“Sen aşka inanmazdın sen inanmazdın
Ben maviye inanırdım
Boynumdaki yorgun damarların mavisine
Beyaz dalgaları omuzlayan deniz mavisine
Denizin bittiği yerde başlayan
göğün mavisine inanırdım
Bi de ensemde ki dövmeye inanırdım
(bkz: Kuş Ölür Sen Uçuşu Hatırla)”
Bir ben vardım bir zamanlar,
Birde mutsuzluklarım.
Hayallere dalarken ruhum,
Duyulurdu ıraktan çığlıklarım.
Sessiz yüreğim hâlâ yaşıyor sanırım,
Ve ben hâlâ!
Şiirimin tek mısrasıyla aldanırım...!!!
...güzelleşip bir sevginin göğsüne yatmak biraz
biraz yorgun biraz korkak bir insan sevmek biraz
dayayıp sırtını gecenin duvarına
bir ölünün ağzını dudağını öpmek biraz ‘
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" bir çocuk demiş.
"..besbelli ki
leşler koruyor şehrin bedenlerini
göğsünün kafesinde yalnızca pasak
biliyorsun
korkutulmuş bir kızın yüreğinden fışkıran beyaz güvercinleri
sabahın köründe kalkan trenlerdeki nefret
her gün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti
bunları
bütün bunları biliyorsun
dağlardan dönüyorsun
o sağır yamaçlardan çevik bacaklarını getiriyorsun
ne çicek
ne de ninni
boz şayaktan poturun
dağlarda ne güzeldi
şehre varınca artık meşinler giymelisin
daha esmer
daha kan kusturucu
sen o baygın sevgilerin adamı değilsin
sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne
kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin?
ki ölüm her yerde uyanıktır
alestadır korkunun yardakçıları
tez kızaran güllerden kendini sakın
sevgiler ürkütsün seni
aşk ayrı
aşktır diye geri geldin o çekiç seslerine
bıraktın vazgeçilmez ırmakları
gönlüne kar yağdırıyorsa çocuk sesleri
yetsin
dikkat et
hiçbir şey ıslatmasın namluları!"
''Sana farklı bir şey göstereceğim
Ya sabahleyin arkanda bıraktığın gölgeni
Ya da akşamları seni karşılamak üzere yükselen gölgeni
Sana bir avuç dolusu tozla korkuyu göstereceğim.''