en sevilen şiirler

entry203 galeri1 video2
    1.
  1. yazarların en sevdiği şiirlerdir. (bkz: affı umumi)

    Kazayı, belayı, eceli;
    Habil'i, Kabil'i
    Melek olduğuna güç inandığım
    Azrail'i
    Affettim.

    Beddualarıyla dili;
    Sonu gelmeyecek masallarıyla
    Başı, ayağı, eli,
    Afettim.

    Açarken yapraklar, açarken güller
    Diyar diyar, belde belde, dağ dağ
    Gölgemin gölgesi kara haber,
    Seni de;
    Takdir, mukadderat, kader;
    Seni de affettim.

    Bahçemi beğenmeyen çiçekleri de,
    Soframı hor gören yemekleri de,
    Gelmişleri de, gelecekleri de Affettim.

    Arif Nihat ASYA
    5 ...
  2. 2.
  3. Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
    Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
    Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

    Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın ?
    Fatihin istanbulu fethettiği yaştasın.!

    Arif Nihat Asya
    5 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. yeşil pencerenden bir gül at bana.
    ışıklarla dolsun kalbimin içi.
    geldim işte mevsim gibi kapına.
    gözlerimde bulut saçlarımda çiğ.
    2 ...
  7. 5.
  8. Atilla ilahnı anıyorum saygıyla.

    Ayrılık Sevdaya Dahil
    Acilmis sarmasik gulleri kokulariyla baygin
    En gorkemli saatinde yildiz alacasinin
    Gizli bir yilan gibi yuvarlanmis icimde kader
    Uzak bir telefonda aglayan yagmurlu genc kadin
    Ruzgar uzak karanliklara surmus yildizlari
    Mor kivilcimlar geciyor daginik yalnizligimdan
    Onu cok ariyorum onu cok ariyorum
    Heryerimde vucudumun agir yanik sizilari
    Bir yerlere yildirim dusuyorum
    Ayriligimizi hisettigim an demirler eriyor hirsimdan
    Ay isigina batmis karabiber agaclari gumus tozu
    Gecenin irmaginda yuzuyor zambaklar yaseminler unutulmus
    Tedirgin gulumser
    Cunku ayrilik da sevdaya dahil cunku ayrilanlar hala sevgili
    Hic bir ani tek basina yasayamazlar
    Her an otekisiyle birlikte hersey onunla ilgili
    Telasli karanlikta yumusak yarasalar
    Gittikce genisliyen yakilmis ot kokusu
    Yildizlar inanilmiyacak bir irilikte
    Yansimalar tutmus butun sahili
    Cunku ayrilmanin da vahsi bir tadi var
    Oyle vahsi bir tad ki dayanilir gibi degil
    Cunku ayriliklar da sevdaya dahil
    Cunku ayrilanlar hala sevgili
    Yanlizlik hizla alcalan bulutlar karanlik bir agirlik
    Hava agir toprak agir yaprak agir
    Su tozlari yagiyor ustumuze
    Ozgurlugumuz yoksa yalnizligimiz midir
    Eflatuna calar puslu lacivert bir sis kusatti ormani
    Karanlik coktu denize
    Yanlizlik cakmak tasi gibi sert elmas gibi keskin
    Ne yanina donsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
    Kapini bir calan olmadi mi hele elini bir tutan
    Bilekleri bembeyaz kugu boynu parmaklari uzun ve ince
    Simsicak bakislari suc ortagi kacamak gulusleri gizlice
    Yalnizlarin en buyuk sorunu tek basina ozgurluk ne ise yarayacak
    Bir turlu cozemedikleri bu olu bir gezegenin soguk tenhaligina
    Benzemesin diye ozgurluk mutlaka paylasilacak suc ortagi bir sevgiliyle
    Sanmistik ki ikimiz yeryuzunde ancak birbirimiz icin variz
    Ikimiz sanmistik ki tek kisilik bir yalnizliga bile rahatca sigariz
    Hic yanilmamisiz her an dusup dusup kristal bir bardak gibi
    Tuz parca kirilsak da hala icimizde o yanardag agzi
    Hala kipkizil gulumseyen sanki atesten bir tebessum zehir zemberek ASKIMIZ.
    7 ...
  9. 6.
  10. Kulak verin sözlerime iyice,
    Herkes öldürebilir sevdiğini
    Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
    Kimi dalkavukça sözlerle,
    Korkaklar öpücük ile öldürür,
    Yürekliler kılıç darbeleriyle!

    Kimi gençken öldürür sevdiğini
    Kimileri yaşlı iken öldürür;
    Şehvetli ellerle öldürür kimi
    Kimi altından ellerle öldürür;
    Merhametli kişi bıçak kullanır
    Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.

    Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
    Kimi satar kimi de satın alır;
    Kimi gözyaşı döker öldürürken,
    Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
    Herkes öldürebilir sevdiğini
    Ama herkes öldürdü diye ölmez!!!

    Oscar Wilde
    2 ...
  11. 7.
  12. Bilmelisin ki; Bilmelisin ki;
    Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.

    Bilmelisin ki;
    Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,
    anlam yükü o kadar azalır.

    Bilmelisin ki ;
    Karsındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında
    çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.

    Bilmelisin ki;
    Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
    Gerçek aşkların da!

    Bilmelisin ki;
    Tecübenin kaç yasgünü partisi yaşadığınızla ilgisi
    yok,
    ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

    Bilmelisin ki ;
    Aile hep insanın yanında olmuyor.
    Akrabanız olmayan insanlardan ilgi,sevgi ve güven
    öğrenebiliyorsunuz.
    Aile her zaman biyolojik değil

    Bilmelisin ki ;
    Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da
    ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.

    Bilmelisin ki;
    Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
    Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

    Bilmelisin ki;
    Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin
    için dönmesini durdurmuyor.

    Bilmelisin ki;
    Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
    Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz

    Bilmelisin ki;
    iki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini
    sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri
    anlamına gelmez.

    Bilmelisin ki;
    Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
    Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

    Bilmelisin ki;
    sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar
    sürüyor.
    3 ...
  13. 8.
  14. gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
    onlardan kalbime sevda geçmiyor
    ben yordum ruhumu biraz da sen yor
    çünkü bence şimdi herkes gibisin

    yolunu beklerken daha dün gece
    kaçıyorum bugün senden gizlice
    kalbime baktım da işte iyice
    anladım ki sen de herkes gibisin

    büsbütün unuttum seni eminim
    maziye karıştı şimdi yeminim
    kalbimde senin için yok bile kinim
    bence sen de şimdi herkes gibisin

    nazım hikmet.
    3 ...
  15. 9.
  16. üvercinka.
    (bkz: cemal süreyya)

    "kuşlar toplanmış göçüyorlar
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni"

    "hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni"

    "seni o kadar yakından görünce,
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni"

    "hızla geçen otobüslerin ardından benzeşmek...
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni"

    "senaryocu bayanla bir bankta oturuyoruz
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni"

    "iyi anlarında sesin kalınlaşıyor.
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni"

    "baktım yeri toparlıyor ayak izleri
    keşke yalnız bunun için sevseydim seni"
    ...
    4 ...
  17. 10.
  18. Yavaş yavaş ölürler

    Yavaş yavaş ölürler
    Seyahat etmeyenler,
    Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
    müzik dinlemeyenler,
    vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.

    Yavaş yavaş ölürler,
    izzetinefislerini yıkanlar
    Hiçbir zaman yardım
    istemeyenler.

    Yavaş yavaş ölürler
    Alışkanlıklara esir olanlar,
    her gün aynı yolları
    yürüyenler,
    Ufuklarını genişletmeyen ve
    değiştirmeyenler,
    Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile
    girmeyen,
    veya bir yabancı ile konuşmayanlar.

    Yavaş yavaş ölürler
    ihtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan
    kaçınanlar,
    tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
    görmek istemekten kaçınanlar
    yavaş yavaş ölürler.

    Yavaş yavaş ölürler
    Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet
    değiştirmeyenler,
    Rüyalarını gerçekleştirmek için risk
    almayanlar,
    Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
    dışına çıkmamış olanlar.
    Yavaş yavaş ölürler.

    Pablo Neruda
    2 ...
  19. 11.
  20. o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
    arkalarında doldurulması
    mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

    dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
    en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

    utanılacak bir şey değildir ağlamak,
    yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

    yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
    çalınan birinin kalbiyse eğer.

    korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
    insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

    o kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
    hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

    daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
    kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

    belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
    öylesine delice bakmasalardı eğer.

    çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
    kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

    yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
    son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

    düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
    meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

    su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
    beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

    rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
    tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

    o büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
    yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

    o kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
    son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

    bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
    her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

    kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
    dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

    anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
    namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

    uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
    dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

    issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
    sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

    yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
    kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

    i̇nanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
    kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

    gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
    ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

    issızlığa teslim olmazdı sahiller,
    kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

    sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
    yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
    ya canım ellerini tutmak isterse...

    evet sevgili,
    kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
    kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
    mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!
    (bkz: can yücel)
    3 ...
  21. 12.
  22. etme.
    mevlananın şems'e yazdığı dizeler.
    3 ...
  23. 13.
  24. aysel git başımdan - atilla ilhan.
    2 ...
  25. 14.
  26. şimdiki zaman çekiminde bir mahkuma mektup

    (bkz: dilaver cebeci)
    0 ...
  27. 15.
  28. Arkadaşım Badem Ağacı
    sen ağaçların aptalı
    ben insanların
    seni kandırır havalar
    beni sevdalar
    bir ılıman hava esmeye görsün
    düşünmeden gelecek karakış..
    acarsın çiçeklerini ..
    bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
    bir güler yüz bir tatlı söz..
    açarım yüreğimi hemen
    yemişe durmadan çarpar seni karayel
    beni karasevda
    hem de bilerek kandırıldığımızı
    kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza
    koş desinler bize şaşkın
    sonu gelmese de hiç bir aşkın
    açalım yine de çiçeklerimizi
    senden yanayım arkadaşım
    havanı bulunca aç çiçeklerini
    nasıl açıyorsam yüreğimi
    belki bu kez kış olmaz
    bakarsın sevdan düş olmaz
    nasıl vermişsem kendimi son sevdama
    vur kendini sen de bu güzel havaya
    -Aziz Nesin-
    2 ...
  29. 16.
  30. Orhan Veli'nin Hürriyete Doğru şiiri... Ne zaman duysam ya da okusam acayip coşkulandığım bir şiirdir.

    gün doğmadan,
    deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
    kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
    içinde bir iş görmenin saadeti,
    gideceksin;
    gideceksin ırıpların çalkantısında.
    balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
    sevineceksin.
    ağları silkeledikçe
    deniz gelecek eline pul pul;
    ruhları sustuğu vakit martıların,
    kayalıklardaki mezarlarında,
    birden,
    bir kıyamettir kopacak ufuklarda.
    denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
    bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi?
    gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı?
    heeeey!
    ne duruyorsun be, at kendini denize;
    geride bekliyenin varmış, aldırma;
    görmüyor musun, her yanda hürriyet;
    yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
    git gidebildiğin yere.
    1 ...
  31. 17.
  32. "Köleliğin karşılığını buldum sözlükte
    toplumculuk ne demekmiş biliyor musun
    apartıman bundan çıkar biliyor musun
    ondan sonra kulismulis kilitmilit mapusane
    ondan sonra allahmallah yalandolan kaşkariko
    kimden aldın bu şapkayı başına
    ne tutarsın bu şapkayı başında
    neden yere çalmıyorsun bu şapkayı başına
    yere neden bu başı şapkayına
    bak işte görüyor musun diyemiyorum
    dilimin ucunadek geliyor diyemiyorum."
    Korkmazgil
    0 ...
  33. 18.
  34. Kimdi giden kimdi kalan,
    Aslında giden değil,
    Kalandır terkeden,
    Giden de,
    bu yüzden gitmiştir zaten.

    murathan mungan.
    4 ...
  35. 19.
  36. cennette huriler varmış, kara gözlü
    içkinin de ordaymış en güzeli
    desene biz çoktan cennetlik olmuşuz
    bak bir yanda şarap, bir yanda sevgili.

    ÖMER HAYYAM

    kim o deme boşuna
    Benim ben
    Öyle bir ben ki gelen kapına;
    Baştan başa sen

    ÖZDEMiR ASAF
    0 ...
  37. 20.
  38. emmeyince sencileyin akmıyor bebeğim
    kan ağzıma gürül gürül - alnımda süt dişleri...
    seni öyle seviyorum ki condeleezza , bebeğim
    ağzına veresim geliyor
    ağzımdaki dişleri.”
    onur ünlü (ah muhsin ünlü)
    1 ...
  39. 21.
  40. sokaktayım; kimsesiz, bir sokak ortasında
    Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
    Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
    Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
    NFK
    2 ...
  41. 22.
  42. bedri rahmi eyüboğlu - arkadaş dökümü

    evvela dişlerimiz döküldü
    sonra saçlarımız
    arkasından birer birer arkadaşlarımız
    şu canım dünyanın orta yerinde
    yalnız başına yapayalnız
    kırılmış kolumuz, kanadımız
    tatlı canımızdan usanmışız

    bir şüphedir sarmış yüreğimizi
    ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
    bir şüphedir demir atmış ciğerimize
    pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
    düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
    bir çalım bir kurum hepimizde
    nereden inceyse oradan kopsun

    bu canım dünyanın orta yerinde
    hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
    yalan mı? gözünü sevdiğim karıncalar
    işte: hamsiler sürü sürü
    arılar bölük bölük geçer
    leylekler tabur tabur

    ya bizler? eşref-i mahlukat! ..
    boğazımıza kadar kendi murdar karanlığımıza gömülmüşüz

    bizler bölük bölük, bizler tabur tabur
    bizler sürü sepet
    yalnız birbirimizi öldürmüşüz.
    2 ...
  43. 23.
  44. bekle dedi gitti.
    ben beklemedim, o da gelmedi.
    ölüm gibi bir şey oldu
    ama kimse ölmedi.

    özdemir asaf
    2 ...
  45. 24.
  46. cahit sıtkı tarancı- abbas bunlardan birisidir.
    1 ...
  47. 25.
  48. birçoğunu unuttuğum şiirlerdir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük