yaşadığın onlarca ilişkiye gerek kalmaksızın bir insanın seni sevip sevmeyeceğini anlayabilen bir bünyenin, bunun farkına varır varmaz, koşar adım hayattan uzaklaşmak istediği olay.
tüm yaşanılan şeylerden midenin bulanıp bulanmama arasında kaldığı anlarda, karına giren "dostu kaybetme krampı" engel olur vücuda ve kalakalırsın o an, kıpırdayamazsın. ufka dalar onunla yaşadığın onca şeyi düşünür, ağlamaklı olup, kendine sinirlenirsin. bunu ona belli etmeden kendini ondan sogutmaya calısırsın. bu ince bir cizgidir ayarı kacırdıgın anda fecii sonuclar dogurabilir ki; bu olağan sonuçtur. çünkü o senin içini bilir.
farkına vardığının farkına varır, birbirlerini kaybeden iki insanı buruk yıllar yoğurur.
Aslında en başından beri farkettiğin ama gidebildiği yere kadar gitsin dediğin durumdur. Bunu iki taraf da itiraf edebiliyorsa ve bir sonuca varılamayacağı baştan kararlaştırılırsa devam eden bir arkadaşlıkla, fakat görmezden gelinirse sürekli yaşanan sıkıntıyla sonuçlanan bir olaydır.
anlamak yetmez, önemli olan tepki verebilmek ve iki tarafı da incitmeden bir çözüm bulabilmektir. en geçerli çözüm ilişkiyi kesmek olacaktır, en acılı olanı olsa da.
daha kötüsü de vardır. senin en yakın arkadaşına aşık olmandır.
(bkz: attan düşmüşü attan düşmüş anlar)
iki tarafta idare edebiliyorsa yani dostluğu yaralamıyorsa sorun yoktur desem inanmayın o size aşık olduğu kişiden bahsedecek sizden yorum bekleyecek sizde susup kalacaksınız.