ender sarıyatı

entry1 galeri0
    1.
  1. çok genç yaşta aramızdana ayrılan şairdir.şiirleri soyut dergisinde yayımlanmıştır.hayattayken kitaplaşmayan şiirleri bundan birkaç yıl önce etki yayınlarından "ölüme direnen şiirler" ismiyle kitaplaştırılmıştır.hem şiirleriyle hem de hayat hikayesiyle çok şey katar insana.

    Gezginci


    giderken
    yalnızlığımla dolduruyorum kenti
    elimde kirli bir valiz eski tarihli birkaç mektup
    ve çizemediğim gök
    tuz kokusuyla dolu yüreğim
    içimden yaralı bir kuş uçarak dağlara
    duyduğum buruk acı gitmek

    her şey gerilerden seyrediyor beni
    o bakamadığım kent
    demiri bileklerinde eriten ihtiyarlar
    asmalar bir de özlemek

    akşam bilirim orda acı türküsüdür işçilerin
    kendine koca bir dünya çizerek sokağa fırlayan çocuk
    onun düşüşüdür yoklukla çizilen balkon
    ve aldanışıdır koca bir hayat
    hep bunları ve bildiklerimi
    burda öğrendim
    aslıyı da erzurum'un türküsünü
    ay nasıl çizilirmiş burda öğrendim
    yola çıkınca burda öğrendim
    kirli bir valizle elimde beş para etmez
    izmir resmini ay o ince kadın
    tren salıyor beni geceye
    benim özlemle açılan yüreğim ne kadar mahzun

    kaç aydır işsizim bilmiyor kimse
    kutsal kitapların gölgesinde
    yeni doğmuş ceylan yavrusu gibi
    korkulu fakat temiz
    herkesin acısıyla yoğrulan bedenimin
    işyeri kapılarından ölü bir at gibi çıkması
    alınyazımı kuşun kanadına işledim
    götürsün atsın
    diren
    coşkulu yüreğim
    her şeye yoksulluğuna
    bahara bak
    nasıl direniyor böcekler

    yıllarca taşınan yaraya
    acıyla dikilen sütunlara bak
    nasıl nasıl direniyor her şey

    giderken yalnızlığıyla dolduruyor beni kent
    her şeyi
    çook gerilerden seyrediyorum
    caddeleri
    yalınayak çocuklar büyüten bir marşla koşuyor
    incir satanlara
    ve bütün şekercilere
    buğulu bir ocağın ilk sıcaklığına
    anlatamadığı bir dille
    koşuyor bilmediği ölüme

    bende
    deniz her zaman yıkıntıydı
    sessizlikti
    yüzümde durulan tuz
    taze menekşeleri silen
    herkesi bir umutsuzluğa eski bir hançere koşturan
    deniz
    o korkunç yalnızlık
    geliyorum hazırla bütün intiharlarını

    her şeyi gerilerden seyrediyorum
    bütün bunları
    unutamadığım kırmızı güneş
    ve sancıyla kıvrılan nakışlar
    sonra
    her şeyi
    o maden işçisini çok gerilerde unutmadım
    onun göğü yumruklayan elini
    öfkeyle büyüyen gözlerini
    dağlara çıkan yüreğini unutmadım
    unutmadım
    sevgiyle açılan göğsünü
    bir yaban ördeği gibi giderken...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük