en sevilen şiirler

entry203 galeri1
    76.
  1. Sunay akın' ın çekmece isimli şiirinin 2. Kıtası beni çok etkilemiştir;

    kardeşiyle sokaklarda hep
    bir örnek giydirilen sen
    nasıl sevmezsin eşitliği
    yürürken düşen çoraplarını
    aynı hizaya getirmek için
    annen değil miydi önünde diz çöken
    1 ...
  2. 77.
  3. ah muhsin ünlü;

    "sen beni öpersen belki de aşkımız pratik karşılık bulur
    ne ikna edici bir intihar girişimidir şimdi göz göze gelmek
    elbette ata binmek gibidir seni sevmek sevgilim
    elbette gayet rasyoneldir attan atlamak
    1 ...
  4. 78.
  5. çoktur, ama en sevilenden ziyade en kolay ezberlenen bir şiir yazayım süheyla taşçıer'den

    kadın geometrisi;

    göz

    gerdan

    göğüs

    göbek

    göt
    1 ...
  6. 79.
  7. Bu vatan, toprağın kara bağrında
    Sıradağlar gibi duranlarındır.
    Bir tarih boyunca onun uğrunda
    Kendini tarihe verenlerindir...

    Tutuşup kül olan ocaklarından,
    Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
    Hudutlarda gaza bayraklarından,
    Alnına ışıklar vuranlarındır...

    Ardına bakmadan yollara düşen,
    Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
    Huduttan hududa yol bulup koşan,
    Cepheden cepheyi soranlarındır...

    ileri atılıp sellercesine,
    Göğsünden vurulup tam ercesine,
    Bir gül bahçesine girercesine,
    Şu kara toprağa girenlerindir...

    Tarihin dilinden düşmez bu destan,
    Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
    Her taşı yakut olan bu vatan,
    Can verme sırrına erenlerindir...

    Gökyay’ım ne yazsan ziyade değil,
    Bu sevgi bir kuru ifade değil,
    Sencileyin hasmı rüyada değil,
    Topun namlusundan görenlerindir...

    bu vatan kimin- Orhan Şaik GÖKYAY.
    0 ...
  8. 80.
  9. kanla kirlenmiş evrak

    karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
    aşklarım, inançlarım işgal altındadır
    tabutumun üstünde zar atıyorlar
    cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır
    toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar
    denize yaklaşınca kumlar ve çakıl tasları
    geçmiş günlerimi aşağılamaktadır.

    karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
    ve rüzgar buruşturuyor polis raporlarını
    kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar
    bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden
    çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar
    denizin satırları arasında.
    gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin
    küfre yaklaştıkça inancım artıyor.

    karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
    öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
    saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
    acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
    acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
    ve simdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
    başından başlayabilirim.

    ismet özel
    1 ...
  10. 81.
  11. Turgut Uyar, Bir intihar Akşamı Üstüne Söylenti.

    Kısacık yoğun bir akşam
    herkezin yüzünün bir anıya karıştığı
    yoğun bir akşam
    bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde
    ve bir intihar üstüne söylenti
    bütün kıyıları dolaştı durdu
    kısacık bir akşam

    Kısacık serin bir akşam
    kelebeklerin atlarla yarıştığı
    yoğun bir akşam
    bazı mektuplar damgalandı postanelerde
    oturuldu bir takım şarkılar söylendi
    bir adam bir kadının kapısını vurdu
    kısacık bir akşam

    Neyi söylesem bir kahramanlıktı
    içinde azıcık buluştuğumuz
    bir bulutla bir kağıt peçete arasında
    kısacık yoğun bir akşam
    şaşırdım hüznümü nerelere bıraksam
    bir yanda kasıklarımın sarsılmaz gücü ve
    kısacık yoğun bir akşam

    Her şey bir unutkanlıktı
    arada bir deliler gibi kavuştuğumuz
    tüfekle vurulmuş bir parsın yarasında
    kıcacık yoğun bir akşam
    biliyordum bir soğuktu nereye varsam
    bir yanımda bir el bir yanda vazgeçilmez bir sancı ve
    kısacık yoğun bir akşam.

    Kim karıştırdı gerçekliğine
    yaşadığım sonsuzluğun
    ve oturuldu bir takım şeyler söylendi
    imla kurallarıyla mutsuzluk üstüne
    kısacık bir akşam
    duraladım ne yapsam

    Kim karıştırdı gerçekliğine
    su terazilerindeki ensizliğin
    ve fotoğraflar çekildi ben çıkmadım herkes eğlendi
    araba vapurlarıyla denizsizlik üstüne
    kısacık bir akşam
    o kadar kısa ki bir akşam

    yüzümü suyun ardında buldum
    kıyılar bu yüzdendir öyle dediler
    kısacık yoğun bir akşam
    serin bir akşam öyle söylediler.
    1 ...
  12. 82.
  13. Yılmaz Erdoğan -Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak -

    her şey yapılabilir
    bir beyaz kağıtla
    uçak,örneğin uçurtma,mesela
    altına konabilir
    bir ayağı ötekilerden kısaolduğu için
    sallanan bir masanın
    veya şiir yazılabilir
    süresi ötekilerden kısa
    bir ömür üzerine.

    bir beyaz kağıda
    her şey yazılabilir
    senin dışında
    güzelliğine benzetme bulmak zor
    sen en iyisi sana benzemye çalışan
    her şeyden
    bir gülden, bir ilk, bir sonbahardan sor
    belki tabiattadır çaresi
    senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
    ve benim
    bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
    anlarım bitkiden filan
    ama anlatamam
    toprağın güneşle konuşmasını
    sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla.

    sen bana ışık ver yeter
    bende filiz çok
    köklerim içimde gizli
    gelen giden,açan soran,bere budak yok
    bir şiir istersin,
    "içinde benzetmeler olan"
    kusura bakma sevgilim
    heybemde sana benzeyecek kadar
    güzel bir şey yok.

    uzun bir yoldan gelen
    tedariksiz katıksız bir yolcuyum
    yaralı yarasız sevdalardan geçtim
    koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
    her şeyi anlattım
    olan, olmayan,acıtan, sancıtan
    bilsem ki sana varmak içindi
    bütün mola sancıları
    bütün stabilize arkadaşlıklar
    daha hızlı koşardım
    severadım gelirdim
    gözlerinin mercam maviliğine

    sana bakmak
    suya bakmaktır
    sana bakmak
    bir mucizeyi anlamaktır

    sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
    aşk sorgusunda şahanem
    yalnız kelepçeler sanıktır
    ne yazsam olmuyor
    çünkü bilenler hatırlar
    hem yapılmış,hem yapma çiçek satanlar
    bahçıvan değil tüccarlardır
    sen öyle göz
    sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
    sen teninde cennet kayganlığı iken
    sana şiir yazmak ahmaklıktır.

    bir tek söz kalır
    dişlerimin arasından
    ben sana gülüm derim
    gülün ömrü uzmaya başlar

    verdiğim bütün sözler
    sende kalsın isterim
    ben sana gülüm derim
    gül sana benzediği için ölümsüz
    yazdığım bütün şiirler
    sana başlayan bir kitap için önsöz.

    sana bakmak
    bir beyaz kağıda bakmaktır
    herşey olmaya hazır
    sana bakmak
    suya bakmaktır
    gördüğün suretten utanmak
    sana bakmak
    bütün rastlantıları reddedip
    bir mucizeyi anlamaktır
    sana bakmak
    allah'a inanmaktır..
    1 ...
  14. 83.
  15. You came to me this morning
    And you handled me like meat
    You’d have to be a man to know
    How good that feels, how sweet
    My mirror twin, my next of kin
    I’d know you in my sleep
    And who but you would take me in
    A thousand kisses deep

    I loved you when you opened
    Like a lily to the heat
    You see I’m just another snowman
    Standing in the rain and sleet
    Who loved you with his frozen love
    His secondhand physique
    With all he is and all he was
    A thousand kisses deep

