küçükken misafirliğe gidilip de anne babanın bizim için çoook geç saatler olan 12-01 e kadar oturmaları sonucu uyunan uykudur. ne ara uyundu, nereye yatıldı bilinmez. hatırlanan tek şey eve dönüş yolunda birisinin kucağında, baş hafif bir omuza yatmış şekilde bi ara gözlerin açılır gibi olması. hı, annemin kucağıymış, sorun yok deyip tekrar dalınır.
herhangi bir an ve herhangi bir yerde vücudun artık hadi uyuyalım dediği an uyunulan uykudur.Bu sıra başında,otobüste,tv izlerken kanepede en güzeli de adamın kendi yatagında olur.
sabah 7'de kalkılmış bütün gün koşturup hayat meşgalesi içinde yorulup gece dışarı çıkılmış, dans edip eğlenilmiş, sabahın bi körü ikinci mekan yapılmış ordan çıkıp çorbacı ordan nargile ordan kahvaltıya gidilmiş, uyumadan işe gidip eve dönüldükten sonra yani uyumadan geçirilen 36 saatten sonra uyunan uykudur en tatlı uykudur. deneyin görün efendim *
pazar sabahı annenin kalkmamız gerekiyormus gibi kaldırıp sora sakaaa bugun pazar demesinden sonra uyunan uykudur. öyle tatlıdır ki bu bazen anneye kasıtlı olarak yaptırtılır egoistlik olsun diye.
çocukken, o ay sıranın annenizde olması sebebiyle evinizde vuku bulan altın günü esnasında; güne teşrif eden kadınların birbirlerine anlattıkları dertlerinin ve havada uçuşan dedikodu'nun oluşturduğu gürültünün bir ninni gibi gelmesi sonucu dalınan uykudur.