Günlerdir kör kokan nefesim titriyor,
Ve hiç yoktan parlıyor gölgelerim
mazhar olurken pişmanlığın sabahına;
veresiye satıyorum haybeden pak hayatıma..
Bir kıyamet denizi alev almış akıyor,
varsın aksın sevgili;
kıyamet-i suğraya dokunsun her biri...
bırak,
bırak göz yaşlarımda kaybolsun aşkımızın müteessir eceli.
bu anımı sizlere bu liriklerimle tasvir etmek istedim.
merhaba,
ben pembe tolga
huzurlu bir güne uyanmıştım o sabah. ne kollarımda yarı çıplak uzanan aşk tüccarlarıma, ne de bizi yersiz bir zamanda uyandıran robotum gri tlg'ye karşı agresiftim. nedense her birine haddinden fazla Müsamaha gösteriyordum. uyanır uyanmaz aralarında en çok sevdiğim, poposunun sağ ve sol lobunun birleştiği o kutsal çizgi yolu şiirsel bir ritüeli andıran, merkezi sinir sistemi kollarımda çökmek için yaratılmış, omuz çukuruna viski doldurup içine japon balığı yavrusu bıraktığım, son derece oval vücut hatlarıyla ereksiyona davetiye çıkaran, dişleri fırçalanmasa bile beyaz olan en deneyimli aşk tüccarımın kulağına usulca yaklaşıp fısıldadım:
- günaydın hayatım.
şakınlıkla, ama daha çok korku içerisinde uyanmıştı. yanında uyanık bir şekilde dikildiğimi görünce de titremeye başladı.
korkuyordu... korkuyordu çünkü aşk tüccarlarımdan önce uyandığım her sabah ceza olarak onları balkondan aşağıya atıp penislerini çekiçle eziyordum. bu hayatta kadınlardan çok nefret ettiğim bir şey varsa o da aşk tüccarlarımın benden sonra uyanmasıdır.
tüm bunlar gözlerinin önünden geçmiş olacak ki titreyerek mazeretini açıklamaya çalıştı:
+ tolga... gerçekten farkında değildi-k...
- amaaaan şekerim. bozmayın siz rahatınızı, belki de ben erken uyanmışımdır. olamaz mı ahaha?..
şaşırmıştı...
bu pozitif yaklaşımın eseri kahkahalarım diğer 3'ünü de uyandırmıştı. yeni uyananlar da endişeli gözlerle akıbetlerinin ne olacağını hakkında yersiz düşüncelere dalmışken, hemen yatağımın altından çıkardığım 10 numara araba yağını başlarından aşağıya döküverdim.
ve çok zaman kaybetmeden de üstlerine atlayıp kulak deliklerinden içeriye kokain üfledim. çok mutluydum çok...
her birinin sol lobuna masum öpücüklerimi bıraktıktan sonra da üstümü giyip dışarıya çıktım.
ve pek tabii ki unuttuğumu fark ederek geri dönüp yüzlerine 3.000'er tl'yi çarpıverdim.
nihayet unuttuğum bir şey kalmamışken dışarıdaydım.
ne de güzel bir gündü...
adeta yakıcı pembe güneş bir yandan içimizi ısıtıyor, diğer yandan da nuktedan güzel insanları sokağa davet ediyordu.
o kadar huzurlu ve doyuma ulaşmıştım ki; 1 gün boyunca kimseyi sikmeden yaşayabilirdim o gün.
nitekim yıllarca uzak kaldığım çocuk sesleriyle içimdeki pembe şeytanı azat edebileceğim bir çocuk parkına attım kendimi.
uzun uzun çocukları izlerken bir yandan da gözlerim doluyordu. baba olamayacaktım hiçbir zaman, oğlumu kolundan tutup gay barlarda çapkınlık yapmayı öğretemeyecektim misal, oğluma gidip günün birinde varlıklı bir ailenin oğlunu isteyemeyecektim... tüm bunları düşünürken elmacık kemiğimden usulca yaşlar süzülüyordu. tam da bu sırada fakirlikten saçı 3 numaraya vurulmuş yüzü tozlu bir yavrucak dikildi karşıma;
- amca neden ağlıyorsun. koşun beyler koşun amca ağlıyor!
yüzüne birkaç tokat attıktan sonra cebine 500 tl iliştirdim bu kel yavrucağın.
sonra nedense sarılıp ağladım...
diğer çağırdığı düzinelerce arkadaşı da şaşkınlıkla bana bakıyordu. onları da tokatladıktan sonra yüzlerine 500'er tl çarpıverdim.
beni çok sevmişlerdi...
bir kaç saat onlarla sohbet edip hayatları boyunca kulaklarına küpe etmeleri gereken bir takım seks tüyoları verip parktan uzaklaştım. daha fazla kalamazdım. çok sevmiştim bu sıçan yavrularını. biraz daha durursam her birisinin ailesinin yüzüne 250.000'er tl çarpmak suretiyle hepsini birden evlat edinecektim yoksa. bu ürkünç düşüncelere daha fazla kapılmamak için arkama bile bakmadan bir an önce uzaklaştım o parktan.
karşı caddeye yaklaşmışken yolun hemen çaprazında, kaldırıma uzanmış içli içli ağlayan 2 genç dikkatimi çekmişti.
bunlardan birisi kız diğeri de erkekti. bir kızın ağladığını görünce mutluluktan yaklaşmasam olmazdı.
kahkahalar içinde yanlarına yaklaştım. zaten kusursuz geçen günümün cennet bahçesini bir de bu kızın göz yaşları süslüyordu.
ağzım kulaklarımda sol arka cebimden çıkardığım 200 doları göz yaşlarını silmeleri için uzattım. parayı cüzdanlarına koyup ceplerinden çıkardıkları mendille sildiler göz yaşlarını. bu hareketleri bir kez daha kahkaha atmama vesile olmuştu.
bunlar apaçık fakirdi... ardından seslendim;
- merhaba, ben pembe tolga. nen var kuzum? (kızı hiç umursamadığımı belli edermişçesine erkeğe sordum).
+ sorma abi...
yüzüne 2.000 tl çarpıp ekledim;
- soruyorum.
+ gülçin'in sevgilisi hasta abi. para bulunamazsa ameliyat edilemeyecek.
- ee sen neden ağlıyorsun be lobsuz adam?
- gülçin benim en yakın arkadaşım, erkek arkadaşı da kardeşim sayılır.
yerleri yumruklaya yumruklaya bastım kahkahayı. tanrım ne de güzel bir gündü... bu pembe kulunu mutlu etmek için mi yapıyorsun tüm bunları?
ikisinin de cebine 2.000'er tl sokup yoldan çevirdiğim bir taksiyle evime doğru yola koyulduk.
yolda mutluluktan ağlıyorlar, eşe dosta mesaj atıp müjdeli haberi paylaşıyorlardı.
eve vardığımızda başlarına geleceklerden habersiz titreşimli merdivenlerimin basamaklaını seke seke katediyorlardı.
içeriye girdikten sonra kapıyı kitledim ve o babacan yüzlü gülümsememi bir anda ardımda bıraktım.
endişeyle birbirlerine bakıp ne olacağı konusunda fikir yürütmeye çalışıyorlardı.
- kaç para lazım arkadaşınız için?
+ yi yirmi abi...
- 20.000 demek?
ikisinin de yüzüne 15.000'er tl çarpıp başımla yatağı işaret ettim.
şaşırmışlardı... oğlan olan kızı sikeceğimi düşünerek önünde siper oldu. bir de bunun için gülüp bir 5.000 tl daha yere bırakıp birbirleriyle sevişmelerini emrettim. az önce karnı doymuş midili gibi gülücükler saçan kız ağlamaya başladı.
oğlan ise titriyordu... bugün iyi günümde olduğumu, kimseyi sikmeyeceğimi, bunun yerine izleyeceğimi ekleyip başlamalarını istedim.
kız gözlerini kaçırarak, bir yandan da hıçkırarak aşk tüccarlarımın batırdığı yatağa doğru uzandı. erkek de endişeyle altındakileri çıkarıp kızın üzerine uzandı. birbirlerinin yüzüne bakmamaya çalışarak fısıldaşıyorlardı;
"birazdan bitecek... bunu onun için yapıyoruz. birazdan bitecek."
bu duygusal tablo tüm zevkimi kaçırmadan bağırarak başlamalarını söyledim. oğlan, kızın o pislik biyolojik hata ürünü vajinasına girip çıkarken gözlerini kısmıştı. ümüğünü sıktığım lanet kız ise zevkten inleyen nefesini bastırmaya çalışıyordu. bir yandan ağlıyor diğer yandan da çocuğun beline tutunarak canını yakmaması için mesafeyi korumaya gayret gösteriyordu.
tam bu sırada bahçeden kapıp geldiğim kürekle ikisin de sırtına vurmaya başladım. bir yandan onları seviştiriyor, diğer yandan da sırtlarını morartana kadar vuruyordum. sevişmelerine baktığım anda kusacak gibi oluyordum.
bir kadınla erkeğin sevişmesi kadar iğrenç bir şey olamazdı. gözüm onlara kaydıkça elimle ağzımı kapatıp kusmamaya gayret ediyordum. bir 20 dakika sonra erkek boşaldıktan sonra kızın memelerini kerpetenle koparıp şömineye attım. ardından her ne kadar söz versem de dayanamayıp erkeği siktim. yüzlerine 15.000'er tl fırlattıktan sonra da ikisini de evimden kovdum. kız koşarken arkasından beddualar eşliğinde elimdeki bardakları isabet ettirmeye çalışsam da başaramamıştım.
ama tanrım yine oluyor...
bu sefer neden?..
neden yaşlara Mütemayil olan gözlerim bıraktı kendisini yeniden?
bu yaşlar niye,
neden ağlıyorum yine...
Günlerdir kör kokan nefesim titriyor,
Ve hiç yoktan parlıyor gölgelerim
mazhar olurken pişmanlığın sabahına;
veresiye satıyorum haybeden pak hayatıma..
Bir kıyamet denizi alev almış akıyor,
varsın aksın sevgili;
kıyamet-i suğraya dokunsun her biri...
bırak,
bırak göz yaşlarımda kaybolsun aşkımızın müteessir eceli.
kokainin beyin hücrelerinde meydana getirdiği ağır tahribattır. başkasının götüne, gözüne kulağına üflerken kaçıvermiştir.
edit: 1 saat sonra diğer 6 eksi için görüşmek üzere tolga' cığım...magmaya ulaştığında bayraklar benden. hemşeri sayılırız la...ben de seri eksi oy veren ibneyim.
+ üç en yakın arkadaş yine bir aradayız. acaba bugün bize ne yaptıracak selami? değil mi kanka?
- evet ben de çok merak ediyorum. geçen para karşılığı camları sildirmişti. bakalım bu sefer görev ne!
+bugün para karşılığı sevişeceksiniz..mission impossible!ahahaha. parayla döv onu kanka ahaha.