Oğlumun Doğum süreci bayağı bir sıkıntılı idi , çünkü 70000 de 1 görülen bir sıkıntısı vardı ve yaşama şansı nerede ise Yok deniliyordu.
Doğum günü geldi çattı , doğumu yaptıracak olan doktor geldi omzuma hafifçe vurdu ve dediki " bak kardeş canı veren de alan da yukarıdaki ( Allah ) bu çocuğun doğduğu zaman yaşama şansı %1 çünkü hastanemize (Hacettepe tıp fakültesi ihsan doğramacı çocuk hastanesi ) son 50 yılda 16 aynı vaka geldi ve şuan yaşayan sayısı 1 (bir) dedi. Eşine bu durumu söyle o da bilsin...sanırım uzaktan gelmişsin (Alanya'dan geldiğimizi biliyorlar idi ) cenaze arabanı falan ayarla..."
Resmen başımdan aşağıya kaynar sular döküldü , kelimeler boğazımda düğümlendi , elim ayağım boşaldı...ömrü hayatımda o kadar üzüldüğümü hatırlamam...
Bir insan eşine , bir anneye gidip nasıl 9 ay karnında taşıdığı bebeğinin yaşama şansı yokmuş kendini bu duruma alıştır diyebilir ki??
Allah kimseyi evladı ile sınamasın...
bebeğe ne olduğunu merak ediyorsanız şayet , Doğumundan hemen sonra daha bebeğimizi kucağımıza almadan 3 saat 45 dakikalık bir ameliyat geçirdi. 60 gün yoğun bakımda kaldı. Yaradana çok şükür ki görecek günü varmış. Şuan 3 yaşında ve hiç bir problemi Yok.
Baba vefatı, olarak cevap verilebilecek soru cumlesi. Öğrendiğiniz an aslında pek çok şey vefat etmistir ancak anne, kardeş bağları duruma alışmanızı sağlar.
Aldatıldığımi öğrendiğim andı.
Açıkçası üzüldüğüm şey o kadının hayatımdan bu şekilde çıkması ve artik olmayacak olması değildi. Üzüldüğüm şey bana yapılandı.
3 yıl önce,babanemi hastaneye kendi ellerimle götürüp,üç dakika evveli sohbet ederken bir anda kalbinin durduğunu duyduğum o an. doktorların odaya doluşu,güvenliğin beni dışarı çıkarması..kabus gibiydi. şükür ki direndi,atlattı. lafın özü,çok kıymetliniz birinin artık bu dünyada olmayabileceği ihtimali bile kalbini paramparça ediyor. hoş gideni de kabul edemiyorsun,o çok ayrı.
Ailesi tarafından genç yaşta zorla ve kendinden çokça büyük insanlarla evlendirilen kız haberlerini okuduğum her andır.
Evlenmemek için küçücük çocuklar intihar ediyorlar.
Sürekli böyle şeyler okuyorum allah sizi ıslah etsin.
Yıllardır her sabah markete giderken hayvanlar icin mama koyarim belli yerlere. Yine günlerden bir gün markete gidiyorum; bizim sokağın kedileri çıldırmış durumda mama vermemi bekliyor derken uzakta kalan kedi mamaya yetişmek için yola fırladı. Orospu çocuğunun teki son Sürat o zavallı kediye çarpti ve kaçtı. Neler yaptıysam yetistiremedim. Zaten o carpma aninda ölmüştü büyük ihtimal, ama işte bir umut belki bir mucize olur diye götürdüm veteriner e oda ölmüş diyince nasıl üzüldüm anlatamam. Hayatimda başka hiçbirşeye bu kadar üzülmedim. Vicdan azabımı anlatacak kelimeler zaten yok. Uzun süre de korkudan mama veremedim. Adam olun da şu sokak aralarında sürat yapmayın pezevenkler.
Düğünümde annem,babam,ablam ve eniştem akşam 22.30'da gitmişlerdi. Hayatımda ilk kez babama sarılıp ağlamıştım o akşam işte. 5 yaşında bir çocuk gibi ağlamıştım. Sonra geri dönmüştüm düğünüme..
Birbirinden ayırt edemiyorum. Ama bir günü hiç unutamıyorum. Dizlerimin nasıl tutmadığını ve zangır zangır titrediğini. Gözlerimin bakıp da göremediğini. O yıkımı, acıyı, hayal kırıklığını, vicdan azabını...