freud'un felsefesine göre düşünürsek mantıklı, zira freud'a göre insan sevişme ihtimali olmayan bir karşı cinsle kesinlikle yakın arkadaş olmaz. bilinçaltında onunla sevişmek yatar.
-hasan ne yaptık biz !!!
+ben sana dedim maç izlemeye gidelim diye
-sorma abi keşke maça gitseydik
+keşke...
....
-ama çok iyiydin abi
+erkan lütfen susar mısın ??
-baba ben en yakın arkadaşımla sevişiyorum
+ne diyon lan, hakanla mı?
-yok baba hakanla fazla samimi değiliz ama onunlada sevişiyorum
+oğlum manyak mısın? ne diyon sen?
-bakkal halil amca var ya oda çok iyi
+laaaannnn
-ama ben yinede erkanı tercih ediyorum baba, hem babası çok kafa iyi anlaşırsınız..
+*
ortam güzel, kafalar ondan da güzeldir. yanınıza gelir, siz de onun yanına gidersiniz, kulak, burun, boğaz derken elin gezmediği yer kalmaz.
gözler birleşir, dudaklar birleşecekken hilmi abi gelir arkadan pandik atar, rühaühahah diye güler, romantizm kalmaz, seks hayatınız o gece sona erer.
sonra o soğuk havada, kasıklarınızda bir ağrı tutarsınız evin yolunu.
içinizden hilmi'ye söverek.
bu iki kişi hiçbir zaman en yakın arkadaş olmamışlar, sadece birbirlerini tartamadıkları veya fırsatlarını bulamadıkları için arkadaş kalmakla yetinmişlerdir. Varsa sevişecekleri sevişsinler tabii ama hayatı sevgili modunda paylaşmışlardır hep. Asla arkadaş olmamışlardır.
constance adlı hatun kişi kan kanseridir ve ölümü yaklaşmaktadır. en yakın arkadaşı david gale (bkz: kevin spacey) ile muhabbet ederken ona ölmeden önce son kez sevişmek istiyorum der. bizim oğlan kıyamaz ona. ve olan olur.
bir kadınla erkeğin asla en iyi arkadaş olamayacaklarının, birbirlerini o kadar çok seviyolarsa kesin bunun altında birşey olduğunun kanıtıdır. julia roberts'ın başrolünde oynadığı best friend's wedding filmi buna açık seçik bir örnektir. *