bugün

''Ben allah'ım'' demektir. Bu sebeple hallac'ı öldürdüler. Kimisi bunu deme sebebini farklı yollarla açıklar kimisi direkt olarak üstüne çizer. Panteizm-panenteizm tarzı şeyler tasavvufta sıkça görebilirsiniz aslında. Ben her ne kadar hallac'a katılmasam da bu kanıya varmasından dolayı öldürülmesini doğru bulmuyorum. Her şey allah'ın yansımasıdır ve biz de allah'ın bir parçası olarak allah'ız gibi bir düşünce şeklini savunduğunu düşünüyorum. Bu düşünceyle söylenen bir söz.
Öncelikle "insan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez"

Düşünerek anlayamazsınız bazı şeyleri. Hissetmeniz gerekir ki hissetmek için de öncelikle arzu ve isteklerinize kelt vurmayı başarabilmiş olmanız gerekir. Burası zorlar insanı. Doymadan sofradan kalkmak, kana kana su içmemek çok ağır gelir insana.
Gerçekte şirktir bu cümleyi insan niye kurar show un kime yapancı.
Hallac in sözü.

BEn ise hem tanrı hem şeytanım.

iyi de bende kötü de bende.
Hallac-ı Mansur ile özdeşmiş söz.
Hallacı mansur ile özdeşleşen cümle.
tanrı benim! tanrı benim içimde!

inanın vücuduma kazıyacak kadar çok sevdim bu minnicik anlam yüklü cümleyi. nasıl öldürmüşlerdi mansuru? nasıl sustırmuşlardı mevlanayı? halvetin ne olduğunu bilmeden nasıl ibne demişlerdi şemse!
tanrıyla kavuşmak! halvet! kendini dinlemek, hücrelerine ses vermek. alimliğin kapısıydı halbuki. ne kolay harcadık o koskocaman adamları. bilgeliklerinden bir gram bile istemezken...
tanrı benim dedi mansur. manayı anlayın duyun dedi.

insanlar arasındaki ilk yazısız sözleşme neydi? öldürme!
ben senin malına ve canına kast etmiyim sende etme. bu yüzden kurdular o koca devletleri. sırf korusunlar canlarını mallarını diye.
oysaki mansur demişti tanrı benim, tanrı benim içimde.

diyordu ki mansur, sen ben herkes tanrıyız! ben tanrının bir yansıması, sende!

hoşnutluğu anlattı mansur, sevmeyi, bütün olmayı, bir olmayı. herkesi kendin gibi görmeyi.

bunun bedeli, derilerinin yüzülmesiydi!

tanrı benim! tanrı benim içimde!
(bkz: hallac-ı mansur)
Ülkenin başında bulunan zatın yakın zamanda dile getireceği.
belçikalı sol açık.
dine 'yabancı unsurlar'ın karıştığını gösteren önermedir. 'ben hak *'kım' anlamına gelir. tasavvufi düşüncenin temelini oluşturur. bu tür düşünceler islam'ın iran, Hindistan.. gibi bölgelere yayılmasından sonra ortaya çıkmıştır. Ortodoks islamı (yani ehl-i sünnet/ya da biz ona resmi devletin din anlayışı diyelim veya resmileşmiş din anlayışı) ilk başta bu düşünceyle sıkı bir mücadeleyi girişmiş ve hallaç-ı mansur ve buna benzer birçok kişiyi idam etmiştir. fakat idamlardan ve bu toplulukları dışlayıp 'batıni' diye suçlamaktan bir sonuç alamayınca başka çözüm yollarına girişmeye başladılar. çünkü yabancı devletler bu tasavvuf gruplarını ülkede karışıklık ve isyan çıkarmak için sürekli kullanmaktaydı. bunu önlemek için abbasi döneminde 'nizamiye medreseleri'ni açan vezir nizam-ı mülk bu okulun başına imam Gazali'yi atadı. ve imam gazali aracılığıyla 'tasavvufu öven ve meşrulaştıran" kitaplar yazdırdı. bu bir 'Devlet projesi' idi. böylelikle batıni diye dışlanan tasavvuf akımları Ortodoks islam anlayışına yaklaştırıldı ve batıni yönleri 'törpülendi'. idamlar ve katliamlar bu şekilde azalmış oldu. fakat bu bazı sonuçları doğdu. tasavvuf ve batıni anlayış hızla islam ülkelerinde yayıldı ve islam medeniyetini kuran bilim,sanat, kültür ve özellikle de felsefe bu tasavvuf babaları tarafından kötülendi ve bu dünyadan 'el etek çekilmesi gerektiği' öğretisi yayıldı ve Müslümanlar yavaş yavaş okumayı, yazmayı , düşünmeyi terkederek gökten 'ilhamın, keşfin" gelmesini beklemeye koyuldular. çünkü gerçek ilim, tasavvufa göre 'keşif'le gerçekleşmekteydi. sonuç: islam medeniyeti yok oldu.

