en sevilen şiirler

entry203 galeri1 video2
    26.
  1. yalnız bir opera murathan mungan
    --spoiler--
    dikkat fena çarpar

    --spoiler--


    (...)
    şimdi biz neyiz biliyor musun?
    akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
    birbirine uzanamayan
    boşlukta iki yalnız yıldız gibi
    acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
    bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
    kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
    ne kalacak bizden?
    bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
    sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
    ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
    bizden diyorum, ikimizden
    ne kalacak?

    şimdi biz neyiz biliyor musun?
    yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları
    gibiyiz. umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir
    şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.
    artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi
    ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek
    her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz

    kış başlıyor sevgilim
    hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
    bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
    oysa yapacak ne çok şey vardı
    ve ne kadar az zaman
    kış başlıyor sevgilim
    iyi bak kendine
    gözlerindeki usul şefkati
    teslim etme kimseye, hiçbir şeye
    upuzun bir kış başlıyor sevgilim
    ayrılığımızın kışı başlıyor
    giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime.
    (...)
    4 ...
  2. 27.
  3. akşami geciktirebilirsin belki

    feride için

    gün batarken sula fesleğenleri
    balkonun kokusu sokağa taşsın
    sokaklar kayıp çocuklar gibi
    hırçındır, ürkek ve biraz şaşkın

    sular bulutlanır sen susarsın
    ve kent çıngıraklı bir yılan kadar
    zehirlidir artık sevgilin mahpusken
    üstelik kirli bir lekeye döner umutlar

    acılar katlanır mendil yerine
    sarışınlaşırsın bu kaçıncı güz
    ellerin üşür, çiy düşer çiçeklere
    beklediğin mektuplar da gelmez

    bomboş sayfalara dönerken aklın
    tecrit’teki kitabı fareler kemiriyor
    ve düşlerin sonsuz bir boşluktayken
    bir sigara yakıyorsun, tutuşuyor sular

    akşamı geciktirebilirsin belki
    suladığın fesleğenlerle, kimbilir
    ama vaktin ayırdındadır şimdi
    kuşlar, çocuklar ve mahpuslar
    usulca inse de koldemirleri

    ahmet telli
    3 ...
  4. 28.
  5. murathan mungan yalnız bir opera

    Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı,
    değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? "Eylül'de aynı yerde ve
    aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00
    diye yazmıştın, ve saat 16.04'tü onu bulduğumda.

    Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
    Takvim tutmazlığını
    Aramızda bir düşman gibi duran
    Zaman'ı
    Daha o gün anlamalıydım
    Benim sana erken
    Senin bana geç kaldığını..
    4 ...
  6. 29.
  7. (bkz: sunay akın)

    yüreğim ıslaktır benim
    kuytularda ağlamaktan
    ve hafif uçuktur rengi
    kurusun diye kaç kez
    güneşe asılmaktan.
    4 ...
  8. 30.
  9. Murathan mungan, yalnız bir opera.
    1 ...
  10. 31.
  11. cemal süreya-biliyorum sana giden yollar kapalı.

    i̇nan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
    yalvarırım onu okuma çarşamba günler

    diyor ya işte beni benden alıyor. tabi şiirin tamamı beni alır götürür ama burada böyle sanki uçurumdan düşer gibi oluyorum.
    0 ...
  12. 32.
  13. bir tek senin görebileceğin bir yerden
    sana gülümsüyorum...
    onların duydukları kahkahalarım değil
    aşkı tarif gerekirse sana
    anlatayım
    aşk ne biliyor musun
    benim sana yaşadığım,
    senin durmadan üstüne bastığın...
    0 ...
  14. 33.
  15. Aşk başlamadan güzel,
    Kalplerde heyecan
    Bakışlarda korku olduğu zaman güzel..
    Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
    Başkaları görmesin diye çabalayış,
    Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman..
    Aşk başlamadan güzel..
    (bkz: ümit yaşar oğuzcan)
    4 ...
  16. 34.
  17. (bkz: göğe bakma durağı) ve,

