yapılan anestezi öyle güzel bir anestezidir ki refakatçiniz yapılan iğnenin dolu şişesini endoskopi odasından çalmaya çalışabilir, yasanan kafa yüzünden endoskopiye girmeye yeltenebilir.
(bkz: dormicum)
bugun kendisiyle tanıştıgım makine. siyah uzun bir borusu var.
once ağzıma sprey olarak uyuşturucu sıktılar. aynı piercing yaptırırkenki gibi dilim uyuştu. kadınlar beni sevdiler sordukca soruyorlar birşeyler. dilim uyuşmuş cevap vermeye kasıyorum bi yandan. ordan cok neşeli bir doktor geldii. "bu çıtırı kim buralara yollamış" diyip durdu. agzıma beyaz bir şey soktular ve ısır dediler. bekliyorum bende sonra başladılar, "yutkun!", yutkunuyorum. "bi daha." tekrar.. derken borunun mideme kadar gittigini hissettim ve ekranda gördüm. doktor diyor, "bak bu oniki parmak bagırsagın bi daha goremezsin.." boru midemde hareket etti bi süre. sonra , yanındaki kadınlara diyor, "bakınız tertemiz, çıtır bir genç mide!!", aynı zamanda gastritim oldugunu ögreniyorum. doktorlar kadınlar şaşırıyor, ne öğürüyorum ne sızlıyorum nede başka tepki veriyorum, hoşuma gidiyor borunun midemde gezişini hissetmek. sonra diyor "işte genc işte dayanıklı aferin sana..!" o sırada bi parça aldıgını görüyorum ekrandan. o bölüm kanamaya başlıyor. ve borunun yukarı cıktıgı hissediyorum ardından. herkes hala sırıttıgıma korkmadıgıma şaşırıp tebrik etti ardından. sonra doktorla biraz piercing muhabbeti derken raporumu alıp ayrıldım. güzel bi 'ekşın'dı. ne işkence gibi geldi ne başka birşey. yine olsa yine yaparım.
endoskopi odasına bir doktorla beraber girilir, oda testere filminin setiymişcesine ürkünçtür. titreye titreye de olsa yan yatılır ve ellerinizin arkadan bağlanmasına izin verilir. kurban sizsinizdir. tam ağzınızla yattığınız yer arasına bir tas yerleştirilir, içine kusabilmeniz için. radyolog kişisi elinde tuttuğu ciddi büyüklükteki kamerayı, sevdiğiniz bir yiyecekmiş gibi düşünüp, yutmanızı ister. kamera yutulur ama ya hortumu...o hortum var ya o hortum. olay esnasında istemsiz öğürmeler olur ve tas dolmaya başlar. keyfinizden (?) çıkarttığınız seslerden rahatsız olduğunu söyleyen doktora 'şurdan bir kalkıyımda gösterecem ben sana' diye düşünsenizde, ordan kalktığınızda yani kalkabilirseniz tabi, zırlayarak mekanı terkedersiniz. akşam ve ertesi sabah yemek yemek imkansızdır. sonuç temiz çıkar ama kirli bir endoskopi anınız vardır artık.
boktan, pislik bi şey kanka. ilk başta odaya çağrılıyosun, heyecan adrenalin tavan yapıyor. hemşireler pis pis sırıtıyor moral vermek babından ama az sonra görcen ebeninkini sırıtışı o. uzan şuraya dedi içlerinden en güzel olan hemşire. sevindim abaazanlıkla, tek kişilik yatak ama olsun dedim. sonra aç ağzını diyince roller değiştir. terslik olduğunu o anda anladım.
neyse tertip açtık ağzı iki el ateş etti hemşire fısfısla. korku var mı dedi ağzım un dolu gibiydi yusuf yusuf bile diyemedim nasıl uyuştuysam artık. uzanırken pozisyon almamı söylediler. artık roller değiştiğine kesin kanaat getirdim. sol tarafa doğru yat, sol kolunu belinin üstüne koy, sol ayağın uzanık kalsın, sağ ayağını kır dediler, aynı anda yapmaya çalıştım düştüm moron gibi. doktor bastı şaplağı. şaka bi yana paşa paşa harfi harfine uyduk. adrenalin kulaklarımdan fışkırıyor artık.
yine neyse hacı garpi bir şey getirdiler boksörlerin dişine takılan zımbırtı gibi ama ortası delik al ağzına dediler. oral başılıyor film kızıştı. neyse aldık ağzımıza el mahkum döt gardiyan. dişlerinle sık dediler sıktım o uyuşmuşluğun verdiği izin kadar. sonra doktor elinde malzeme dikildi karşıma. hemşirelerin teki ayaklarıma teki belime teki falama bastırıyor. tek gördüğüm doktorun fermuarı. ağzımın etrafına peçete serdiler. doktor aldı eline malzemeyi, malzeme dediysek hortum. tırsma burundan nefes al dedi. oysa ki ben götümden soluyorum. pozisyonun kurbanlık koyun misali.
