uzun uzun anlatılmak istenilendir. bir nehir gibi susmaktır *yüzünün deltasında*; *yarım kalmış duvar yazıları'dır*; bir zamanlar 'bende tarçın sende ıhlamur kokusu, az mı dolaştık başkentin sokaklarında'* diye hayıflanmaktır; derken karanfil elden ele*dir yalnızlık; aynı gökyüzü aynı keder* değişen hiçbir şeyin olmamasıdır; bırakma beni insanlar kötü, bırakma beni korkuyorum*dır yalnızlık; bir yüzük yapmaktır bükerek hoşça kal sözcüğünden*; insan nasıl konuşur kendisiyle, nasıl koşar aynalara, bir cana hasret* kalmaktır yalnızlık; ben yalnızım, taa ki sen evrenim oluncaya kadar* ve en nihayetinde paylaşılamayandır, paylaşılınca olmayandır yalnızlık*.
bana sorarsan sözlük 'bütün oyunların bitme saatiydi yalnızlık.'
yalnızlık gerek gramer olarak gerek edebi bakımdan zaten yalın olmaktır.. bunu süsleyip püslemenin manası yok.. sırf yalın , az kullanılmış ve derinmiş izlenimi yaratan bi kelime diye yalnızlık yalınlık vuuu gibi atraksiyonlara girmeye her gece en az 6-7 kişinin yaptığı yalnızlığı yeniden keşfete geyiklerine gerek yok..
yalnızlıkla yalın aynı kökten türemişler bi kere lan ?!
ayrıca da , her gece senin gibi en az 10 kişi bu tarz başlıklar açıyosa ve en az bi o kadar kişi de bu başlığı seninle birebir aynı olan şeylerle dolduruyosa demek ki o kadar da marjinal tekil ve yalnız değilsin he bro ?
bu aynen şuna benziyor : yalnızlığın anlaşıldğı anlar
1. cep teline bilgi mesajı gelmesidir.
2. kapıyı hep anahtarla açmaktır
3. telefonuma sadece turkcellin mesaj atmasıdır
3. zilin sesini unutmaktur
4. cep telefonunun sesini unutmaktur
5.anahtarsız eve ne zaman girldiğini bilmemektir
la tamam anladık.. hepiniz yalnızsınız ama o kadar aynısınız ki , aslında yalnız olmanız imkansız.. im-kan-sız