    I know you had to lie to me
    I know you had to cheat
    To pose all hot and high
    Behind the veils of sheer deceit
    Our perfect porn, aristocrat
    So elegant and cheap
    I’m old but I’m still into that
    A thousand kisses deep
    I’m good at love, I’m good at hate
    It’s in between I freeze
    Been working out but it’s too late
    It’s been too late for years
    But you look good, you really do
    They love you on the street
    If you were here I’d kneel for you
    A thousand kisses deep

    The autumn moved across your skin
    Got something in my eye
    A light that doesn’t need to live
    And doesn’t need to die
    A riddle in the book of love
    Obscure and obsolete
    And witnessed here in time and blood
    A thousand kisses deep
    But I’m still working with the wine
    Still dancing cheek to cheek
    The band is playing Auld Lang Syne
    But the heart will not retreat
    I ran with Diz, I sang with Ray
    I never had their sweet
    But once or twice they let me play
    A thousand kisses deep

    I loved you when you opened
    Like a lily to the heat
    You see I’m just another snowman
    Standing in the rain and sleet
    Who loved you with his frozen love
    His secondhand physique
    With all he is and all he was
    A thousand kisses deep

    But you don’t need to hear me now
    And every word I speak
    It counts against me anyhow
    A thousand kisses deep.
    0 ...
  16. 84.
  17. Nazım Hikmet-Ben senden önce ölmek isterim

    Ben
    senden önce ölmek isterim.
    Gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    Ben zannetmiyorum bunu.
    iyisi mi,beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    Kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni görebilesin
    Fedakarlığımı anlıyorsun
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    Ve toz oluyorum
    yaşıyorum yanında senin.
    Sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    Ve orada beraber yaşarız
    külümün içinde külün
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...
    Ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacağız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.
    Ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    Ben daha bir çocuk doğuracağım
    Hayat taşıyor içimden.
    Kaynıyor kanım.
    Yaşayacağım, ama ,çok, pek çok,
    ama sen de beraber.
    Ama ölüm de korkutmuyor beni.
    Yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    Ben ölünceye kadar da
    Bu düzelir herhalde.
    Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bugünlerde?
    içimden bir şey :
    belki diyor.
    1 ...
  18. 85.
  19. Acıyla ve isyanla düştü gözlerim yere
    Fırtına grisi yüzünde bir şaşkınlık.
    Bulutların arasında, kör karanlıkta
    Yapayalnızsam eğer ve düşüyorsam artık dünyaya
    Tek suçlusu sen olmasanda
    Yine de en çok sana kızdım.
    Melekken ben ve hepsinin üstündeyken,
    Eskiden,
    Küçücük sandığım onların dünyalarına ortak oldukça o büyüdü.
    Artık acıyla ve isyanımla
    Kimse beni duymasa da
    Beni duymayanların arasında, çığlık çığlığa bağırıyorum…
    Körüm ve hiç bir düğümü çözemem, onu bulabilsem de
    Ki seni bulabilsem de seni, seni, sevemem artık..
    Bu minik dünyada artık sesin duyulmaz, cismin görülmez oldu.
    0 ...
  20. 86.
  21. düşünme,
    arzu et sade...
    bak böcekler de öyle yapıyor...

    (orhan veli kanık)
    1 ...
  22. 87.
  23. "yokluğun cehennemin öbür adıdır, üşüyorum kapama gözlerini" dizelerini içeren şiirin tamamıdır.
    (bkz: hasretinden prangalar eskittim)
    1 ...
  24. 88.
  25. Çok sevilen şiirlerdir. Aralarında N. F. kısakürek'in ''beklenen'' şiiri vardır. nitekim şair şiirde acayip felsefeye bağlamıştır.
    1 ...
  26. 89.
  27. anlatamıyorum

    ağlasam sesimi duyar mısınız,
    mısralarımda;
    dokunabilir misiniz,
    gözyaşlarıma, ellerinizle?
    bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    bu derde düşmeden önce.
    bir yer var, biliyorum;
    her şeyi söylemek mümkün;
    epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    anlatamıyorum.

    orhan veli
    0 ...
  28. 90.
  29. hazin yolculuk

    kırlardayım yalnız ve düşünceli,
    yürüyorum yavaş, ölçülü ağır
    kumlarda belki insan izi vardır,
    üstlerine basmadan yürümeli.

    kimseler bilmesin diye halimi
    kendim kendisini böyle savunur
    dışımdan içimin hali okunur
    içim alev alev, içim besbelli.

    insanlara karşı kapanıyorum
    kıyılara, ormanlara dağlara
    hayatımı gizli tutamıyorum.

    amor'un benimle, ben onunla
    döğüşmeden, çekişmeden, sonunda
    gideceğim bir yol bulamıyorum.

    cevdet kudret
    0 ...
  30. 91.
  31. Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
    Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

    Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
    Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.

    Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
    Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.

    Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

    Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
    Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

    Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
    Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.

    Yahya Kemal Beyatlı
    1 ...
  32. 92.
  33. N.A. NEKRASOV'dan

    Yanlış yolun karanlığından
    Kandırıp ateşli sözlerimle
    Alçalmış ruhunu kurtardığımda
    Derinden acı çekerek
    Seni saran utancı,

    Lanetledin pişmanlık içinde.
    Unutkan yüreğini
    Cezalandırmak için anılarla
    Benden önce olup biteni
    Anlatırken bana bir bir
    Aniden yüzünü kapadın ellerinle
    Ruhunda başlayan isyanla
    Utançla ve dehşet içinde sarsılarak
    Gözyaşlarına boğuldun.
    0 ...
  34. 93.
  35. Ben
    senden önce ölmek isterim.
    Gidenin arkasından gelen
    gideni bulacak mı zannediyorsun?
    Ben zannetmiyorum bunu.
    iyisi mi, beni yaktırırsın,
    odanda ocağın üstüne korsun
    içinde bir kavanozun.
    Kavanoz camdan olsun,
    şeffaf, beyaz camdan olsun
    ki içinde beni görebilesin...
    Fedakârlığımı anlıyorsun :
    vazgeçtim toprak olmaktan,
    vazgeçtim çiçek olmaktan
    senin yanında kalabilmek için.
    Ve toz oluyorum
    yaşıyorum yanında senin.
    Sonra, sen de ölünce
    kavanozuma gelirsin.
    Ve orda beraber yaşarız
    külümün içinde külün,
    ta ki bir savruk gelin
    yahut vefasız bir torun
    bizi ordan atana kadar...

    Ama biz
    o zamana kadar
    o kadar
    karışacağız
    ki birbirimize,
    atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
    yan yana düşecek.
    Toprağa beraber dalacağız.
    Ve bir gün yabani bir çiçek
    bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
    sapında muhakkak
    iki çiçek açacak :
    biri sen
    biri de ben.
    Ben
    daha ölümü düşünmüyorum.
    Ben daha bir çocuk doğuracağım.
    Hayat taşıyor içimden.
    Kaynıyor kanım.
    Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
    ama sen de beraber.
    Ama ölüm de korkutmuyor beni.
    Yalnız pek sevimsiz buluyorum
    bizim cenaze şeklini.
    Ben ölünceye kadar da
    bu düzelir herhalde.
    Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
    içimden bir şey :
    belki diyor.

    NAZIM.
    4 ...
  36. 94.
  37. ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da
    Göğe bakalım

    Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
    inecek var deriz otobüs durur ineriz
    Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
    Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
    Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
    Herkes uyusun bir seni uyutmam birde ben uyumam
    Herkes yokken biz oluruz biz uyumıyalım
    Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
    Beni bırak göğe bakalım

    Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
    Tuttukca güçleniyorum kalabalık oluyorum
    Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
    Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
    Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
    Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
    Bana dönesin diye bir bir kapattım
    Şimdi otobüs gelir biner gideriz
    Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
    Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
    Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
    Durma kendini hatırlat
    Durma göğe bakalım

    Turgut Uyar - Göğe Bakma Durağı
    4 ...
  38. 95.
  39. Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
    Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
    Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ...
    -Boğamazsın ki!
    -Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
    Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
    Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
    Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
    Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
    Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
    Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
    Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
    Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
    Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
    Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
    Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
    irticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?
    0 ...
  40. 96.
  41. 97.
  42. sokağımsan,
    ben anahtarı çevirdiğim zaman
    kapanan evin kapısı değil,
    senin kapın olsun açılan.