tekrar neyse üstad, ortası delik olan zımbırtıdan soktu hortumu hotum ilerledikçe bulantı, ögürme geliyor istemsiz, nefes almak zorlaşıyor, gözünüzden oluk oluk yaş geliyor... ağzım da uyuşmuş sağa solo salya akıyor, pis tabi ama normal yapacak bi şey yok. hortum durdu sonunda baktı sağa sola heralde gördü göreceğini başladı hortumu çekmeye. çekerken de sokarkenki eziyetlerin aynısı. çırpınmaya çalışıyorsunuz ama hemşireler kelepçe olmuş sanki kıpırdayamıyorsunuz.
son neyse ki hortum çıktı sonunda, hemşireler bıraktılar. geçmiş olsun diyip. beni gaza getirdiler sakin bir hastaymışsın diye. o gazla yakınamadım bile.
işin özü (tanım) endoskopi iğrenç bir şey. allah kimsenin başına vermesin diyim. bana da geçmiş olur inşallah.
edit: narkoz vermediler, sadece ağzı uyuşturmak için sprey sıktılar.
yarın saat 10.00 da atatürk eğitim ve arastirma hastanesinde yiyeceğim hortumun bilimsel adı. tırstığımı söylememek elde değil, birileriyle paylaşmak korkumu yener belki dedim. hastaneden endoskopi için randevu alırken bi amca sağolsun gayet iyi moral vermiştir:
+bi sene önce ben de endoskopi oldum. yatırdılar, bacağımı büktürüp boruyu birden ağzımdan aşağı salıverdiler, pek bişey olmadı, zor değildi, ama ben girerken çıkan arkadaş komaya girmiş gibiydi. (çok sağol ya valla amca, acaip moral verdin).
agizdan ince bir borunun ucundaki kameranin mideye sokulmasi sonucunda midenin dibine kadar olan bölgeleri inceleyen islem. ozel bir tedavi merkezinde yaptirilmasi halinde pek bir aci yasatmiyor.
oncelikle korkusu olan hastalara cesaret ignesi denen zimbirtidan yapiyorlar (ben, bana igneyi yapan hemsirenin yalancisiyim), ardindan agziniza dis doktorlarinda kullanilan agiz içini hissizleştiren bir sprey sıkıyorlar (bununda sebebi yutkunmanizi engellemekmis)ardindan, boksorlerin taktigina benzer bir agizlik takiyorlar (boru icinizdeyken onu istem disi isirmamaniz icin), son olarak sizi yan yatirip kilo ve yasiniza uygun olarak damardan bir igne yapip uyutuyorlar (yine hemsirenin yalancisi olarak, bu ignelerin etkisi 15-20 dakika suruyormus). ardindan doktor amca endoskopi cihazini midenize gonderiyor. etrafta olup bitenleri duyuyorsunuz ama herhangi bir tepki veremiyorsunuz, herhangi bir aci da hissetmiyorsunuz. endoskopi cihazi ile midenizden numunelerde alinabiliyor (bkz: biyopsi).
son olarak gozlerini aciyorsunuz, az bir bas agrisiyla yattiinizden yerden kalkiyorsunuz, doktorunuz size yaklasik 10 dakika suren endoskopi isleminin belgesel tadindaki dvd sini verip sizi evinize gonderiyor. evde arkadaslariniza mide belgeselinizi gosterirken bir cogu lavaboya kusmaya gidiyor.
bu makinaya girmeden önce internetten nasıl bir şey olduğunu okudum ve korkum beşe katlandı.o gece rüyamda tam 4 kere endoskopiye girdim. sabah kalktığımda dudağımda uçuk çıkmıştı. korka korka gittim. beni korkutanların bi yerleri uçuklasın inşallah. abi gittim narkoz verdiler,süper rüyalar gördüm, ayılırken de "böyle olduğunu bilseydim günde 20 kez gelirdim" demişim. ee şimdi bunu neresi korkunç. hiç te korkunç olmayan işlem.
devlet hastanelerinde yapıldığı taktirde işkence olan ancak özel hastanede yapıldığında resmen insan için birkaç saatlik dinlenme olan, sindirim sistemi görüntüleme tekniği.
mide rahatsızlıkları için mideye sokulan bir boru ucundaki kamera ile yapılan keşif işlemi. çok rahatsız edicidir *. en kötüsü ise bir tedavi işlemi değil muayene işlemi olmasıdır.