uzun sürelik sabrın sona ermesi durumunda yapılan davranış şekillerinin bir yansımasıdır.
bunca yıldır girdiğim ortama soktuğum, kimsenin doğru düzgün sevmediği bir arkadaşım vardı. harbiden hayatta tek yakın arkadaşı, dostu bendim. ama arkadaşım bir değişikti. değişikti derken gay değil lan. garip huyları ve psikolojik bozuklukları vardı. evin içerisinde salak salak ayakta durup göt bağı olmak, sokağın ortasında insan içinde yaratık gibi geğirmek, bir şey söylediğinde öküz gibi suratına bakması, aşırı agresif olması, bir yere kahve içilmeye gidildiğinde garsona emir verircesine konuşup kötü bir şey olduğunda atarlanması, kız bulunan bir mekanda ana bacı birilerine kayması vs. uzar gider.
liseden yani şöyle bir düşünürsek 9 senelik arkadaşımdır kendisi. şunca zamandır kendisine hep acıdığım, başka dostu olmadığını bildiğim ve harbiden de eskileri yad ederken içimin yağlarının eridiği bir arkadaşım, dostumdu. Liseden kalan son kankamdı işte.
Yapacak bir şey yok, insanın öküzlük özelliklerine bir yere kadar katlanabiliyorsunuz ve bu olmadık bir zamana denk gelince kafayı yiyorsunuz. 9 senelik arkadaşınız olsa da sabrınız kalmıyor. E haliyle bu davranışları aklınıza getirdikçe arkadaşlığı, dostluğu kesmek istiyorsunuz. Telefon, skype, steam vs. her yerden engelliyorsunuz. Çok üzgünüm arkadaşım, kendine çeki düzen vermen ve yeni dostluklar edinmen dileğiyle.
Başıma gelen olay. Çok üzülmüştüm severdim çünkü onu ama gittikçe patavatsızlaştığı ve buna tahammül edemediğim için arkadaşlığımı aramızın bozulmasının ardından bitirmek zorunda kaldım.uzun bir süreci kapsadı tabi ki bu. yokluğunu hissetmedim değil ama geçti gitti işte hayatımdan.umarım iyidir.
cok kotu bir durumdur. ne kadar cevrenizde baska arkadaslarinizda olsa onun yerini tutmaz. bazen sadece ona anlatmak istedikleriniz onun anlayacaği seyler olur
a o yoktur. bu yüzden susarsiniz. çünkü bilirsiniz ondam başkasi anlamaz sizi. gidip konuşmak bi mesajla sorunu çözmek istersiniz ama ya gururdan ya da yorgunluk
yapamazsiniz. belki ondan bi adim gelse siz koşa koşa gidersiniz ama olmaz iste...
bazen insanın hayatını değiştirebilen*, ancak her zaman hangi tarafın içinin daha fazla içinin acıdığını merak ettiğim durumdur.
daha fazla değer vermek, dostunun uğruna herşeyini feda etmek insanın kendi yapısına özgüdür. karşıdan beklemez. sadece çok küçük şeyler görüp sonsuz güvenir karşısındakine...
dedim ya hayat değişebilir diye...
günün biriydi. bu şekil bir genç vardı... gencin öss ye girmesine 1 gün vardı. o stresli cumartesiyi dostlarıyla birlikte geçirmek ister insan. gider kardeşlerinin yanına. günü güzel geçmiştir. günün sonunda ayrılmak vakti gelmiştir. tam evine gidecekken en iyi arkadaşlarından birinin yaptığı bir hareket ve üstüne söylediği bir söz onu oldukça sinirlendirir. bir tane kafa atar dostuna. yapı olarak boyu ve fiziği de daha iyi olduğundan karşılık veremez öbür taraf. o şekil evine gider... saat 10 gibi yatağa girer. yarın sınavı vardır. ancak yatağa yattığı anda insan düşünmeye başlar her zaman. bu kuralı unutmuştur. uğraşır uyumak için. ancak dostunu kırmıştır ve aklından gitmiyordur. uyumaya çalışırken sabah ezanı okunmuştur artık*. yatakta uyumadan dönüp durmaktan ter ve sıkıntı içindedir. önceki günün yorgunluğu da artık iyice vurmuştur. artık gün doğar. sınava girecektir... okulu eve uzak olduğu için erken de çıkar evden. sınava girer ancak boş boş bakar kağıda... her soruya baktığında ya uykusu bastırır ya da dün yaptığı olayın etkisi... isteyen çıkabilir dendiği an sınav kağıdını verir ve çıkar...
1 yıl gitti hayatımdan.* sadece en yakın arkadaşımla aramın bozulması hayatımdan 1 yıl götürdü.* ya karşımdaki? o acaba ne hissetti... 4 yıl oldu... hep merak etmişimdir... bahsetmedim tabiki sınav olayından ona...
*bu gece bir dostumla daha aram bozuldu... * bu gece yine uyku yok sözlük. şarkılar ağlatıyor gece gece...
düşünüyorum da kimseyi sevmeyen, skine takmayan, zalim olan insan daha mı mutlu yaşar. siz hiç düşündünüz mü...*