EN’AM 25 MEALi;
Onlardan seni Kur’an okurken dinleyenler de vardır. Fakat onu anlamalarına engel olmak için kalplerinin üstüne örtüler çektik, kulaklarına da ağırlık verdik. Onlar her türlü mûcizeyi görseler bile yine de ona inanmazlar. Hatta o kâfirler sana geldiklerinde, "Bu Kur’an eskilerin masallarından başka bir şey değildir" diyerek seninle tartışırlar.
burada ne demek istiyor ?
Yani irademe negatif müdahale var ama cehennemde yanan ben olucam.
Tanrıyla her türlü ilişki insani açıdan antropomorfik kalmaya mahkumdur. Tanrının eli doğanın üstündedir şüphesiz ancak bunu insanların anlaması çok da mümkün değil. Eğer kader konusunda kafanız karışıksa kuantum mekaniklerinde indeterminizm konusu ile ölçüm sorunu konusunda araştırma yapmanızı öneririm konuya derinlemesine vakıf olduğunuzda göreceksiniz bu tartışmalar çok çocukça.
Ayet tamda sözlükteki müşrikleri ve kafirleri işaret ediyor. Aynı sözler,aynı teraneler. 1400 yıl önce Ebu cehil ne diyorsa bugünkü torunlarıda aynısını söylüyor.
Madem 1 cümlelik ayetin açıklaması için sayfalar doğrusu tevsife gerek var. Neden bu kitap inmiş. Ben size o tesfirlerin neden olduğunu söyleyeyim. Saçmalıklara kılıf uydurmak için. Gidin bir arap ile konuşun kuran ne diyorsa o der. Tabi Arap olmayanlar için tesfir gerekli.
Bir yaprak bile Allahın izin vermesiyle kıpırdar. Yani olumlu olumsuz ne varsa Allahın izin vermesiyle olur.
Ve gene Allah kuluna emreder. Özgürce seçimini yap.
"özgürce"
Zaten insanın diğer varlıklar arasındaki farkı kendisine seçme özgürlüğü verilmesidir. Bu sayede seçtiği iyi için değeri artarken, seçtiği kötü için sorumluluğu vardır.
Ve ayette anlatılan kişiler yalanı, kibiri, azgınlığı çok uzun süre devam ettirerek kalpleri kötülüğe alışır. Bu Allahın koyduğu bir nevi doğa kanunu gibidir. Evet Allah o kalpleri o hale sokar izniyle ama bu aşamaya gelmek kendi özgür seçimleri sonucu kulun sorumluluğundadır.
Özetle Allah seçim aşamasında bize "özgürce" seçtiriyor biz de seçiyoruz.
yanlış hatırlamıyorsam 10 dan fazla ayette and olsun ki biz kuranı herkesin anlayabileceği şekilde, apaçık bir şekilde indirdik yazılmış. eğer bir kişi, kuranı anlamak için bir tefsire ya da herhangi bir aracıya ihtiyacı olduğunu düşünüyorsa, 10 dan fazla ayeti yalanlayarak, imanın kitaplara inanmak sözünü hiçe saydığı için, dinden çıkmış demektir.
kuranda bir çok yerde kalbin, vücudu kontrol eden, düşüncelerin oluştuğu ve yönlendirildiği bir organ olarak yansıtıldığını görüyoruz. size 21. yy dan çok çarpıcı bir bilgi vereyim: kalbin kan pompalayan bir motordan farkı yoktur. vücuttaki tek görevi hücrelere ulaşması gereken kanı pompalamaktır. insanı yaratan tanrının bunu bilmemesi ya da bu konuda mecaz yapması bana doğru gelmiyor.
iradeye negatif müdahaleye gelirsek; bütün müslümanlar kabul eder ki ruhlar en başta yaratılmıştır. ve yaratılan ilk ruh muhammedin ruhudur. sonra cennette yılan havayı, havva ademi, sonra herkes ademi kandırmış yani bir şekilde adem çok büyük taklaya gelmiş ve cennetten kovulmuşlardır. bu kovulmanın şerefine bütün evren ve içinde bulunduğumuz dünya yaratılmıştır. adem allahtan af dilemek için araya cennette gördüğü bir ismi sokmuştur. muhammedin adını anarak şefaat talebinde bulunmuş ve bağışlanmıştır. bir hadiste şu geçer: allah muhammede derki; eğer sen olmasaydın alemleri yaratmazdım. başa dönersek; ilk yaratılan ruh muhammedinki ve allah ona sen olmasaydın alemleri yaratmazdım diyor. bu durumda ademin o elmayı yememe şansı yoktu. adem o elmayı yiyecek ki allah planladığı gibi dünyayı yaratıp muhammedi de yaratabilsin. yani ademin seçme şansı yoktu. buna inanan hiç kimsenin olmadığı gibi. özgürlük bir yanılsamadır.
--spoiler--
fakat onu anlamalarına engel olmak için kalplerinin üstüne örtüler çektik, kulaklarına da ağırlık verdik.
--spoiler--
allah dilediğine hidayet verir dilediğini de saptırır vs.
eğer özgür iradesi olduğunu düşünen varsa bu ve bunun gibi bir çok ayeti yalanlıyordur. kitaplara imandan sınıfta kaldınız yine. mürtedler kervanına hoş geldiniz.