her anımda yanımda olan, birlikte gülüp-eğlendiğim, bilgisine ve kişiliğine hayran olduğum, bir gün bile görmeyince deli gibi özleyip aradığım, bir tanemle, dedemle yaşadığım her anımı çok ama çok özlüyorum. bu kelimeyi daha önce hiç bu kadar derinden kullanmamıştım, 'özlemek'. daha önce hiç kimseyi ve hiçbir anımı bu kadar özlememiştim. oysa ne çok şey barındırıyormuş bu sözcük. bu kelimeyi ilk kez bu kadar çok kullanıyorum, özledim, hem de çok özledim.
o ciddi görüntüsünün altında yatan çocuk ruhu, benimleyken hep ortaya çıkardı. öylesine kafa dengi, öylesine açık fikirli, öylesine destekleyici, öylesine hayran olduğum biriydi ki, ne kadar yazarsam yazayım, kelimelerle ifade etmem olanaksız.
öylesine dürüst, öylesine gerçekçi, öylesine başarılı ve öylesine sevilen birini daha görmemiştim ben. hayatım boyunca onunla ilgili tek bir kötü anımı hatırlamıyorum, ona layık bir torun oldum hep, onu hiç üzmedim ve birlikteyken sadece güldük, eğlendik. hiç üzülmedik. ama yokluğunda üzülüyorum, özlüyorum çünkü. sonra diyorum ki kendime; 'üzülmene dayanamazdı, hep gül isterdi'. gülümsüyorum. gidişiyle bile sözleriyle tebessüm ettiren, öylesine mükemmel biri ki, neyse, öyle işte, keşke hiç gitmeseydin ama doğa-kanun. bir yanım sensiz hep buruk ama sen gittiğin yerde çok mutlu ol bir tanem, dedem, her şeyim.
Anneannemi ve onunla geçirdiğim zamanları. Hayatımın en dertsiz tasasız günleriydi. Canımız nereye isterse oraya gider, canımız ne isterse onu yerdik. Birbirimizin neşe kaynağıydık. Tatlı dillim, güler yüzlüm ey ceylan gözlüm...
" Ben ağlarsam ağlayıp, gülersem gülen.
Bütün dertlerim anlayıp, gönlümü bilen.
Sanki kalbimi bilerek, yüzüme gülen.
Gönlüm hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?"
Hero'yu çok özlüyorum, bana kitap okumasını, bana yazdığı şiirleri, dinlediği şarkılarda aklına gelişlerimi ama en çok da beni sevme şeklini çok özlüyorum ve biliyorum bir daha hiçbir canlı tarafından onun kadar sevilemeyeceğimi. Seni çok özlüyorum Hero.
Anneannem ve dayımın daha genç ve sağlıklı oldukları ve yaşamı sevdikleri eski zamanları, onlarla biriktirdiğim güzel anıları.
Anneannem artık 90 yaşına dayandı aklı hiçbir şeye ermiyor yaşlılığa bağlı beyinsel zaafiyeti var, dayım ise 3. Felcini geçirdi sağlık olarak çok kötü durumda ikisi de son zamanlarını yaşıyor.
asalet. Eskiden insanlarda bir asalet varmış gerçekten. hedefe uçan kuşmuş sanki biz bilmiyoruz birilerinin sana kanat olup uçurduğunu. Bir atasözü var buraya tam uyuyor ama gidip uyuyacağım.
Okuldan eve gelip zoey 101, icarly izlediğim zamanları özlüyorum. O sıralar babaannem hayatta idi, her cuma namazı çıkışında rahmetliye giderdik bize köfte patates kızartması ve en sevdiğim çorbayı yani mercimek çorbası yapardı ve halam ile amcamlarla aramız iyiydi -halamın yüzünü yıllardır görmüyorum bir ev mevzusu yüzünden kardeşini silip attı maalesef-
Çocukluğumdaki dertsiz tasasız, tek sorumluluğumun okula gitmek, ders çalışmak olduğu, huzurlu, gelecek kaygısı duymadığım, güzel çocukluğumu özlüyorum.
en çok özlediğim şeylerden birisi cuma günü akşamından tatile geçiş psikolojisi. 8 yıldır özel sektörde haftanın 6 günü çalışıyorum yemin ederim cuma gününden tatile girmeyi neredeyse her hafta özlüyorum.
birde kış günlerinde bol yağan karı özlüyorum, belki 2013 yılından beri kar görmedim.
nereden esti bilmiyorum ama şöyle güzel bir kar yağsa keşke.