gayet doğal, hatta karşılıklı olduğunda tam anlamıyla mükemmel bi durumdur. kimse kimsenin kardeşi falan değildir. ama ailenden biri kadar güveneceğin insanı kaçırmak da bile bile aptallıktır.
bir erkekseniz size söylecek çok farklı şeylerim var.
şimdi teknik olarak bir erkeğin en yakın arkadaşı bir kız olamaz.
erkek ona kesin yazıyordur, ben demiyorum çük diyor, bu yüzden en yakın arkadaşa aşık olmak gibi bir sıkıntınız olmaz.
iki ucu boklu değnek olarak tabir edilen durumlardandır. böyle bir durumdan önce karşı tarafa açılmak için yapılan klasik hesap ise " abi şimdi aramız çok iyi bizim ama ya kabul etmezse! o zaman da arkadaşımdan olucam lan" şeklindedir. ha bir de bunu düşüne düşüne iyice kendini kaptıranlar falan da vardır tabi umutsuz aşık moduna bağlayan ki onların hali içler acısı olur. siz en iyisi boşverin atın öyle düşünceleri kafanızdan devam edin arkadaş arkadaş.
Dünyada başa gelebılecek en boktan şeylerden biri kesinlikle. Yaşamasamda, yaşayana "bi toparlan, kendıne gel, mantığını devreye sok bakıyım" diyorum. Cünkü kaybetme olasılığınız hep daha yüksektir gençler -bunu yapanlara yol veren biri olarak söylüyorum- dostunuzdan olmayın...
oğlum yapmayın bak valla yapmayın. o hayalden bir kurtulun yok öyle bir şey. tamam yalnızsınız en ufak ilgiyi aşk olarak nitelendiriyorsunuz ama yapmayın. hayır ne demişler bir yere pirince giderken evdeki bulgura bir şey oluyordu hani, o hesap.
en yakın arkadaşa aşık olmak hayatınızı mahvediyorsa demek karşınızdaki insandan emin değilsiniz demektir. unutmayın arkadaşlık ve sevgili ilişkisi birbirinden ayrıdır. emin olamaıyorsanız yani kişi size bunun açık sinyallerini vermiyorsa sizi sadece arkadaş olarak görüyordur. bak birde bir çuval incir meselesi var ya, ya yapmayın işte.
son günlerde benliğimi sikip atan olay. yeryüzünde bana en yakın kızı üniversitede bulmuşum ama gidip salak gibi en yakın arkadaşı oldum birden bire. şimdi ona aşığım ama kaybetme korkum o kadar büyük ki tüm cesaretim tel tel olup dökülüyor nedense. bir yanım hak veriyor sevgime diğer yanım 'ulan it kız senin en yakın arkadaşın adam ol' diyor ve o tarafımda haklı sanırım. onunla aynı şehirde değiliz üniversiteden sonrada sadece telefonla görüşebiliyoruz fakat gecenlerde yanına çağırdı beni 'gel hafta sonu kafamızı dinler ufak bir tatil yaparız' dedi. tabi bende düşünmeden 'evet' dedim, fakat aşkımdan ve onu kaybetmekten çok korkuyorum, bu yüzden gitmeden önce iyice köreltmeye çalışıyorum duygularımı ama henüz bir değişiklik olmadı sanırım olmayacakta.
Başlarda her şey çok güzel ilerler birbirinizi tanırsınız güvenirsiniz her türlü şey paylaşılır bir süre sonra en iyi arkadaşınız size x benden hoşlanıyormuş sen ne düşünüyorsun
der o an içinizde bir kıpırdama olur bu kıskançlığın ta kendisidir.Bir süre sonra her davranışından bir anlam çıkarmaya çalışırsınız , git gide çözülmez bir hal alır.Bütün cesaretinizi toplayarak içinizdekileri anlatmaya başlarsınız tabiki artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.Ne kadar arkadaş kalalım desede olmaz güven zedelenmiştir bir kere en sonunda kopar gider geride ne arkadaşlık kalır ne dostluk kalan tek şey hiç bir zaman bitmeyecek aşkınızdır.
