyor. durun bir dakika, sakın türbanlılar da islamcı olmasın!

arkadaşın islamcı-müslüman ayrımı da şuna dayanıyor : ülkeyi bölmeye çalışmak. eğer laikliğe karşı çıkıyorsan islamcı
yok paşa paşa laiklikle yaşamak istiyorsan aklı-vicdanı hür müslüman olursun.

ne yazık ki bu ayrım arkadaşın islam konusunda biraz bilgisiz olduğunu gösteriyor. şeriat, tağut gibi kavramların bir müslüman için ne anlama geldiğini öğrenmesini tavsiye etmek zorundayım. şeriat dedim de hemen cevap olarak iran'da uygulanan şeyi! örnek verip bana kafa-kol kesiyorlar deme. bu kadar yazdım, okudum yazdıklarını boşa gitmesin.

bir önceki cevapta da kişisel olarak hakaret edici bir laf olmadığından teşekkürlerimi sunarken bitiriyorum burada yazdıklarımı.
kime gore diye soruluyorsa kendine gore celiskisiz yazar.

karsımızda kafası karısık, celiskilerle dolu bir genclik var.
ben meseleye temelinden yani hukuk uzerinden, birey ve bireysel ozgurlukler
uzerinden yaklasıyorum. cunku oyle yaklasmazsak isin icinden cıkamayız.
homojen bir toplum degiliz, farklı etnik gruplar ve dinsel inanclar var.
birarada barıs icinde yasamanın yolu da birey merkezli ozgurlukcu bir hukuk duzeninden
geciyor. tarihsel surec icinde sadece dogu-batı musluman-hristiyan savası olmadı.
laiklik kavramı durduk yerde ortaya cıkmadı.batıda 17. yuzyılla beraber
bir suru din savası yapıldı,binlerce insan oldu. kilisenin siyasi
etkinligini kırmak icin protestan mezhebi dogdu. adamlar on yıllarca
kendi aralarında din adına savastılar, binlerce insan oldu. sonunda akılları
baslarına geldi,biz ne yapıyoruz dediler. bu isin sonu gelmeyecek, en iyisi
herkesin dini kendine olsun diyerek laiklik kavramının temelini attılar.
devlet dine karsı mesafeli durdu, her cemaat kendi dinsel inanclarını bir kamu
duzeni icinde yerine getirdi. kendi masraflarını ihtiyaclarını kendi ceplerinden
karsıladılar. kendi ibadethanelerini kendileri yaptılar. biz de bakıyorsun
imamlar hala devlet memuru olarak devletten maas alıyor. diyanet isleri belli bir mezhebin anlayısına gore sekillenmis. devletin amacı dini kontrol altında
tutmak, denetlemek. biz laikligi dogru anlamıs dogru uygulamıs bir ulke degiliz.

o yuzden onumuzde batı gibi bir ornek varken daha dogru dusunmemiz gerekiyor.
laikligin ne kadar onemli oldugunun farkına varmak icin ille millet birbirini mi
bogazlasın? o zaman mı akıllanıp biz birbirimizi bosuna olduruyoruz,
herkesin dini kendine olsun diyecegiz?
her insan kendine göre über-süper insandır, önemli olan dünya denen bilinmezliğin içinde
ben neyim. başkaları için ben neyim?

lafı laikliğe getirdi, tamam oradan devam edelim o zaman.
evet önümüzde laikliği uygulamış-veya uygulamaya çalışmış- bir batı var. madem örnek alacağız
kopya çekeceğiz batıdan o zaman doğru-dürüst yapalım şu işi.

örnek aldığımız batı'da milletvekilleri yemin ederken incil'e el basar.
evlilik törenleri kilisede olur, nikahları papazlar kıyar. her okulun, işyerinin kendine ait
ibadethanesi kilisesi var.

yukarıda verdiğim örnekler bilerek verilmiş örnekler. ve daha birçok örnek daha var. bunları niye? verdiğime
gelince, bizim ülkemizde uygulanmayan örnekler bunlar. uygulanırsa gerici-yobaz-dinci-islamcı
bir ülke haline döneriz diye korkuluyor.

devlet dinden bağımsız olmalı diyoruz ama dini kendi kontrolu altında tutuyor bizim ülkemizde.
diyanet işleri başkanlığı bile var. ne büyük çelişki! imamlar devlet memuru statusunde hem de.

işte burada islam'ın hristiyanlıktan farkı devreye giriyor. hristiyan çoğunluğu olan bir ülke olsak
inanın daha kolay olur laikliği uygulamak bizim için. ancak laiklik insanları bireyselliğe indirgerken
islam tam aksine toplumsal davranmayı, cemaatleşmeyi önemsediğinden zordur.

yani devlet tekeli altında bulundurduğu dini serbest bırakınca cemaatleşmeler sizin tabirinizle tarikatlaşma
başgösterecektir. böyle bir durum devlet için kontrolu zor olacaktır. ayrıca bu coğrafya insanının dine bağlılığı
ve islam'ın yönetim-idare hususundaki kuralları devreye girince yönetim biçimi 80 yıldır cumhuriyet olan türkiye
için tehlike çanları çalmaya başlayacaktır.

öngörülen senaryo bu. bu yüzden laiklik uygulaması batı ülkelerinden farklı olarak bizim ülkemizde
değişik biçimde uygulanmaktadır. haliyle bu durum daha fazla çelişkiyi bünyesinde barındırmakta ve
uygulandığı sürece zorlukları beraberinde getirecektir. hiçbir zaman da tam olarak laikliği yaşayamayız,
ne yazık ki. çok karamsar olmasın! ama durum bu.

demek istediğim batı'nın geçtiği süreçleri biz yaşamadık toplum olarak kültür olarak inanç olarak.
çünkü islam hristiyanlık'tan ve yahudilikten farklı. batıyı örnek almak bizi tamamen kurtarmaz. hem farklı
inançların aynı coğrafyada yaşamasının tek yolu laiklik de değildir. birbirimizi tanımak ve
en önemlisi sevmek-kabullenmekten geçer yolun başı.
kendi baslıgı altında tartısma yapmak istemeyen yazar, tanım yaparken zorlanıyor artık.

batıda hristiyanlıgın bugun kulturel olarak anlamı vardır. batılı insan hristiyanlıga
gore yasamıyor. hukuka-kanuna gore yasıyor. eger hristiyanlık hukukla-kanunla celisirse
oncelik hukuktadır-kanundadır. batıyı kardinaller-papazlar yonetmiyor.

efendim incile el basıyorlarmıs. bassa ne olur, basmasa ne olur? yemin ederken de
tanrı adına yemin ediyorlar mahkemede. hristiyanlık ve islam birbirinden farklıdır.
birbirinin devamı degildir. senin allahınla onun tanrısı aynı degil. bunu kafanıza
sokun artık. adamlar haftada bir kiliseye gidiyorlar, o da giderlerse.
senin dinin gunde bes vakit namaz kılmayı buyuruyor.birbiriyle alakasız iki din.

cemaatlesmeye gelince, bizde birey kulturu olmadıgı icin tarikatlar ve cemaatler var.
islam dininde birey diye bir kavram yok. diyanet islerinin olması cemaatlere engel degil.cemaatler-tarikatlar var zaten turkiye de. devlete sızmaya calısıyorlar ve kamu duzenini tehdit ediyorlar. devlet dinden elini cekerse onlar da kendilerine ceki duzen
vermek zorunda kalırlar. bugun kuran kursları, imamhatipler hep devletin parasıyla
devlet destegiyle isliyor. uretmeden din uzerinden hayatını kazanan bir suru insan var.
devlet dinden elini cekerse bunlar da artık nemalanamazlar.

sevmek-kabullenmek iyi guzel de yarın anlasamadıgımız zaman ne yapacagız?
adalet icin nereye basvuracagız? kuran a mı yoksa bagımsız mahkemelere mi?
sen kuran a basvuralım diyorsan ki oyle gorunuyor zaten bosuna konusuyoruz.
yarmis gecirmis yazar. merakla takip ediyoruz.
inancın ne derece saygın oldugunun olcusunu de hukuk koyar.

şimdi bunu yazan adamdan sen ne reform beklersin. olmadı hacı diyoruz ve bir puan veriyoruz.
"binlerce yıl once arap kabileleri arabistan yarımadasında gocebe olarak dolasarak yasama savası verirlerken aynı zaman dilimi icinde kızıldeniz in karsı kıyısında mısırlılar da nil nehri sayesinde buyuk bir uygarlık kurdular.

arap yarımadasında nil nehrine benzer bir su kaynagı olsaydı hayat cok daha
farklı sekillenirdi. arap yarımadasında boyle bir su kaynagının olmaması islam dinini ortaya cıkardı ve bu dinin etkileri yuzyıllarca doguya damgasını vurdu."

