hayata dair iç burkan detaylardan biri daha.
talihsiz olay benim başıma geldi. 10 yıldır kardeş gibi olduğumuz, aynı masada yemek yediğimiz bir aile dostuydu. delikanlı türk erkeğiydi. üniversiteye gittikten sonra aradım. bir dahaki sefere o arasın, yoksa aramam sormam bir daha, diye bekledim ve üç beş ay kadar hiç görüşemedik. derken, sabrım taştı ve aradım. telefonu açtı. "kimsin ayol?" dedi. "ne demek lan ayol, ne demek lan kimsin? sildin mi rehberden yoksa toynağını siktiğimin."
"toynağım yok da, istersem popomdan halledebilirsin" diye karşılık verdi.
"lan olm, eskiden daha sağlam espriler yapardın" diye çıkıştım. bir de telefonu kapatmaz mı? Ne oluyor la? kan beynime sıçradı. yarı yıl tatilinde evine gittim. anasına şikayet edecektim pezevengi. bir de baktım ki annesinin dünyası yıkılmış. "oğlum gelmedi" dedi. "nerede" dedim. babası devreye girdi. "facebook sayfasına bak." ""bir de baktım ki uzun favori ve uzun saçları arasında küpeler sallanıyor kulağında... beğenilerinin arasında karl marx ,sırrı süreyya önder, kemal kılıçdaroğlu gibi isimlerinin yanı sıra, fotoğraflarının arasında vücut geliştirmeci götleri teşhir edilmiş...
hayat ne kadar acımasız...
