birçoğu türklerin büyük kısmının işlerine gelince torunu olduklarını iddia ettikleri insanlardır.
fatih sultan mehmed, kanuni sultan süleyman, yavuz sultan selim ve 2. abdulhamid bunlardan sadece bazılarıdır.
tüm gücü elinde tuttukları halde cumhuriyet ilan etmemiş olmamaları, bunun da bırak laikliğe aykırı teokratik ve monarşik bir yapıyı sürdürüp sahiplenmeleri şu anda bize çağdaşlık olarak öğretilmiş olan her şeye ters düştüklerini ne de güzel kanıtlıyor.
hiç düşünmüyor muyuz gerçekten yönetim biçimleri zamana göre değişiklik göstermez. şu anda bize cumhuriyet olarak, demokrasi olarak gösterilen sistemler ne kadar adil?
daha başörtülüleri meclise bile almıyorlar. girsene bakalım çember sakalla, sarıkla, şalvarla, cüppeyle meclise milletvekili olarak...
demek ki neymiş?
demokrasi, sadece onların istediği şartlara ve görüntüye uydukça seçilme hakkının alınabilmesiymiş.
Bu insanların aklına demokrasi deyince türban özgürlüğünden başka bir şey gelmez mi anlamam.
Ama hükumetin kadına layık gördüğü konum çok açık, (bkz: üç çocuk)
çalışma özgürlüğü ise işin paradoksal kısmı.
Onlar devletlerine sahip çıkmaya çalıştılarsa ne ala,
şimdi sen de dene.
Bir partinin genel başkanı olabilir kendisi. habire söylediği şeylerden çark eden bu zat bir sosyal güvenlik kurumun eski genel müdürü bile olabilir hatta.
demokrasi, abdülhamit, cumhuriyet hepsini bir şişeye koyup çalkalayınca güzel kafa yapar. başörtüsünün dinen bir vecibe, şart olmaması (bkz: başörtüsü farzdır yalanı) bir yana ayrıca kamusal alanda baskıcı bir ideolojik simge olması açısından da yasaktır. kanuni yönetimiyle bugünü karşılaştıracak kadar konulardan habersiz olmak da ayrı arıza. ifade özgürlüğü için üretilmiş klişeleri kullanarak sonradan icat bir üniformayı, üstelik de kuran'ı tahrif ederek, kudsiyet atfederek kamusal alana sokmaya çalışmak çakallığı anca köylü kurnazlığıyla açıklanabilir. nasyonal sosyalist partinin meclise üniformayla girmek istemesinden ve bunun demokratik bir hak olduğunu iddia etmesinden zerrece farkı yok bu çarpıtmaların. toplumun çok da kafa yor(a)madığı uzmanlık gerektiren dini konularda artık ayetleri bile çarpıtarak iyice şirazesinden çıkarılmış bu oyuna karnı tok demokratların, milliyetçilerin ve cumhuriyetçi vatanseverlerin.
seçim sisteminin vahşi barajlarına gıkı çıkmayanların, oyların yüzde 36'sını alıp meclisin yüzde 70'ini işgal edenlere neden sesi çıkmıyor ? dualarla açılabilecek bir meclisin ya da dini azınlıkların temsilinin mücadelesini neden yapmıyorsunuz. işiniz gücünüz akıl hastası sait denen herifin zırvalarını günlük hayata sokuşturmaya çalışmak.
demokrasiye inanıyoruz, demokrasinin ırzına geçme özgürlüğüne değil. siz, babanız, dedeniz yedi ceddinizin ufku ahırdaki koyunla koynundaki karıya doğurttuğundan ibaretken bu millet dünyaya hükmediyordu.