erzurum dan izmir e taşınılmıştır. erzurum'da pek iyi hatıları yoktur gencin. biraz yorgun, biraz buruk taşınmıştır izmir'e. iki zıt şehir. alışması da kolay olmayacaktır tabi. her ne kadar sevmese de erzurum'u arkasında bıraktığı şehir aklına geldikçe üzülmektedir. yeni okuluna kayıt olur ve artık okulun açılmasını bekler alışabilmek için izmir'e.
okulun ilk günü "o" nu görür. güzelliği, kendinden emin duruşu ve derin gözleri dikkatini çeker. ama çekingendir biraz genç, konuşamaz. aynı sınıfta olduklarını öğrenince sevinir. genelin aksine ilk adımı "o" atar. sınıfta yalnız kaldıkları bir anda gelip konuşur gençle. böyle başlar arkadaşlıkları.
gel zaman git zaman ilerler arkadaşlıkları. bu süre zarfında genç, hala alışamamıştır izmir denen o güzel şehre. ailesel sıkıntılar da cabası. genç "o" nun yanında mutludur sadece. kimseye anlatamadığı şeyleri "o" na anlatır. "o" anlardı genci koskoca izmir'de sadece. çok yakın olurlar. bir yılları böyle geçer.
bir yıl sonra sınıfa başka bir okuldan biri gelir. "o" nun yanında oturmaya başlar. aralarından su sızmaz olur. sarılmalar, gülüşmeler, "o" gençle yaptığı her şeyi diğer kişiyle yapmaya başlar. bu arada "o" nun bir de sevgilisi olur. genç "o" nun sevgilisini ve yeni gelen kişiyi kıskanmaya başlar. daha önemlisi "o" na aşık olduğunu anlar. ama aralarında bir çok şey vardır. "o" nunla konuşmaya devam eder. her şeye rağmen araları hala çok iyidir. "o" sevgilisiyle yaşadığı sorunları gelip gence anlatır, genç içinden akan gözyaşlarıyla "o" na sırf mutlu olsun diye tavsiyeler verir ama bu ilişkisi fazla sürmez "o" nun. ayrıldıklarında "o" yine gencin omzunda ağlar. genç, "o" nun saçlarını koklar aklında hiç art niyet olmadan. cennet de böyle kokuyor olmalı der.
zaman akar geçer, genç sarhoş olduğu bir gece birine "o" nu çok seviyorum diye mesaj atar. ertesi gün "o" nunla buluşur. "o" gencin telefonunu kurcalarken gencin aklı "o" nun güzelliğindedir. "o" mesajı görür, genç telefondaki mesajı görünce telefonu kapar elinden. hiçbir şey olmamış gibi devam ederler konuşmaya. ve macera burada başlar.
"o" zor da olsa kabullenmiştir artık gencin sevgisini. bir iki ay süren arkadaşlıktan sevgiliye geçiş dönemini aşmak zor olmuştu ikisi için de. genç bir çok şeyden fedakarlık yapıyordu "o" nun için "o" da genç için.
şimdi gencin tek hayali "o" nunla evlenip, bir kız çocuk sahibi olmak. "o" na benzeyen bir kız. onun gibi kendinden emin, onun gibi güzel, onun gibi fındık burunlu bir kız çocuk.
ekstrem örnekler hariç bir çoğumuz yoldan geçen herhangi birine veya herhangi bir ortamda karşılaştığımız birine aşık olup gidip ayak üstü bir ilişkiye başlamadığımız için gayet doğal olandır. ilişkilerin çoğu arkadaş ortamlarında, arkadaş grupları içinde başlar. en yakın arkadaşa aşık olmanın nesi ayıp, günah? bu da anlaşılabilmiş değil. arkasindan iş çevirmiyorsun, anasına babasına küfretmiyorsun sadece aşık oluyorsun lan bundan daha güzel ne var.
her şeyini biliyorsun ne sevdiğini,ne sevmeyeceğini.
ishal olduğunu yüzüne bakıp anlıyabiliyorsun mesela,
dışarı çıkmak istediğini yada.
her şeyini.
ama ilişki biter arkadaşlığınıza zarar gelir.
türk erkelerinin en büyük zaafı, tabi türk kızlarının da ama en çok erkeklerin. bir dişi şefkat göstermesin, derdini dinleyip şöyle içten gülümsemesin hemen aşık olur bu erkekler. kim olduğu önemli değil. yoksun anlarımızda zaaflarımızın kurbanı oluyoruz maalesef. sonuçları acı oluyor tabi.