    adresimsen,
    mektuplarım doğru dürüst gelsin;
    iki kişi telefonla konuşurken
    olmayalım hemen üç kişi.

    kentimsen,
    başka kentler de girsin araya;
    daha bir sevinçle katılayım
    şenliğimsen.

    her şeyi yaz, tarihimsen,
    ama her bir şeyi;
    dilimsen,
    sen de koru biraz dilliğini.

    düşüncemsen,
    kız kardeşim pencereyi açsın;
    sorguçlu bir ışık aracılığıyla
    gün yenisi dolsun içeri.

    uzat saçlarını frigya, yarimsen.
    yurdumsan, söz ver anadolu!
    0 ...
  43. 98.
  44. 24 ekim 1945

    bir elmanın yarısı biz
    yarısı bu koskoca dünya

    bir elmanın yarısı biz
    yarısı insanlarımız

    bir elmanının yarısı sen
    yarısı ben
    ikimiz...

    nazım hikmet ran

    30 eylül 1945

    seni düşünmek güzel şey
    ümitli şey
    dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
    fakat artık ümit yetmiyor bana,
    ben artık şarkı dinlemek değil
    şarkı söylemek istiyorum...

    nazım hikmet ran
    1 ...
  45. 99.
  46. Mona Roza, siyah güller, ak güller
    Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Ah, senin yüzünden kana batacak
    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Ulur aya karşı kirli çakallar
    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
    Mona Roza, bugün bende bir hal var
    Yağmur iğri iğri düşer toprağa
    Ulur aya karşı kirli çakallar

    Açma pencereni perdeleri çek
    Mona Roza seni görmemeliyim
    Bir bakışın ölmem için yetecek
    Anla Mona Roza, ben bir deliyim
    Açma pencereni perdeleri çek...

    Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
    Bende çıkar güneş aydınlığa
    Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
    Seni hatırlatıyor her zaman bana
    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar
    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
    Işıksız ruhumu sallar da durur
    Zambaklar en ıssız yerlerde açar

    Ellerin ellerin ve parmakların
    Bir nar çiçeğini eziyor gibi
    Ellerinden belli oluyor bir kadın
    Denizin dibinde geziyor gibi
    Ellerin ellerin ve parmakların

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
    Saat onikidir söndü lambalar
    Uyu da turnalar girsin rüyana
    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

    Akşamları gelir incir kuşları
    Konar bahçenin incirlerine
    Kiminin rengi ak, kimisi sarı
    Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
    Akşamları gelir incir kuşları

    Ki ben Mona Roza bulurum seni
    incir kuşlarının bakışlarında
    Hayatla doldurur bu boş yelkeni
    O masum bakışlar su kenarında
    Ki ben Mona Roza bulurum seni

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
    Henüz dinlemedin benden türküler
    Benim aşkım sığmaz öyle her saza
    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

    Artık inan bana muhacir kızı
    Dinle ve kabul et itirafımı
    Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
    Alev alev sardı her tarafımı
    Artık inan bana muhacir kızı

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
    Bir gün gözlerimin ta içine bak
    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

    Altın bilezikler o kokulu ten
    Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
    Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
    Bir tüy ki kapalı gece ve güne
    Altın bilezikler o kokulu ten

    Mona Roza siyah güller, ak güller
    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
    Kanadı kırık kuş merhamet ister
    Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Sezai Karakoç
    0 ...
  47. 100.
  48. yusuf hayaloğlu - neylersin
    en sevdigim kısmı ise ;
    "Bir gun bu oykunun sonuna gelince
    Ansizin desemki hoscakal canim
    Unutursun mecburen unutursun
    Yildizlar soner bu askta biter
    Bazi gun hatirlayinca sessizce aglariz
    Neylersin..
    Ah bebegim ah..
    Kekremsi bir tadi vardir gozyasinin
    Dudaklarina sizinca farkedersin
    icindeki vurgun asklar mezarliginda
    Ayrilik olumden uste yazilinca
    Gideni durdurmaya yetismez sesin
    Bir inme gibi dolanir bedeninde pismanliklar neylersin.. "
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük