Şu an kayak müsabakası izleyen biri olarak kayak sporu diyorum. Kışın 1 2 kez yağan karda düşmemek icin ekstra efor sarfeden biri olduğumu da ekleyince kayak açık ara.
metrelerce dalganın önünde düşmeden kaymaya çalışmak. ayrıca eskiden hawai'de bu sporu becerebilene tanrı gözüyle bakarlarmış. varın zorluğunu ordan düşünün.
Hicbir sey dısardan görüldüğü gibi değil işin sırrına ve egitimine vakıf olunca dövüş sporları az da biraz cesaretle en zor filan olmaktan bi hayli uzaklaşıyor. Yani psikolijik bir durum onları zor gòrmek.
Yoksa pro futbol da dövüşmekten daha yorucu ve zordur.
Triathlon koşmak diyebilirim, ama olimpik düzeyin üstü olan triathlonlar için geçerli bu söylediklerim. hem mental açıdan hem de fiziksel açıdan çok iyi, düzenli ve zorlu antrenman gerektiren bir alan. Hele tam triat ironman koşmak gideceksin 3.8 kilometre yüzeceksin, sonrasında 180 kilometre bisiklet süreceksin, bazen bu mesafede bisiklette yarışlar veya etaplar olabiliyor, ve son olarak tam maraton (42 kilometre) koşacaksın. Höh ama. Büyük hayranlık duyuyorum bu dalla uğraşan ve bununla birlikte iş hayatı olan insanlara. Sabah üç antremandan birisi, sonrasında iş ve onun ardından geriye kalan iki antremandan birisi. Böyle bir düzende hayatta kalabilmeye de büyük hayranlık duyuyorum. Ben ise işte okul iş var diye daha boklu fitness’a bile gitmeye korkarken, insanlar neleri başarıyorlar.