bugün

Kazık için bir miktar yakınlık gerekir. Bu yüzden de ne kadar yakınsa kazığın büyüklüğü de girme imkanı da o kadar artar. Dolayısıyla hissiyat açısından kırabilir ama mantık açısından olağan ve beklendiktir.
bu öyle bir şeydir ki; 50 yaşında olmasına rağmen dost, arkadaş bildiğiniz adamın ne kadar aşağılık bir hale geldiğini, çıkarı için herkese ne yalanlar söylediğini fark edip afallarsınız.

gerçekten adam zannediyorum bazılarını ama yok arkadaş adam madam değil çiyandan beter orospu çocukları.

ee ne yapalım götümüze kazık girmedikçe anlamıyoruz bazı şeyleri.
Üzülme çocuk

hayatın boyunca en buyuk darbeleri
Hep en yakının dakilerden yiyeceksin...

Dedirtendir...
arkadaş kazığı, insanı hayatta yiyeyeceği çok büyük kazıklara hazırlar.
Klasik durumdur kazık atan ne kadar yakın olursa damaktaki kalıcılığı da o kadar fazla olur. Tabi her zaman damakta da olmayabilir. Anladın sen onu.
artık o cam fanusun içinden çıkıp gerçekleri görebilme yetisi veren olay.
insanı geçmişe yönelik bir gözden geçirme durumuna iter ve 1e 10 verdiğini gören kişi artık bıkkınlık ve yorgunlukla birlikte "eyvallah" deyip önüne bakar.
fazla güvenirsen ileride başına gelebilecek olaydır.
insanı pollyanna yapan olaydır. güvenmeyi öğrenmekle bir alakası yok olayın. yine güvenirsiniz. yine ayvayı yersiniz.
ben de yedim, iyi ki de yedim aq yoksa nasıl güvenmemeyi öğrenecektim.
Acıtır. Çok acıtır hemde. Yakın arkadaşın kazığı öyle sevgilininkine fln benzemez. Dağıtır insanı paramparça eder. Bi anda büyük bi boşluğa düşersin. Çünkü o şerefsiz adam sen farkında olmadan tüm dünyan olmuştur. Herşeyini paylaştığın bi sırdaş en zor anlarında sığındığın bi liman seni sen kadar tanıyan biri olmuştur. Ve bianda sen onu kaybedersin. Çünkü kazık atmıştır sana, yarıyolda bırakmıştır, tutmamıştır verdiği onca sözü. için acır önceleri ve herşey onu hatırlatır sana. Çünkü herşeyi onunla yatmışsındır. Rehberinden 'kardeşim' ifadesini siler ismini yazarsın, yine de tamamen silemezsin belki bi ihtiyacı olur belki pişman olur yaptığından da arar diye silemezsin. Ama aramaz. Zaten pişman olacak olan en yakınına kazık atmaz. Sonra geçmeye başlar o acı yavaş yavaş ama güvenemezsin bidaha kimseye. Uzun bi süre yalnız kalırsın konuşmak istemezsin kimseyle. Bundan sonra hep yalnız kalacağım dersin güvenmeyeceğim kimseye. Onun için yaptığın fedakarlıklar gelir aklına, uykusuz gecelerin gelir ah ulan dersin, ah ulan.. Sözler verirsin kendine, yeminler edersin ama nafile. Geçmez o acı ömür boyu. Ömür boyu onun adını duyduğunda sızlar sol tarafın ağrılar girer karnına. Çünkü sevmişsindir sen onu, değer vermişsindir ve o bunu hiçbirzaman anlayamamıştır..
şaşılmaması gereken bir durum aslında, sonuç olarak insan sevdiğini sikermiş diye bir laf var.
kazığın hasıdır. çıkardığını zannetsen de saplandığı yerde kalır meret. Eskimez de... Acısı her dem tazedir.
en yakın arkadaş gelip sana platonik aşkını anlattı diye yıllarca aşk acısı çekmek de vardır.
bir söz var ya 'yalan sölediğin için değil bir daha sana güvenemeyeceğim için üzülüyorum' diye onu hatırlatır işte. kelimeler hücum eder beynine önce ama boğazında düğümlenir konuşamazsın. içinden sorarsın kendine sadece neden diye.
er geç herkesin başına bir gelecek olandır. ama önemli olan ikinci defa yaşamamaktır.
bir bob marley alıntısıyla;

''gerçek şu ki herkes seni incitecek. yapmak gereken tek şey; acı çekmeye değer birini bulmak''
beraber büyüdüğünüz insan ise bu en yakın arkadaş, çok sevdiğiniz bir yakınınızın aniden ölüm haberini almış gibi olursunuz.
sizi hayata hazırlar. iyidir.
dün boktun bugün koktun arkadaşıdır.
(bkz: sıralasam burdan dominik e yol olur)
her insanın başına en az bir kere gelmiş bir durumdur.
aynı kızı sevdiyseniz ya sen ona yaşatırsın ya o sana yaşatır....
adamınn iflahını keser ki bu adama nassıl benim en yakın arakdasım diyee...
aşk acısından beterdir. hele de 'iyi dostlar biriktirdim' diyebilen biriysen. bi de eski sevgili varsa işin içinde kafayı bozdurur bozdurur harcatır insana.
bir daha o en yakın arkadaşın adını anmayarak çözülebilecek olay. ben liseden üniversiteye geçişte birsürü adamdan aynı ayarı aldım mesela. çok yakın arkadaşlarımdı, muhabbetimiz çok iyiydi falan adamlar üniversiteye gelince -aynı şehirde olduğumuzu belirteyim- çok değiştiler çok. selamı sabahı kestiler. ben birkaç kere her şeyi eskisi gibi yapmaya çalıştım olmadı. şimdi hayatımda yoklar. adam mı yok kodumun piyasasında onlardan başka?