tokatçı: bu sefer herifi de sokacam bavula
gerzek şaban: bu hergeleyi çok beğendim bida dövücem
üç kağıtçı: ben ananın bulunduğu kısma gidiyorum ona söylerim
yedi bela hüsnü: o suratı ikiye bölerim yarı sert olur
yedi bela hüsnü: ediyorum ve de burayı dağıtıyorum
yedi bela hüsnü: bi tane fasulye kurutma makinesi al
korkusuz korkak: arkadaşlar ben zamansız gelen paranın ancak üstüne sıçarım siz de sıçın
yüz numaralı adam: bu kadar parayla şey bile çekilmez niyet
gerzek şaban: bu karıya 50 kağıt bile fazla
iyi aile çocuğu: hayatımda ilk defa senin gibi bi güzelle yemek yiyorum anam
yedi bela hüsnü: senden iyi balina çorbası olur
yedi bela hüsnü: şimdi ananı laciverde boyadım it oğlu it
sakar şakir: kaynanam iyi ulan
tokatçı: büyük resimde ki de ailenin yüz karası sigara bile içmezdi
üç kağıtçı: rıza abi sende biraz gerizekalılık var mı
yedi bela hüsnü: ulan cemal benim suratım çok sert canım çok fazla sert nasıl yumuşar bu surat
"Bekle öyleyse; yılma, korkma, bekle! Sana derya ortasında bir ev kuracağım. Deniz ana karnımızı doyuracak, ateş balıklarıyla aydınlanacağız. iyi mi? (Kız ablam demir parmaklık ardından yanak yanağa edilen söze 'hı, hı' diye başını sallar. ) Deniz kızlarının elinden su içeceksin, kanatlarında cümle iyilikleri taşıyacaksın. Ak güvercinim benim!" der, Sadri Alışık Abi'miz Serseri filminde. Güzel söz denildi mi üstüne tanımam. Gerçekten değeri tam bilenememiş bir hazinesin Abi'm.
+mülayim bey, odamda çok büyük bir cisim var, bomba olabilir. bu gece gelip patlatır mısın?
-patlatılacak o kadar çok bomba var ki, birgün sıra sana da gelir..