    Öptü beni : «— Bunlar, kâinat gibi gerçek dudaklardır,» — dedi.
    «Bu ıtır senin icâdın değil, saçlarımdan uçan bahardır,» — dedi.
    «ister gökyüzünde seyret, ister gözlerimde :
    «körler onları görmese de, yıldızlar vardır,» — dedi.
    (bkz: nazım hikmet)
    1 ...
  18. 35.
  19. akrep gibisin kardeşim,
    korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
    serçe gibisin kardeşim,
    serçenin telaşı içindesin.
    midye gibisin kardeşim,
    midye gibi kapalı, rahat.
    ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
    bir değil,
    beş değil,
    yüz milyonlarlasın maalesef.
    koyun gibisin kardeşim,
    gocuklu celep kaldırınca sopasını
    sürüye katılıverirsin hemen
    ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
    dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
    hani şu derya içre olup
    deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
    ve bu dünyada, bu zulüm
    senin sayende.
    ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
    ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
    kabahat senin,
    — demeğe de dilim varmıyor ama —
    kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

    nazım hikmet.
    2 ...
  20. 36.
  21. 37.
  22. yerin seni çektiği kadar ağırsın
    kanatların çırpındığı kadar hafif
    kalbinin attığı kadar canlısın
    gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
    sevdiklerin kadar iyisin
    nefret ettiklerin kadar kötü
    ne renk olursa olsun kaşın gözün
    karşındakinin gördüğüdür rengin
    yaşadıklarını kar sayma:
    yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
    ne kadar yaşarsan yaşa,
    sevdiğin kadardır ömrün
    gülebildiğin kadar mutlusun
    üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
    sakın bitti sanma her şeyi,
    sevdiğin kadar sevileceksin.
    güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
    ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
    bir gün yalan söyleyeceksen eğer
    bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
    ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
    ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
    unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
    güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
    kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
    ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
    kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
    işte budur hayat!
    işte budur yaşamak
    bunu hatırladığın kadar yaşarsın
    bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
    ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
    çiçek sulandığı kadar güzeldir
    kuşlar ötebildiği kadar sevimli
    bebek ağladığı kadar bebektir
    ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
    sevdiğin
    kadar
    sevilirsin
    1 ...
  23. 38.
  24. 39.
  25. Ben böyle olmamalıydım!
    ismini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma,
    içime bir ateş düşmeliydi,
    Ayaklarımın feri kesilmeliydi,
    Kendimden geçmeliydim sonra,
    Adını sayıklamalıydım adımı unuttuğumda,
    Ama bunu kimse duymamalıydı,
    Seni mahşere kadar saklamalıydım

    Ben böyle olmamalıydım!
    Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur,
    Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa,
    Çalan her kapıya
    ;sensin; diye koşmalıydım
    Gece yıldızlarını serpince göğe, seni görmek için uyumalıydım.
    Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan, ben hep sana yormalıydım.
    Şarkılar kime söylenirse söylensin, sana diye dinlemeliydim.
    Türküler dolmalıydı odama.
    ;Ben bir selvi boylu yardan ayrıldım
    ; deyince bir ses;selvi boylu yar; sen olmalıydın.
    ;Kömür gözlüm, ateşine düşeli
    ; senin için söylenmiş söz olmalıydı
    Ama bunu kimse bilmemeliydi.
    Seni mahşere kadar saklamalıydım.

    Böyle olmamalıydım!
    Kelimeler Taif;i taşıyınca kulaklarıma, daha yüzüme çarpmadan Taif rüzgarı,
    Taşların izi çıkmalıydı yüzümde.
    Uhud anılırken, dişlerime sızı düşmeliydi.
    Haremde bir ikindi vakti, kem gözler çevrilince sana,
    Ve vefasız eller uzanınca yakana,
    içim daralmalı, nefesim kesilmeliydi.
    Sen ötelere hazırlanırken, öteler senin için süslenirken,
    Son kez baktığın pencerede hayal edip seni,
    Perdenin son kez kapanması gibi kapanmalıydı gözlerim.
    Sonra içime doğru gerilip, seni bize lutfedenin ismini haykırıp,
    ;ALLAH;(cc) deyip, düşmeliydim yere.
    Ama bunu kimse bilmemeliydi.
    Seni mahşere kadar saklamalıydım.

    Ve mahşer günü, uzaktan seni seyretsem, sana yakın olmak için can atsam,
    Beni engelleseler;sen kim, yakınlık kim; deseler,
    Ben ağlamaktan konuşamasam, gözlerini çevirsen bana,
    Benim cennetim bana bakan gözlerindir ve tebessüm etsen
    Ama bunu kimse görmese, seni ebede kadar saklasam.

    (bkz: dursun ali erzincanlı)
    0 ...
  26. 40.
  27. Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
    Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
    Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
    Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.

    Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
    Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
    Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
    Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...

    Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
    Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
    Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
    Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
    Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
    Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
    Gözler ki birer parçasıdır sende ilahın,
    Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
    Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
    Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!

    Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
    Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
    Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
    Vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı.
    Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
    Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
    Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
    Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.

    Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
    Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
    Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
    imkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
    Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
    Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.

    Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
    En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
    Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
    Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...

    Hüseyin Nihal Atsız
    1 ...
  28. 41.
  29. özdemir asaf şiirleridir..
    kısa ve öz olur

    kodu mu oturtur icabında

    iki tür nokta vardır
    biri önüne ver ardına bakar
    biri ardına bakmaz
    ardını noktalar...
    0 ...
  30. 42.
  31. sevilen şiirdir: (bkz: evet isyan)

    demirden sağnaklar altında uyur sevdiğim
    göğsünde hazin ayak izleri eski şubatların
    onu yaralar kıpırdatıyor
    ve o sertelmektedir yaralardan
    kasıklarına boşalmaktadır nal sesleri
    saçları bukleli bir çocuğu öperek uyandıran
    içimize güneşler bırakan nal sesleri.
    keserle yontulmuş bir ağzı var sabahın
    varınca bayrakları, marşları duyuyorum
    başım çılgınca sarsılan dallarla uğraşıyor
    durup dineliyorum bütün taframla
    bütün taframla, bütün yumruklarım, bütün
    hantal yüreklerin olduğu orda.

    kesik kolları var aşkın
    döl ve inat barındıran.
    hırpanî bir okşayışla akşam
    yanaşınca çocuklara
    ben karakavruk yüzümün arkasında
    kırbaçlayarak büyüttüğüm ağrıyı bırakıyorum
    bana ne çerçilerden, çerilerden, kullardan
    halksa kal'am onu kal'a kılan benim
    boşanır damarlarıma yılların kahraman gürültüsü
    çünkü kavganın göbeğidir benim yerim.

    ay vurunca çatlatır göğsümdeki mahşeri
    çünkü kavganın göbeğidir benim yerim
    canlarım, kollarında parti pazubentleri
    dik başlar, erkek haykırışlarla
    göndere, en yukarlara çekiyorlar
    en yukarlara çatlıycak kadar aşkî yüreklerini.
    yıllardır çocuk başları akıyor yamacımızdan
    yıllardır balçıklı bir hayvan çeperlerimizde
    kentlimiz cebinde cinayet fotoğraflarıyla sofraya oturuyor
    köylü -biraz sessizlik- ne tuhaf bir kelime?
    asfalt yakıyor genzimi
    asfalt adamlarını topluyor aramızdan
    yıkılıp omuzdaşlarının seslerine
    yıkılıp bir boran içinde toplayarak çiçeklerimi.

    ben merd-i meydan
    yani toprağın ve kanın gürzü
    güllerin bin yıllık mezarı bendedir
    yukardan bakarım efendilerin pusatlarına
    insanların bütün sabahlarını merak ederim
    gök hırpalanmaktadır merakımdan
    ıtır kokan benim yumruklarımdır
    benim kavgamdır o, aşk diye tanınan.

    alanlara çok bilenmiş yüreğim alanlara
    vurulsun kösleri şu gâvur sevdamızın
    vursun isyanın bacısı olan kanım karanlığa
    zülküf de vursun.
    yüzüne ay kırıkları çarpıp uyansın sevdiğim.

    ismet özel
    0 ...
  32. 43.
  33. Mehmet Akif Ersoy Çanakkale şiehitlerine şiirleri.

    Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...
    O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar,
    Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor;
    Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
    Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
    Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer.
    Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
    Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
    Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
    "Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.
    Herc u merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab...
    Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
    "Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;
    Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
    Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
    Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
    Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
    Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
    Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
    Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
    Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
    Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
    Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
    Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
    Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
    Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin'i,
    Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
    Sen ki islam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
    O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
    Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
    Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
    Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
    Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
    Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.

    Mehmet Akif Ersoy
    1 ...
  34. 44.
  35. 45.
  36. Çekilmez bir adam oldum yine :
    uykusuz, aksi, nâlet.
    bir bakıyorsun ki
    ana avrat söver gibi, azgın bir hayvanı döver gibi bugün çalışıyorum,
    sonra bir de bakıyorsun ki
    ağzımda sönük bir cıgara gibi tembel bir türkü
    sabahtan akşama kadar sırtüstü yatıyorum ertesi gün.
    ve beni çileden çıkartıyor büsbütün
    kendime karşı duyduğum nefret
    ve merhamet...

    Çekilmez bir adam oldum yine :
    uykusuz, aksi, nâlet.
    yine her seferki gibi haksızım.
    sebep yok,
    olması da imkânsız.
    bu yaptığım iş ayıp
    rezalet.
    fakat elimde değil
    seni kıskanıyorum
    beni affet...
    nazım hikmet
    2 ...
  37. 46.
  38. O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Kadının hayali minnacık bir evdi,
    bahçesinde ebruliii
    hanımeli
    açan bir ev.

    Bir dev gibi seviyordu dev.
    Ve elleri öyle büyük işler için
    hazırlanmıştı ki devin,
    yapamazdı yapısını,
    çalamazdı kapısını
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan evin.

    O mavi gözlü bir devdi.
    Minnacık bir kadın sevdi.
    Mini minnacıktı kadın.
    Rahata acıktı kadın
    yoruldu devin büyük yolunda.
    Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
    girdi zengin bir cücenin kolunda
    bahçesinde ebruliiii
    hanımeli
    açan eve.

    Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
    dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
    bahçesinde ebruliiiii
    hanımeli
    açan ev..

    nazım.
    1 ...
  39. 47.
  40. bir kibrit çöpü olsam , kibrit
    ömrü iki parmağının arasında
    düşlerinden alev alıp yanan
    ve dibe geldikce
    bir orman yangını gibi
    parmaklarından damarlarına sıçrayıp
    bana
    kanını kaynatan ...
    yak beni sevgili , külümü alnına sür
    elindeki kir , karasevdamdır ...
    1 ...
  41. 48.
  42. 49.
  43. 50.
  44. Şimdi altı çizilmiş kitaplardan
    Çalınmış öğütler sunamam sana
    Sen benim kör düğümüm
    Gizlimde saklım benim
    Akıl infial hali,
    Hislerimi hiç sorma
    Belki yar diye seni
    Bağrıma basamam ama;
    Yüreğine su serperde içini soğutursa
    Emin ol ki,
    Kimi sevsem sensin
    Bu günde sonra..
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük