benim yeğenim isteyerek gitti ve derece ile mezun olup marmara iç mimarlığı kazandı. kendi işiymiş gibi benimsedi zevkle çalıştı. son sınıfta iş teklifi aldı. şimdi firmanın baş elemanı. üstelik firmaya boş zamanlarında götürü proje yapıyor ve uguluyor.
yeğenim, "zincirlikuyu istanbul sanayi odası vakfı teknik ve endüstri meslek lisesi" ni birincilikle bitirdi ve marmara güzel sanatlar fakültesine dereceyle girip iç mimari bölümünden birincilikle mezun oldu.
Okuduğum okuldur. Şu an 10. Sınıfım ve mobilya bölümündeyim. Annem yönlendirmişti beni.
Aslında puanım anadolu lisesine yetiyordu ancak annemin tesiriyle girdim ben oraya. Kısacası çok pişmanım sözlük.
Gelicek sene harıl harıl çalışıp üniversite de tarih bölümüne gitmek istiyorum.
Şu lanet liseye gidiyorum diye beni küçük görüyorlar ancak umrumda değil. Birçoğundan çok daha bilgiliyim.
2 ay öncesine kadar harıl harıl kitap okurdum. Hatta kitap okumak için okuldan kaçtığım bile olurdu. Eh haliyle biraz kibir de olmuştu. Bu yüzden çevremdekiler tarafından sevilmem. Okuldan biraz bahsetmek isterim. Tam anlamıyla bir "Arkham city" değil ancak toplama kampı olmaya aday.
Artık okulda internet var ve herkes içerde denen saçma diziyi izliyor. Neyse mezun olmayı iple çekiyorum şu yerden.
Ha bir de din dersleri çok zevkli. Hocanın evrim kuramını yalanlaması, yok efendim bu doğa, bu düzen çok güzel falan.
En son Adnan Oktar'ın videolarını izliyorduk. Yok kediciklerle olanı değil. "Matematikçi örümcekler" ve Norveçli genç müslüman oldu tarzı videolar. Neyse efendim, ateist olduğum için gerizekalı ilan edilmiştim bir de. Tartışınca hepsini tokatladım tabiki. Sinir küpü oldu orospu evlatları.
zamanında ben kuzen ve 3 serseri elde sopayla basıp bilimum öğrencisini sıra dayağına çektiğimiz oluşum. içi dışıda bok gibidir wcsine girmiştim kırık dökük tuvaletlerinde bolca küfür becer beni yazıları falan vardı.
Yuksekogrenime geciste Ek puan verilmese bile, kesinti-kisitlama yapilmamasi gereken egitim birimi.
Simdi suracikta tartisiyor iki konusunda uzman personel; bir emlakçı işiyle ilgili yazilacak programi programciya izah edemiyor. Oysa temrl programlama bilgisine sahip olsa sorun yasamayacaklar.
Meslek lisesi ve duzliseleri(duzlise neyaa) esit sartlarda biraksalar her hangi bir meslekte bilgili olan genc universitedeki bolumunde daha başarili olacagindan meslek liseleri daha cok tercih edilir. Ayni bolumu tercih etse gelistirmeye firsat bulur, farkli bolumu secse isinde daha etkili olur.
Bir elektronikçi veya yazilimcinin , metal urunleri, mekanik ve tesviye sistemlerini bilmesinin ne gibi zarari olabilir.
ama sadece idarecileri ile ilgili bir yorum yapayım. idarecilerinin bir kısmı; yönettikleri okulun bulunduğu semtin doğudan göç aldığını, bulunduğu bölgenin zorunlu hizmet alanında olduğunu, öğrencilerinin çoğu sigara içip bunla da kalmayıp okula sarhoş vaziyette geldiğinin ve damardan okul sırasında dahi uyuşturucu aldığını görmek istemeyip bilgiyi öğrenci öğrenmek istemedikçe kafasına koymanın mümkün olmadığını anlamayıp sanki akademik başarının eksikliğinde tüm suçlu öğretmenmiş gibi davranıp öğretmenini hiçbir durumda savunmayan yönettikleri okulu da "çapa fen lisesi" sanacak kadar....hakaret etmek istemiyorum. anladınız siz.