hamiş: yahu durup bi düşünün bakalım sevgili peygamberimiz 'ben Allah'ım, ben allah'ım' diye ortalıkta geziyor muydu ve insanları eğitmek için 1001 gün veya 40 gün hizmetçi yapıyor muydu?
hallac ı mansur'un turşusunun kurulmasına neden olan akım. islam'ın hindu sosuna bulanmışı.

enel hakk inancında tanrı her şey, her şey tanrıdır. bu vahdet i vücud inancıyla birleşir. tanrı birdir, tektir ve evrendeki her şey onun aynadaki yansımasıdır. gerçek tektir ve ben gerçeğin bir yansımasıyım.

tabii hep olduğu gibi burada da yobazlar bunu özellikle yanlış anlamışlar ve hallac ı mansur'un tanrılık iddia ettiği, şirk koştuğu, zındık olduğu yaygarasını koparmışlardır. din elden gidiyor triplerinin sonunda hallac ı mansur'u uzuuuuun yıllar zindanda tuttuktan sonra ibret i alem olsun diye etmedik işkence bırakmayarak öldürmüşlerdir.
ben tanrıyım, ben allahım anlamına gelmeyen sözdür. ben hakkım anlamına gelen sözdür. hikmet arayışı içinde olanların nihai hedefi haktır. bazen bu arayışın çilekeş mesaidaşları bulundukları yerin farkına varıp ballarına bela alırlar.
'ben tanrıyım' deyip sonra lâfın çarpıtılması. Adam ben tanrıyım diyor, olmaz o öyle demedi diyorlar.
En acılı ölümü getirebilecek söz.
kesinlikle katıldığım önerme hiçbir mezhebe dahil olamyan (çünkü hiçbir kişinin islami yorumunu kabul etmeyen) benim
tanrı hakkında kabl ettiğim yorum.
islam inancında tanrının ruhu insana üflenmiştir ve hepimizin içinde bir tanrı parçası vardır.
bu yüzden insan tüm canlılardan üstündür.
bu yüzden insan yaratıcıdır.
bu yüzen insanın iradesi vardır.
hepimizin içinde saf yaratıcı var.
son olarak ccc enal hak ccc
hakkı götünden anlamaktır. (bkz: anal hak)
su dolu bir şişeyi denize atarsan şişenin içindeki su kendini deniz den farklı göremez. bizzat deniz olduğunu zanneder. hallac'ın düştüğü görsel yanılgı(yanılgı tam doğru tarif olmasa da) bundan ibarettir.
(bkz: only i can judge myself)
(bkz: bektaşi fıkraları/#15981878)
ben hakkım yani ben allahım demek arapça.
bu sözü söyleyen hallac-ı mansur öldürülmüştür. her zamanki gibi öldürdükten sonra dediklerine hak verilmiş ve tasavvuf anlayışı doğmuştur.
Allah'ın varlığının yarattıklarını kapsaması, onlarda yüz bulması ilkesi üstüne kurulu bir düşünsel yaklaşımdır.
her şeyin aslı "bir" dir. ikilik veyahut çokluk sadece teferruattadır. ayrılıklar görüntüdedir, gerçek olan yanlız tanrı'dır. yüzünü ne tarafa çevirirsen tanrı oradadır.

ene'l hakk demek gerçekte büyük bir alçak gönüllülüktür. birisi eğer "ben allah'ın kulu'yum" derse iki varlık ortaya sunmuş olur: birisi "ben", birisi de "allah". halbuki hakiki varlık tektir. gerçek olan var olan ancak bir'dir. o da allah'tır.

ene'l hakk kavramı da aslında ben'in de tanrı'nın bir yansıması olması ondan bir parça olması, yani aslında ben'in olmaması manasına geliyor. insan'ın ben'ini yani nefsini aradan çıkarması manasına geliyor.

(bkz: fihi ma fih)/ sf:VIII, IX

şark islam klasikleri/meb yayınları
1985
Enel hak kadehiyle
Bir yudum içen sızdı
Tanrılık şarabından.
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,

Ben, sultanların aradığı sultan..
Ben hacetler kıblesiyim.
Gönlün kıblesiyim ben.
Ben cuma mescidi değilim,
insanlık mescidiyim ben.

Mevlana

siirin tamami icin (#10852183)