bu sözlerin sahibi.mantıktan haberi olmadığını düşünüyorum. su olmayınca din nasıl ortaya çıkıyor? dinler bugüne kadar sadece arabistan'dan mı çıktı? ayrıca mısırlıların büyük bir uygarlık kurmalarıyla ne alakaları var? neyi neyle bağlıyorsun arkadaşım? senin hiç kitap okuma alışkanlığın yok mu? "giriş-gelişme-sonuç" haberin yok mu bunlardan? bir yazı yazarken kurduğun bir cümleden sonra, peşinden kurduğun cümle arasında bir bağıntı olmalı. cümleler birbirine çağrışım yapmalı. belirli bir mantık silsilesi olmalı. değil mi arkadaşım? islam dinine karşı olabilirsin hakkındır ama bunlarla gelme bize.
bilip bilmeden yorum yapan, soyledikleri cok nicke surulen seylermis gibi "yayin lan soylediklerimi!" triplerine giren yazar. merakla takip ediyoruz cumlesindeki ironiyi de kavrayamamis sanirim kendisi. merakla takip ediyoruz.
hic kimseye karsı "yayın lan soylediklerimi" seklinde bir ifadede bulunmamıs yazar.
insanlar eger yazdıklarımı begeniyorlarsa yazılarımı arkadasına begendigi bir
kitabı-kasedi tavsiye eder gibi etmelerinden ote bir beklentisi yoktur.
bazıları kus kadar beyinleriyle beni takip ettiklerini iddia ediyorlar.
o kus kadar beyninle beni nasıl takip edebilirsin,yazdıklarımı nasıl anlayabilirsin ki?

(bkz: #3862082)
(bkz: kadınlar nasıl delirdi) * * *
bize şah damarımızdan daha yakın olan, yazılarına hayran olduğumuz, kendini eğlendiren ve anayasal eleştirme hakkını hassas değerlere küfrederek kullanan über yazar. cidden tanrı mı lan yoksa?
ebu cehil ya da ebu leheb in 21.yy temsilcisi.
turkiye nin aydınlık yuzu. degil artılanan entirilerini sadece eksilenen
kotulenen entirilerini bile okusanız gercek hayata dair pek cok sey ogrenebilirsiniz.
eğer türkiye nin aydınlık yüzü kendisi ise ben karanlık yüzünde yaşamaktan keyif alırım yazarı. eğer çağdaşlık bu ise ben 10 numara gericiyim, yobazım, çağdışıyım. eğer kendisi moderasyonun bir fake hesabı değil ise gerçekten böyle birinin varolduğu bir ortamda bulunmak bile çok mantıksız.
en basitiyle "olmamış" kişi. olmuşla ölmüşe çare olmadığını biliyoruz atalarımızdan ancak "olmamış" için ne yapmak gerekir bilemiyoruz. *
dikkat çekecek-tepki toplayacak başlık açıp hemen ardından nickini sol frame e getiren yazarımız. bağırıyor resmen ''nick altımdan gelin de kapışalım ehehe'' diye. çoğu entrysinde de saçmalamasından mütevellit siz siz olun uymayın derim ben.

''nadan ile sohbet güçtür akile, çünkü nadan ne gelirse söyler diline''
(bkz: hz muhammed in kirk yasinda musluman olmasi/#3839689) entrysiyle beni tam anlamıyla ortadan ikiye yarmış olan yazar. bir insanın cahilliğine gülmek ne kadar doğru bir davranıştır bilmiyorum ama böyle insanların bir şeyler savunmaya çalışması bana çok komik geliyor. yanlış anlaşılmasın; bir şey bilmeden bir şey savunmaları komik geliyor. ne bileyim bugun bunu diyen yarın öbür gün "hiçbir çocuğun 6 yaşına kadar okula gitmemesi" diye başlık açıp altına da aynı tadda entryler girecektir. ey zeka, gözünü seveyim.

bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın en güzel örneğidir. tebrik ediyorum.

edit: bu entryimi kötüleyenler de hz muhammed'i 40 yaşına kadar islamiyet'i kabul etmedi olarak biliyorsa acil olarak kitap filan okusun ne bileyim, hiçbirini yapamadı camdan atlasın gitsin. veya yok yok atlamasın. hiçbir yerde konuşmamaya dikkat etsin, o zaman adam sanarlar belki..
(bkz: deh ve deh)

kim bilir kimin fakeiydi, selametle...
kanatlanmış erman toroğlu.
an itibariyle siliktir, tahmin ediyorduk. ateist oluyorum kız tavlıyorum örgütünün bir üyesiydi.

bir peygamber, bir müceddid, bir ilim irfan sahibi havasında düşüncelerini yaymaya çalışıyordu; ülkeyi aydınlatıyordu.

çok önemli bir insanı daha kaybettik, sıtmadan ölmüş.

(bkz: sözlük için bayram namazı vakti)
(bkz: seni hiç unutmayacağız çikiçiki topaç)