yeme de yanında yat özdeyişini yerine getiremeyip, bahsi geçen nesne için yapılabilecek en iyi şeyi yapmak, bi süre bekletip saklamaktır.
herhangi bir tüketim nesnesi için kullanılabilir.
çocuksal bir içgüdüdür..
hemen bitmesin, biraz daha dursun mantığıyla yapılır..
"kişi önce mezelerle,ara öğünlerle yani sıradan,geyiğine insanlarla idare eder,
takılır,eskitir insanları ama en fazla kendini,sonra dokunmaya bile kıyamadığı ana öğünle yani en sevdiği kişiyle evlenir.evet durum aynen böyledir" başlığı.
Daha önceleri yiyecek konusunda benim de uyguladığım, tam son ve de en güzel parçayı yerken biçok kez başka birinin gelip onu yemesiyle sinir katsayılarımı tavana çıkaran hadise.
ızgara tavuk, salata, sıcak pilav ve yoğurt kombinasyonu önünüze geldiğinde büyük bir hazla salatayı ve ızgara tavuğu önce yiyip sıcak pilav ve yoğurdu sona saklamaktır
sürekli çok sevdiğini söyleyen sevgililerim terkedince paronayaklık derecesinde aklıma gelen önermedir.acaba mıdır?en son bana mı gelecektir?gerçi giden her zaman geri gelmek istemiştir ancak tabak artık başkasının önünde olduğu için bir işe yaramamaktadır.***
hayatta yapılan en büyük yanlıiştır ve ne yazık ki bu biraz geç anlaşılır..derinlemesine düşünürseniz hayat felsefesi denilen şey bile buna dayalıdır..en sevileni en başta halledin..aksi olursa en güzel şeye yer kalmayabilir..bu midede de yürekte de böyledir...*
başlığı görür görmez nedense aklıma eti puf gelmiştir .
daha çocukken * eti pufu özenle kutusundan çıkarıp önce altındaki bisküvili yerini , sonra dışındaki renkli parçacıkları kemirdiğimi en sonunda da ortasında kalan yumşak şeyi bir sokumda yuttuğum geldi ...
bazen annenin ya da sofradaki bir başkasının sizin sona sakladığınız şeyi yemeyeceğinizi sanarak çaktırmadan yemesi veya çöpe atmasıyla sonuçlanan alışkanlıktır. bu da insanın dünyasını karartır.*
önümüze konan tabaktaki et parçalarının diğer parçalardan en sonra yenmesi tadında bir eylem. yalnız dikkat edilmelidir ki sona kalan donakalırmış etlerin yenecek tadı lezzeti en sona saklayayım zihniyeti yüzünden kaçabilir, tecrübeyle sabittir.
Yurtta kaldıgım zamanlar bize yakın olmadığı için sık sık gidemediğimiz ama süper yemekler, özellikle ayran yapan bir yer vardı. (mekan bolu. dusun yemegın guzellıgını)
Nedense yemekle beraber o ayranı ıcmeye kıyamazdım, sona saklardım. artık okulda ısımız bıttı, evlere donucaz ve belkıde o yere tekrar gıdemıcaz. Neyse, yemekten son lokmamı aldım ve arkadasım ayranımın içine sıgara külünü attı.. (evet, arkadasım bir ayıydı)
işte bu da, sona sakladığın en sevdiğinin çöp edilmesidir. bu da böyle bir anımdı
karşındaki kız ise sevişmeyi sona saklamak gibidir. bütün gün her şey yapılır, en son sevişmek kalır onu da verdi mi başka bir şey kalmaz en iyi budur bazen.
misafirliklerde verilen kurabiye tarzı şeylerde hep yaptığımdır.
misal:
3 çeşit kurabiye ikram edilir. burada yapmanız gereken şey verilen 3 kurabiyeden de çok küçük ısırıklar alıp kafanızda lezzet sıralaması yapmaktır. lezzet sıralamasında en kötü olandan başlanır en güzel olan en son yenir.
bu tanım kesinlikle havuç için yapılmıştır. havucun dışı önce itinayla dişlenip içi çıkartılır. o iç çıktıktan sonra öyle bir keyifle seyredilir ki, yenmeden önce eserin biçimi hakkında önfikir edinilmiş olunur. daha sonra afiyetle yemek düşer kişiye ^^ ***