"Ne şarkı kalmıştı ne de kusmuk. Sadece kan vardı kan. Canımız sıkıldı. Düştük yola. Gece emeklemeye başlamıştı artık" bir cümle değil belki ama herneyse "Otomatik pORTAKAL - Anthony Burgess"
demek yaşlıların işe yaramadığını söyleyenler boş konuşuyorlar; böyle bir savda bulunmakla, denizde dümencinin hiçbir işe yaramadığını söylemiş oluyorlar; "öyle ya" diyorlar, " gemide kimi direğe tırmanır, kimi güvertede koşuşur, kimi sintineyi boşaltır, dümenciyse dümen elinde rahat rahat oturur". yaşlılar gençlerin yaptığı işleri yapmazlar ama çok daha büyük, çok daha iyi işler görürler. büyük işler kol gücü ya da hız ve çeviklikle değil; düşünce, sözünü geçirme, ortaya doğru düşünceler atmayla başarılır.
cicero- yaşlılık.
Salonun girişinde burnuna soğan,jambon, kızarmış balık ve sebzeden oluşan yoğun bir koku çarpmış derken kamarot masasına gelip, yaltaklanan bir gülümseme ile şöyle demiş;
"sana söylediler mi? bizi bulan askerler, savaşın bittiğini söyledi. saçımızı da onlar kesti. bitlenmeyi engellemek içinmiş. saçım çok yavaş uzuyor şimdi."
kompozisyon sınavlarında, 'giriş, gelişme, sonuç' bölümlerine, kağıdın temizliğine, sağdan-soldan üç santim, yukarıdan-aşağıdan dört santim boşluk var mı diye baktılar, not bu tuhaflığa göre verilirdi; bu uygulamaya da devam ediyorlar 'yönetmelik' saçmalığını bahane göstererek.