Katsayı engeli gelmeden önce mesleğinde yetkin bireyler yetiştiren eğitim kurumları. (bkz: zanaat okulu)
1997 öncesinde öğretmenler başarılı öğrencileri bu okullara gitmesi için teşvik ediyordu.Ağaç yaşken eğilir düsturunca henüz algısı kirlenmemiş öğrencilere meslekler nakış nakış işleniyordu. Öyle ki her bölüm öğrencisi diğer bölüm atölyelerinde yapılanlara hayran olup saygı duyuyordu.
ortaöğretim bittiğinde meslekle ilgili temel teori ve pratik uygulama melekelerini, yetilerini kazanmış olan birey üniversiteye devam ettiği takdirde mesleği/bilim dalını geliştirmeye hazır bir bilim insanı namzetiydi. (O dönem ki meslek lisesi öğretmenlerinin ellerinden öperiz)
Nasıl olduysa bu kapasitedeki fidanları; teoriği yetersiz, pratiği olmayan, bırakın geliştirmeyi temel yetileri dahi edinmemiş lisans sahiplerine ezdirmeyi uygun gördüler! yok olmadı: ezdirmeyi planladılar.
Meslek liseleri herhangi bir bilimle ilgili yeti, meleke, refleksleri bireye en kolay yükleyen kurumlardır. Ara eleman veya amele yetiştirmek için biraz fazla donanımlıdır; ortaöğretim+yükseköğretim birlikte ve özel teşebbüsle planlandığı takdirde ülkemiz ve dünya daha yaşanılabilir bir yer olma yolunda ilerleyecektir.
Hep ötelenen, hep itiklenen, öğretmenlerin sevmediği, siz zaten hayvansınız ve hatta hayvan oğlu hayvansınız diyerek öğrenci yetiştirilen kurumlardır. 2002 yılında mezun oldum ben bunların birinden. Sırf baba mesleği olduğu için okumak istedim.
Ortaokulda beraber okuduğum ve hatırladığım kadarıyla pek çoğundan daha iyi olduğum arkadaşlarım bana geri zekalı gözüyle baktılar hep. Ben biliyorum ki o liselerde onları anlamasını bekleyen, aşırı potansiyelli çocuklar var. Meslek lisesi memleket meselesidir deyip imam hatiplere gerekli kolaylıkları sağladıktan sonra meslek lisesi eğitiminin amına koyan bu zihniyet bir an önce aklını başına almalı, bu adamlara üniversitenin kapılarını açacak eğitimi vermelidir. Ama tabi sanayide, fabrikalarda asgari ücretle! çalışacak adam bazılarının işine geliyor.
(bkz: çalışmak özgürlük getirir) tabelasının bulunmadığı gizli bir nazi kampı. Dışarıdan okul gibi görünüyor hatta dersleri falanda var ama atölyelerinde neler yaşandığı çocukların nasıl sömürüldüğü ve çalıştırıldığı o yönü (bkz: EML) öğrencisi olmadan bilinmez, çünkü bir devlet sırrı.
(bkz: uçan hollandalı'nın gemisi)misali o liseye kayıt olanlar tozdan, yağdan o yerin kalıplaşmış bir parçası haline geliyorlar.
Eğitimin kötü olduğu, başlayanın ya yarıda barakıp yada bitirince bi baltaya sap olamadıkları okul türüdür. Aslında değerlendirildiği zaman ülke kalkınmasına faydalı olacak okullardır nitekim 14 yaşından itibaren bölümünün eğitimini alıyor.
Kavgası eksik olmaz, kızı hiç bulunmaz okullardır. Öğretmenler öğrencileri 3.sınıf vatandaş yerine koyarlar, hayvan gibi davranırlar. Ben atl mezunu olmama rağmen gördüm bu muameleyi. Arada çıkar çok çalışıp bi yerlere gelen arkadaşlar ama her okuldan belki 1 belki 2 tane gerisi ne yapar kimse bilmez.
Kız öğrencilerin çok az olduğu ve erkeklerin yokluktan okullarında bulunan sakkalı bıyıklı kızlara asıldığı, diğer liseler tarafından ezik görülen ezik bir yer. Kültür dersleri doğru düzgün verilmez. Genel olarak bölümler sayısaldır fakat sayısal dersler bazı bölümlerde müfredatda yoktur. Yani resmen "oğlum okuyup ne yapacaksınız? Hadi gidin sanayide çalışın siz" derler.